Bir Bedende İki ruh

4K 53 14
                                    

Bu bir karmaşık hikayeydi. İnanması zordu ama gerçekti. Adı ceylandı. Annesi ikizdi ama tek çocuk doğurdu. Kimse bilmiyordu aslında ceylan yedi yaşına girdiğinde kafasının içinde onunla konuşan bir kardeşi olduğunu söylemişti. Tabi ki ona kimse inanmamıştı ve onun sorunlu biri olduğunu düşünmüşlerdi. Ceylan da vazgeçti sonra ve içindeki Ceylan 2'yle arkadaş oldu. Bazen Ceylan 2'nin çenesi hiç susmuyordu. Burçlarımız aynıydı ama ruhlarımız kesinlikle ayrıydı. O Ceylan yani gerçek olanla sürekli uğraşırdı. Bazen onun ağzından konuşurdu. Hareket ederdi kafasınca. İşte o zamanlar onu öldüresi gelirdi gerçekten. Ama görmediği birini nasıl öldürebilirdi ki? Her neyse. Şuan lise sona normal biri olarak giriyordu. Herkesle anlaşmıştı. Tabi en yakın arkadaşı olan Aslı'ya bile bu durumdan bahsetmemişti. Bahsedemezdi. Ceylan çok güzel bir kızdı. Kahverengi her gün düzleştirdiği uzun saçları vardı ve kahve gözleri vardı. Teni beyazdı. Uzun ve iri kemikliydi ama kilosu normaldi. Ceylan bir sağlık öğrensiydi ve şuanda da staj yapıyordu. Samsun'da yaşıyordu. Samsun'un Atakum ilçesinde. Ailesi zengin bile sayılırdı. Kızlarını bu liseye gitmelerine bile karşı çıkmışlardı. Ama Ceylan''lar'' bu konuda çok inatlardı. İkisi de çok istiyorlardı ve sonunda babalarını ikna ettiler. Okul ilkadım denen başka bir semtteydi. O yüzden her gün servis kullanıyordu. Okula ilk gittiğinde sadece sınıf arkadaşlarıyla anlaşmıştı. Ama ikinci senesinden herkesle tanışmış ve iyi anlamşmıştı. Onu herkes okulda severdi hocalar dahil. Çalışkan bir öğrenciydi. En zor hatta baraj derslerde bile rahatça geçerdi. Tabi aslında Ceylan değil Ceylan 2 çok zekiydi ama bundan kimsenin haberi yoktu ve Ceylan bu fırsatı kullanıyordu. Buarada Ceylan kimseyle de çıkmamıştı. Çünkü Ceylan 2 bu tarz şeylerden hoşlanmadığı için izin vermezdi. Bu konu hakkında çok kavga etmiştik. Ben tam Tarık'la öpüşecekken çocuğa öyle bir tokat atmıştı ki. Ceylan onu bir daha görememişti. O çocuğu seviyordu aslında ama bunu Ceylan 2'ye kabullendiremiyordu bir türlü. Haa! Unuttum bu arada o şuan Atakum'daki hastanede haftada üç gün yapması gereken stajı yapıyordu. Onkoloji yani kanser bilimi bölümündeydi. Burada bir çok hasta vardı. Bağırsak kanseri, ilik kanseri gibi bir çok hasta vardı tabi bir de lösemililer. Ceylan''lar'' en çok ona acıyorlardı. Onları mutlu etmek için ellerinden geleni yapıyorlardı. Ama bir hafta sonra bölüm değiştireceklerdi Aslı'yla birlikte. Çünkü stajdayken tüm bölümleri gezmek zorundaydılar. Bu arada söylemesi lazımdı ki burada çok mu çok huysuz hocalar vardı. Kendilerini doktorlardan bile üstün görenler vardı. Ama yinede hiç bir şey dedittirmemişti Ceylan 2 ona. Yoksa Ceylan'a kalsa hocalarla hemen papaz olurdu. O sırada Aslıyla berbar bir çocuğu ziyarete gitmişlerdi. Lösemili bir çocuğun hasta odasına.

-Bugün bir şey getirdiniz mi diye sordu tatlıca. Aslı ve Ceylan'a. Onlar burada olduklarında hocalara fark etmeden her gün küçük süprizler yaparlardı çocuklara. Ceylan cevap verdi.

-Tabiki dedi ve elindeki küçük oyuncağı çıkardı. Bu bir küçük ayıydı. Küçük kız bunu görünce sevinçle boyunlarına atladı ve teşekkür etti. Onlar odadan çıkarken küçük kız annesine oyuncağını gösteriyor e gülümsüyordu. Ceylan o gülücük için hayatın verebilirdi. Bu hasta çocukları çok seviyordu. Hayalinde lösemili miniklere de yardım etmek vardı. Oradan çıkınca yeni gelen hastaya gittiler. Aslında hocaları özellikle o hastaya karşı elinden gelenleri yapmaları için uyarmıştı. Sanırım ünlü biriydi ama kanser olmuştu. İçeri girdiğimizde onu tanımıştım yani dergilerden falan. O Çağan holdingin küçük yakışıklı oğluydu. Sanırım 20 yaşındaydı. Gerçekten çok küçükmüş(!). Adını listede görmüştü Ceylan ve aslı. Bu hastane kuralıydı. İsimleriye hitap ederek sammi olmalıydılar. Adı Cenk'ti. İçeriye girdiğimizde telefonla konuşuyor ve bağırıyordu. 

-Hastalığımı yendiğimde hepinize bunun bedelini soracağım emin olun diyordu ve telefonu pat diye kapattı. Aslı'nın umrunda bile değildi. Cenk denilen çocuğa bakıp gözlerini kırpıştıyordu sanırım Ceylan'da aynısını yapıyordu. Taki Ahh! diyip inleyene kadar. Çünkü Ceylan 2 onu dürtmüştü. Her neyse dedi içinden Ceylan ve Cenk Bey'e

-Bizden istediğiniz bir şey var mı Cenk bey? diye sordu. Hemen Aslı da atladı 

-Evet gerçekten istediğiniz bir şey varsa çekinmeyin. dedi. ve gülümsedi yılışıkça.

-Hastalığım geçmesini istiyorum bir şey yapın o halde sihirli parmaklarınılza diye bağırdı. Ceylan 2 çok sinirlenmişti. Ceylan onu sakinleştiremedi ve Ceylan 2 konuşmaya başladı. Bu kız hep huysuzdu zaten ve dik kafalı.

-Beyefendi biraz kibar olun biz buradaişimizi yapıyoruz bizi bağırmayı kesin! dedi. Ve odadan hışımla çıktı. Aslı'da peşinden geldi.

-Ne yapıyorsun Ceylan o adama iyi davranmazsak hemşire olmaya çok az kala okuldan atılabilirz. dedi.

-Tamam üzgünüm ama napayım çok ukalaydı. Ayrıca sen ne yapıyordun öyle? Kızım senin sevgilin var adama asıldın resmen. dedi ve onu uyardı. Daha sonra lavobaya gidiceğini söyleyip Aslı'nın yanından ayrıldı Cenk tarafından dinlendiğini bilmeden. Lavobaya gittiğinde etrafa baktı ve boş olduğunu görünce konuşmaya başladı Ceylan:

-Ne yaptığını sanıyorsun sen Ceylan 2. Başımıza iş açayım deme sakın. Okuldan haylin olan okuldan atılmak mı istiyorsun sersem?

-Hayır tabiki de ama ne yapsaydım o ukalaya haddini bildirmesemiydim? ayrıca o aklındakilere de sahip çık. Miğdemi bulandırma diye bağırdı. Ceylan'ın işi gerçekten zordu. Kafasının içinde sürekli konuşan ve aşktan anlamayan zeki bir sersem vardı. O sırada tekrar bağırmaya başladı.

-Seni uyarıyorum bir daha böyle yapars.. diye konuşuyordu ki o sırada hemşirelerden biri içeri girdi ve şaşkın şakın Ceylan'a bakmaya başladı.

-Kiminle konuşuyorsun? diye sordu. Aklımdaki sersemle diyemezdim deli sanardı. O yüzden ilk bahanemi kullandım.

-Imm.. ben mi? Telefonla konuşuyordum dedi. Salakça bir bahaneydi. Çünkü staj yaparken telefon kullanmak yasaktı.

-Telefonun yanında mı? Stajerlerin telefon kullanması yasak bilmiyor musun sen? diye kızdı Ceylan'a.

-Ahh.. ben öyle mi dedim. Tmam itiraf ediyordum. Ben tiyarto kulübüne katıldım da ezber yapıyordum. Kimseye söylemek istemedim. Başarısız olmaktan korkuyorum dedi. Bu iyi bir bahaneydi. Hemşire kadın ona her neyse dedi ve lavobalardan birine girdi. Bugün iyi kurtarmıştı ama her gün böyle olamayacaktı. En sonunda bir gün biri ona ya inanacaktı ya da deliler hastanesine yatırılmasını önerecekti...

NOT: Baştan söylüyorum bu hikaye hiç bir dizi film yada kitaptan alıntı değildir. Aklımdan yazdım. Umarım beğenirsiniz.

Bir Bedende İki ruh (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin