Rüyalar dile getirilemeyecek kadar güzel olmamıştı hiç bir zaman. Sen kimsin nesin ? Bilmiyorum. Aslında umursamıyorum da tek dileğim. Benim hayatımı iyi yaşa ve sevdiğinle ol. Hayatta sadece tek bir güzel anım dolu benim onu da birazdan göreceksin. O anıyı hiç unutma olur mu?
9 yaşındaydı Açelya. Yetimhane'de kalıyordu.kimsecikler sevmezdi onu. Sığındığı, güvendiği bir çınar ağacı vardı sadece. Onun tepesine çıkar kimseciklerle konuşmaz izlerdi gökyüzünü. Gökyüzüne bak bazen onu kendinden geçirirdi hatta. Kimseye anlatamadığı şeyleri gökyüzüne bakarak anlatırdı. Günlerden bir gün içinin yine çıktı o ağaca. Ağladı ağlayacak tutuyor kalbini. O sırada bir çocuk;
-Bir gün oradan düşeceksin diye bağırınca gerçekten oradan düştü tam o erkek çocuğunun kucağına. Çocukta sayılmazdı. 13 yaşlarında minik bir gençti.
-Sen kimsin ? dedi Açelya. Daha önce onu buralarda görmemişti.
-Ben Abdullah.
-Daha önce burada mıydın sen?
-Evet her gün seni izliyorum.
-Neden?
-Çünkü bu çınara çıkmanda bir anlam göremiyorum ve aslında izlemek hoşuma gidiyor.
-Ben bu ağaçla sohbet ediyorum.
-Senin başka arkadaşın yok mu ki?
-Yok.
-O zaman artık var.
-Kim?
-Benim bundan sonra senin arkadaşınım.
demişti Açelya'ya. Tabi 5 yıl sonra gitmek zorunda kaldı. Çünkü yetimhanede kalma süresi dolmuştu. O gün ona tam sevdiğini söyleyecekken gitmişti hemde. Yıllarca onun sevgisinden kaçmıştı ama o son gün her şeyi söyleyecekti ona. Aslında yetimhaneden kaçmasının sebebi oydu. Ama yine söyleyememişti ve ölüyordu şimdi. Artık başka bir ruhu olacaktı. Son kez Toprak'la konuştu.
-Biliyor musun? Hayatta ailemden tek sevdiğim şey ismim Açelya'ydı. Lütfen uyandıktan sonra ismimi kullan. Benim için değerli. Bir de Abdullah'ı görürsen tanırsın onu muhtemelen. Anlat ona her şeyi. Onu sevdiğimi söyle. Hayatıma iyi bak. dedi ve gitti Açelya.
O sıralarda Ceylan'ın ailesi öleli bir ay olmuştu ve Ceylan özellikle Toprak'ın olduğu hastanede çalışmak istemişti. Bu sayede onu her gün ziyaret edebiliyordu. Hergün Fatih ve Cenk gelemiyordu artık. Bir şirkette ikisi de iş bulmuş çalışıyordu. Ama Ceylan günde bir çok defa ziyaret ediyordu onu.
O sırada Toprak uyanmıştı aslında. Olanları düşünüyordu. Uyanmıştı gerçekten. Onun uyandığını gören hemşire hemen doktora ve Ceylan'a haber verdi. Doktor Ceylandan önce girdi. Ceylan serviste deli gibi bağırıyordu.
Doktor içeri girdiğinde Toprak'ın bulgularını gözledi.
-İyi hissediyor musun Aa Açelya hanım.
-Ne?
-İsmin yani aslında bedenin gerçek sahibinin ismi Açelya.
-Doğru ya. Ağrım var aslında. Başım ağrıyor.
-Hafif bir ilaç verir birazdan hemşire.
-Teşekkürler.
-Uyandığını haber vermem gereken doktorlar var. Sen dinlen tekrar geleceğiz yanına.
-Tamam.
dedikten sonra çıktı doktor ve hemen Ceylan girdi içeri. Kardeşine sımsıkı sarıldı.
-Toprak uyanmışsın inanamıyorum.
-Açelya kardeşim.
-Sen nereden biliyorsun?
-Doktor söyledi.
-O ismi kullanmak zorunda değilsin biliyorsun?
-Ama kullanmak istiyorum. Merak etme yeni ismim daha iyi.
-Sen nasıl istersen.
-Şimdi aklıma geldi ben nasıl yaşıyorum? Yani benim ruhumu niye bu kıza verdiler?
-Anlatıcam anlatıcam ama önce Fatih ve Cenk'e haber vermeliyim.
-Peki. dedi Açelya
3 saat sonra..
Böyle işte dedi Ceylan. Yanında Cenk ve Faith de vardı. Faith sevdiğinin elini bırakmıyordu. Uyanmasına inanamıyordu.Onların ikisi gülüşürken Açelya'nın aklına bir soru geldi.
-Sahi ya şimdi aklıma geldi. Annemle babam nerede? dedi. Ceylan böyle bir soruyu beklemiyordu. Afalladı. Söyleyip söylemeyeceğine karar veremedi. O sırada Cenk elinden tuttu ve sessizce.
-Söyle. Daha sonra öğrenirse daha kötü olur dedi. Ceylan başıyla onayladı ve Cenk'in elini bırakarak Açelya'nın yanına oturdu.
-Canım kardeşim. Öncelikle sana bir şey okutmak istiyorum.
-Nedir?
-Annemle babamın sana mektubu.
............................
Sevgili kızım;
Söze nasıl başlayacağımızı hiç bilmiyoruz. Ama inan ki seni tanıyoruz. Seni göremedik ama bizimleydin. Sen bizim kızımızsın. Özür dileriz her şey için. Çoğu zaman belki de derdini bile dinleyemedik. Bilemedik neyi sevip neyi sevmediğini. İnanmadık bile sana. Yalnız bıraktık seni. Kimsesiz bıraktık. Ama öğreneceğiz yavaş yavaş. Sen bizim değerlimizsin. Bunu unutma. Şimdi gidiyoruz Samsuna. Ama uyandığında hemen geri geleceğiz. Hatta istersen seninle bile yaşarız. Yeni bir aile oluruz. Sen neyi, nasıl istersen öyle yaşarız Allah nasip ederse. Her şey farklı olacak. Seni seviyoruz. Ve daima seveceğiz.
..............................
Açelya kağıdı defalarca okumuştu. Sonra Ceylan'a
-Hadi onları arayalım da gelsinler. Onlara söylemek istediğim çok şey var.
-Olmaz dedi Ceylan gözleri dolmuştu bile. Onları kaybedeli çok az zaman geçmişti sonuçta. Hala yok olduklarına inanamıyordu.
-Kardeşim artık ben varım sadece. Annem ve babam artık... artık bizi yukarıdan izli.. izleyecekler.dedi ve ağlamaya başladı Ceylan. Cenk gelip sarıldı ona. Ceylan kafasını Cenk'in omzuna yasladı ve hıçkırıklarını susturmaya çalıştı.
Fatihse öylece Açalya'yı izliyordu. Açelya tepkisiz kalmıştı. Bu anı hatırlıyordu. Daha önce de yaşamış gibiydi. Sonra uyurken ağladığını hatırladı. O bunların farkındaydı. Gözünden yine bir damla düştü. Uzaklara dalıp gitti.
-Artık Açelya kadar kimsesiz. dedi. Hepsi şaşırdı çünkü Açelya'nın hikayesini anlatmamışlardı.
-Sen nereden biliyorsun??
-Açelya'nın hikayesini rüyamda gördüm. Son kez konuştuk. Artık yok. O uyanamayacağını biliyordu. Ona bir söz verdim. Hayatını.. hayatımı dolu dolu yaşayacağıma dair. Sözümü tutmak zorundayım. dedi ve daha da konuşmadılar. Hepsinin aklında farklı bir düşünce vardı. Ve onları düşünmeye daldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bedende İki ruh (BİTTİ)
Ficção AdolescenteAnnelerinin karnındayken ikizdiler ama doğduklarında tek bedenleri vardı. Kimse bilmese de Ceylan biliyordu. Onun bedenindeydi kardeşinin ruhu. Tam bir zıt karakterdiler ve bu durum başlarına bir sürü sorun açacaktı. Ceylan aşık olabilirdi belki ama...