NOT:İçten yazabilmek için çok uğraştım bu defa ve çok da uzun yazdım. Umarım benim kadar bayılırsınız. İyi okumalar. :)
Haftalar geçmişti. Haftalar Açelya ve Ceylan'ı yormuştu. Açelya yeni bedeni hakkında konuşulan konular ve röportajlardan sıkılmıştı. Ceylan ise yeni kardeşini tanımaya ve ona destek olmaya çalışayım derken epey yorulmuştu. Cenk ve Fatih ellerinden geldiği kadar yardım ediyorlardı fakat pek de etkili oldukları sayılmazdı. Onların işleri çok yoğundu. Bu arada artık Açelya yeni evine yani kardeşiyle aynı eve geçmişti. Odasını şimdiden çok sevmiş ve bir süre oradan çıkmamaya niyetlenmişti. Fakat evde tek kalmak ve uyumak istemiyordu. Hergün gerçek Açelya'nın farklı bir anısını görüyor ve içi burkuluyordu. Çoğu zaman hıçkırarak uyanıyordu. Ağlıyor duruyordu. O kadar kötü anısı vardı ki Açelya'nın geçmişte. Kalbinin buruk olmadığı günler nadir sayılırdı. Herkes tarafından horlanmış, sevilmemişti. Kimse onu arkadaşı olarak kabul etmemişti hatta konuşmamıştı bile. Müdüre ve çalışanlar da ona kötü davranmışlardı. Toprak da kendini Açelya gibi dışlanmış hisseder olmuştu bazen. Bir gece Ceylan Açelya'nın hıçkırıklarla ağladığını duyunca uyandırmış ve neler olduğunu sormuştu.
-Al sana su getirdim. Sakinleş bir şey yok. diyordu Ceylan kardeşine. Açelya yavaş yavaş sakinleşiyordu.
-Sana anlatmak istediğim şeyler var. Uzun zamandır gördüğüm bazı rüyalar var.
-Nasıl rüyalar? derken Ceylan'ın yüzünde belirli belirsiz bir soru ifadesi oluştu.
-Açelya yani bu bedenin gerçek sahibi Açelya'nın geçmişine dair rüyalar görüp duruyorum. Kızın beyin ölümü gerçekleşmeden önce başına gelmeyen kalmamış ve şimdi yaşadıklarını tek tek yaşıyor gibiyim geceleri. Sence ne yapmalıyım? derken çaresiz bakışlar atıyordu kardeşine.
-Bilmiyorum. Bir çaresine bakacağız. Gerekirse uyku düzenini bile değiştiririz. Birlikte yatalım ister misin? Eskiden böyle bir şansımız yoktu artık var. derken Ceylan'ın gözünün içi gülüyordu. Kardeşi olduğunu kanıtlamak ve onu canlı kanlı karşısında görmek her an onu çok mutlu ediyordu. Ailesinin de bunu görmesini çok isterdi.
-Neden olmasın? derken gülüyordu Açelya. Rüyasını unutmuş gibiydi.
-Eee hemen yatmayalım bari. Biraz dedikodu yapalım ne dersin?
-Allah derim. Haftalardır konuşamadık. Kendi kendime konuşmaktan sıkılmıştım zaten. dedi ve güldü Açelya.
-Fatih ile durumlar nasıl? Alıştı mı yeni sana?
-Sanırım alıştı sadece arada Toprak diyor. O isme fena halde alışmış.
-Aa o isme aslında bizde çok alışmıştık. Ben düşündüm de iki ismi de kullansan ya başkalarına Açelya deriz aramızda Toprak ismini kullanırız. Sana uyar mı?
-Aslında iyi olabilir. Açelya ismi şu sıralar ben ürkütüyor zaten.
-Anlaştık o zaman dedi kardeşine sımsıkı sarıldı.
-Şimdi sıra sende. Cenk ile ne haber?
-Aslında bu aralar belli etmesem de kızgınım ona. Benimle hiç mi hiç ilgilenmiyor. Eskiden olsa her gün en az iki kere arardı. Akşam da kesin ben çıkmadan gelirdi veya nöbetlerim de uğrardı. Ama artık bir kere arıyor ve çıkışta almaya gelmiyor. Bahanesi çok işi olduğu ama bilemiyorum. derken Ceylan'ın yüzü bulutlanmıştı. Düşünüyordu. Muhtemelen Cenk'i. Ona olan sevgisi hiç bitmeyecek gibi. Fkat bu yaptıkları canını yakıyor ve sevgiyi kızgınlığa dönüştürüyordu. Aralarında bağ bir kez koparsa bir daha düzelmezdi. Ceylan asla geriye dönen bir kız değildi. Bunu Cenk'in de bilmesini umuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bedende İki ruh (BİTTİ)
Genç KurguAnnelerinin karnındayken ikizdiler ama doğduklarında tek bedenleri vardı. Kimse bilmese de Ceylan biliyordu. Onun bedenindeydi kardeşinin ruhu. Tam bir zıt karakterdiler ve bu durum başlarına bir sürü sorun açacaktı. Ceylan aşık olabilirdi belki ama...