Ruhlarımız çarpışıyordu ve sanki Toprak başka bir bedendeydi. Bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama sesi çok uzaktan geliyordu. Sonra yavaşça bana yaklaşmaya başladı. Yüzünü tam olarak seçemedim ama duyduğum şey çok netti.
-BENİ ÖLDÜRDÜN...
Ceylan uyandığında nefes alamıyordu ve yoğun bakımın dışından izleyen ailesi hemen doktoru çağırdı. Doktorlar oksijen maskesini çıkardı ve vital bulgularını baktı.
-Neredeyim ben?
-Hastanenin yoğun bakım ünitesinden ve gayet iyisin.
Ceylan bunu tek kişi olarak düşündüğü için aniden canı daraldı. Artık kardeşi yoktu ölmüştü. Onu yaşatmayı ne çok isterdi. O sırada Fatih'i aradı gözleri biliyordu ona olan kızgınlığını. Camdan dışarıya baktığında sadece ailesi ve Cenk vardı. Ben bunları düşünürken türk doktor konuşmaya başladı.
-Tıp'ta bir dünya olayı olduk. Çok önemli psikiyatristler seni görmek ve ruh halinin nasıl olduğunu öğrenmek istiyor. Kabul eder misin?
-Ne zaman? dedi ceylan güçlükle yutkunarak. Sanki üzerinden kamyon geçmiş gibiydi.
-Tam olarak iyileştiğine kanaat getirince.
-Peki. dedi Ceylan ve doktorlar da dışarı çıktı. Onlar gider gitmez tekrar uykuya daldı.
Bu arada zaman su gibi akıp gidiyordu ve asıl bomba henüz açıklanmıştı. Ceylan KPSS'den 89 almıştı ve atanmıştı İstanbul'daki bir hastaneye. Bu durum ona henüz söylenmemeişti fakat sabırsızlık içerisindeydi herkes. Çünkü biliyorlardı Ceylan'ın ne kadar sevdiğini hemşirelik mesleğini
Ertesi gün Ceylan biraz daha toparlanmıştı ve artık ailesi ile görüşebilirdi. Ailesi mutlu ve sabırsızdı. Ceylan ise hala çok yorgun hissediyordu. İlk önce annesi girdi yoğun bakım ünitesine.
-Canım kızım? İyi hissediyorsun ya?
-İyiyiyim annem. Siz neden dönmediniz geri?
-Nasıl döneriz yavrum seni bırakıpta.
-İşleriniz ne olacak?
-İşlerin bir önemi mi var şimdi. dedi annesi. Ceylan da o sırada Geçmişinden bir kareyi hatırladı.
.......
-Anne bugün veli toplantısı varmış. Benimle okula gelir misiniz? dedi 10 yaşındaki minik Ceylan.
-Olmaz kızım. Biz sonradan öğreniriz zaten. Müdürü ararız.
-Ama anne okulumu bile hiç görmedin gelsen ya diye eteğine yapıştı annesinin.
-Hayır dedim deyip iterken Ceylan kafasını dolabım sert yerine çarpmıştı. İşte o günden beri vardı Ceylan'ın başında yarası. Ona hiç destek çıkmamışlardı veinanmamışlardı. Şimdi belki de ölmek üzereyken ailesi çok umursuyordu onu. Onlar ne bir tane daha ruhunun olduğuna ne de ona hiç inanmamıştı. Ceylan'ın belki arada sırada parlayan öfkesi bu yüzündendi.
............
Daha sonra annesi gitti ve babası geldi.
-Canım nasılsın? Ağsrın sızın yok ya?
-Yok baba iyiyim ben dedi ve gülümsedi Ceylan. Her şeye rağmen onları seviyordu.
-Süprizi vermek bana kaldı.
-Ne süprizi?
-Hemşire olmuşsun benim güzel kızım. Atanmışsın. Buradaki bir hastaneye.
-Yani İstanbul'da mı yaşayacağım bundan sonra? İzin verir misiniz ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Bedende İki ruh (BİTTİ)
Fiksi RemajaAnnelerinin karnındayken ikizdiler ama doğduklarında tek bedenleri vardı. Kimse bilmese de Ceylan biliyordu. Onun bedenindeydi kardeşinin ruhu. Tam bir zıt karakterdiler ve bu durum başlarına bir sürü sorun açacaktı. Ceylan aşık olabilirdi belki ama...