Eve gittiğim de daha sabah olduğundan evdekiler uyuyordu. Fazla ses yapmadan odama doğru parmak uçlarım da yürümeye başladım. Umarım bizimkiler daha uyanmamıştır. Eğer küçük cadı gece yatmadıysa annem 11 e kadar uyanmazdı. O zaman ne mutlu bana. Biraz sosyal medyada takılıp, bir de film izlerim. Sonrada yatmayı planlayan ben parkenin gıcırtısıyla büyük bir hata yaptığımı farkettim. Of of nefret ediyorum bu gıcırtıdan. Fayans olsaydı gicirdamazdi. Ama oda soğuk olurdu. Allah'ım ya neden ben?
Ayağımı yavaşça parkenin üzerinden çekerken gene bir gıcırtı. Yani basarken bir gıcırtı çekerken bir gıcırtı. Bu ne Allah aşkına. Neyse tahminime göre az ilerine bir gıcırtı var. Artık evi ve gıcırtı çıkaran parkeleri ezberlemiştim. Ama malesef unuttuğumdan bodoslama bir dalış yaptım ve sonuç tabiki de hüsran. Tekrar adım atmak için yavaşça arkadaki ayağımı çektim ve ön taraftan emin olduğum bir yere koydum. Gıcırdamamıştı. Böyle yavaş yavaş gidersek öğleden sonra anca varıcaktım galiba odama. Bir yolunu bulmam gerekiyordu. Tek yol yavaş ve emin adımlarla gitmekti.
Yavaş adımlarla odamın kapısından girdim ve hemen kapıyı ardımdan kapattım. Direk dolabıma gidip altıma rahat bir gri şort , üstümede siyah bluz giydim. Okul açılmıştı ama havalar hala sıcaktı bu yüzden yazlıklarımı daha kaldırmamıştım. Okul formasından kurtulmanın rahatlığıyla masamın üzerinde duran diz üstü bilgisayarımı elime alarak yatağa zıpladım. Keşke hiç ayrılmasak güzel yatağım. Şifreyi girip bilgisayarı açtım. Internetten yazın izlediğim filmin 2 si çıkmıştı onu izlesem fena olmazdı aslında. Neyse nerde bu film ya bulamıyorum. Filmi aramaktan sıkıldım ama nerede bu film ? Aha buldum işte bu dolana kadar müzik dinlesem daha iyi. Ama kulaklık hadi ama ya neden çantamdasın? Yataktan kalkmadan önce facebooku açıp yatağın üzerine bıraktım. Masanın üzerinde bulunan çantanın içini karıştırırken bilgisayara bildirim gelmişti. Yavaşça kulaklığı çantadan çıkarttım ve aynı uyuşuklukla yatağa ilerledim uykum gelmeye başlamıştı. Ayy walla uyuyacam ben. Bilgisayarı kapağını kapatım kulaklıkla birlikte masanın üzerine koydum ve yatağa uzanmak için battaniyenin içine girdim. Sonrasını hatırlamıyorum.Gözlerimi içerden bağrışma sesleri geldiği için açmak zorunda kaldim. Sanırım küçük cadım uyanmıştı da annesiyle kavga ediyordu. Maşallah kime çekti bu kız. Yataktan ayaklarımı aşağı salladım. Ne kadar çok uyumuş olabilirim ki? Duvardaki saate baktığımda saatin 04.30 olduğunu görmemle gözlerime inanmıyorum. O kadar uyumuşmuydum yani. Zaman çok hızlı geçmiş ama ben hiç uyumamış gibiydim. Hani derler ya çok uyusan vücut doymazmış uykuya ama az uyursan daha dirençli olurmuşsun. (sanırım böyle bir şeydi yanlişsa kusura bakmayın )
Yataktan hala kalkmamıştım. Bir yerden müzik sesi geliyordu. Nerden gelebilir ki ? Tabi ya telefonum hızlıca çantadan telefonumu almak için ayağa kalktım. Nerde bu telefon ? Bulamıyorum. Nerde ya ?Iste buldum. Arayan Selindi.
Niye aramıştı ki bu kız beni."Alo"
"Alo İdil?"
"Efendim Selin?"
"Kanka aşağı inelim mi?"
"Olur. Inerim birazdan."
"Bizim bankta oturuyorum."
"Tamam. "
Telefonu kapattıktan sonra odamdan dışarı çıktım. Annem mutfakta kahvaltı yapıyordu. Küçük cadı da sanırım televizyon izliyordu. Televizyon sesi kulağıma kadar geldi. Maşallah ne kadar da açmış bunu sesini. Çocuk kanalında ki melodiyi duyabiliyodum. La la la la luna
Kadının sesi çok güzeldi hiptonize oluyormuş gibiydi aynı. Belki de çocuklar o yüzden televizyona fazla bakıyorlardı. Mutfağa doğru saçlarımın içini kaşıyarak yürümeye başladım. Bir yandan da anneme okuldan daha 1. dersten kaçtığımı nasıl söyleyeceğim onu düşündüm ve bam buldum. En iyisi karın ağrısıydı. Saçlarımın arasını kaşımayı bırakarak elimi karnıma koydum. Ve sızlanmaya başladım. Umarım annem anlamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızca Sen
Teen FictionOkyanus dedi kız.... Nereden bilebilirdi ki her şey bir OKYANUS sözcüğünden başlayacağını... Apartmanın renkli kızı, şaşkın ama bir o kadar da masum olan İdil'in hayatı gayet normaldi. Her şey yerli yerinde. Küçük cadısı Yağmur ağlıyor, annesi İdil...