Kesinlikle ondan etkileniyordum ama bunu nasıl becermiştim. Yani ondan nasıl etkilenmiştim? Neyine etkilenmiştim?! Vurucu noktası neydi? ! Yoksa OKYANUS MAVİSİ gözlerinde mi saklıydı gizemi.
Yatağımın soluna döndüm. Evet kesinlikle onu düşünmeden edemiyordum. İyide ben nasıl bu hale gelmiştim? Ne ara bağlanmıştım Okyanus'a!! Sağa döndüm bu sefer! Evet kesinlikle deliriyordum ve bu benim için hiç de iyi olmazdı. Dönüp durmaktan sıkılıp yataktan ayağa kalktım. Aynanın karşısına geçip kendime alıcı gözüyle baktım ama hüsrandı. Ben nasıl bir kızdım. Mesela öteki kızlar boya fıçısına girip çıkıyordu ben sadece küçük ufak tefek bir fırçayı o boya fıçısının içine ucunu batırarak makyaj yapıyordum. Sorunlu muydum? Hayır değildim. Peki ya neden bu kadar önemsiyordum bu dış görünümümü. Onun için mi? Kafamı iki yana sallayıp kendime kızdım. Saçmalama İdil! Onun için süslenmeyeceksin! Onun dikkatini çekmeye çalışmayacaksın! En önemlisi onu unutmaya çalışıcaksın! Kendi kendime kararlarıma son verip dolabıma doğru yürüdüm. Bugün okula gitmesem nasıl olurdu ki? Masamın üzerinde duran telefonumu alıp rehpere girdim. En aşağıda olan canım kankam Selin'in numarasını buldum ve aradım.
"Alo? Kanki ne yapıyorsun?!"
"Servisteyim kanki sen?!"
"Ben mi?! Şeyyy... ben bugün okula gelmesem vallahi çok kötüyüm. "
"Saçmalama! Biliyorum ben seni onun için gelmeyeceksin! Hemen dolabın önünde ki aynaya bakmayı kes ve hazırlan!"
"Aynaya baktığımı nereden bildin kız? !"
"Ah bebeğim beni hiç tanımamışsın! Ama ben seni çok iyi tanıyorum bebeğim! Hadi öptüm! Güle güle! "
"Korkutuyorsun!!!"Telefonu suratıma kapatmasıyla güle güle bile diyememiştim ki zaten son dediğimide anlamamıştır. Mal ya bu kız! Gülümsedim ve dolabın içerisinden kıyafetlerimi alıp üzerime bir çırpıda geçirdim. Saçlarımı dağınık ev topuzundan kurtarıp sıkıca yüksekten at kuyruğu yaptım. Evet hazır olduğuma emin olduğumda çantamın içerisine annemin akşamdan hazırladığı 4 tane böreği ve meysuyumu koydum. Doğru okula beslenme götürüyordum. Çünkü okul yemeklerimiz bizi zehirleyecek kadar igrençti. Suyumuda çantama yerleştirip evden çıktım. Bu aprtmandan gelen kokuda neydi?! Biri boya falan yaptıriyordu sanırım. Bu ne biçim koku ya! Odun falan mı kesmislerdi burda! Odunsu ve boyası garip kokuyu atlatmak için ağzımı ve burnumu elimle kapatım merdivenlerden üçer beşer atlayarak dış kapıdan kendimi zor attım. Evet kesinlikle bir ağacı bizim apartmanın icerisinde kesmişlerdi. Yüzümü ekşitip yola döndüm. Nerede kalmıştı bu servis. Kolumdaki babamın hediyesi olan saate baktım hâlâ gelmesine vardı. Omuz silkip yol boyunca yürüdüm. Mahallenin sonunda çocuk parkı vardı oraya kadar yürüsem bir şey olmazdı sanırım. Omzumdaki çantayı tek koluma alıp içerisinden kulaklığımı ve telefonumu aldım. Tekrar omzuma yüklenip yolda tek kulaklığımı takmış şekilde yürümeye başladım. Şarkı hareketliydi. Seviyordum bu şarkıyı bana onu hatırlatıyordu. İsmide güzeldi zaten. Ve kesin ismi yüzünden seviyordum bu şarkıyı. Gülümsedim ve öteki ucunuda taktım kulağıma. Bu sefer ses beynimin yanından geliyordu sanki. Kıkırdadım kesinlikle aklımdaydı bu çocuk. En son ne demiştim ben! Ha!!! Şey bu Okyanus'u unutucam demiştim. Peki şimdi ne yapıyorum?! Evet mallık testinin son kısmınıda başarıyla bitirmiştim. Aferin bana !! Yolda yürüyerek Derya Uluğ- Okyanus dinliyordum. Harika yani! Bu şarkıyı sırf Okyanus sözcüğü geçtiği için seviyordum. Ve bu şarkıyı dinlemeye devam edersem nah unuturdum!!! Karşı kaldırıma baktım. İki sevgili el el tutuşmuş yürüyorlardı. Kız sımsıkı tutmuş oğlanın elini. Oğlan ise kızı kendine çekiyor. İzin veriyor kıza. Birbirlerinde boğuluyorlar tıpkı benim istediğim gibi. Kafamı önüme cevirdim bu sefer! Karşı kaldırımdan gelen iki genç ve bir Golden Retvier köpek! Köpek sakince bana doğru yürüyordu. Ama öteki iki genç çocuk apaçi tarzlariyla ağızlarının suyunu toplamadan birbirlerine bakıp kendi cinslerince gülüyorlardı. Evet uzaktan biri görse köpek saldırır uzaklaşalım buradan derdi. Ama benim gördüğüm köpeği insan dışı bir şekilde çekiştirip hırpalayan iki insan dışı varlıktı. Köpek ise normalce yolunda yürüyordu. Şimdi soruyorum size kim saldırır? Köpeği hırpalayan ki güya gezdirmiş oluyor!! Yoksa köpek mi saldırır!! Sinirle kafamı yana çevirdim ve sevgili gençlere doğru yürüdüm. Yüksek kaldırımdan inip yolun kenarında duran arabaların arasından geçtim. Yolu da geçtiğimde iki güzel insanların yanındaydım. Gülümsedim ve yola adımladım. Bir adım, iki adım, üç adım...Düüüüüd!!! Sese döndüm telaşla ama tek gördüğüm sarı parlak ışıklardı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızca Sen
Teen FictionOkyanus dedi kız.... Nereden bilebilirdi ki her şey bir OKYANUS sözcüğünden başlayacağını... Apartmanın renkli kızı, şaşkın ama bir o kadar da masum olan İdil'in hayatı gayet normaldi. Her şey yerli yerinde. Küçük cadısı Yağmur ağlıyor, annesi İdil...