14.BÖLÜM

176 28 10
                                    

Ben geldim bal böceklerim (:

Nasılsınız ? :)

Umarım iyisinizdir. Yine güzel bir bölüm...

İnşallah beğenirsiniz. :D

Haaa bu arada vote ve yorumlar iyice düştü :/ lütfen vote ve yorum yapar mısınız? Yani en azından yorum yapında fikirlerinizi alayım:D

Neyse hadi bölüme başlıyalım...
İyi okumalar bal böceklerim.

İDİL BOZGUN'dan

"Özlemişim kanki seniiii.! "

Boynuma atlayan Selin'e sarıldım. Kolarımı beline doladım kulağına gömüldüm. Ben böyle gömülünce Selin kulağıma eğildi ve fısıltıyla bir şeyler dedi. " Kanka sana anlatacaklarım var ama ilk önce eve gidelim. " Gülümsedim. Kim bilir neler olmuştu. Boynuna gömüldüğüm Selin'in kulağına yine aynı fısıltıyla tamam dedim. Selin'den ayrılıp etrafa bakındım. Semih çaprazımız da bizi izliyordu. Aras ise arabaya binmişti. Beni öyle o durumda gördükten sonra çocuğu iyi bir dövüp beni dışarı çıkarmıştı. Sonrada arabaya atlamış ve suan bizi bekliyordu. Ben bunları düşünürken Semih yanıma gelip sarıldı. Şaşkınca ona bakarken geri çekildi ve gülümsedi.
"Geçmiş olsun İdil... "
Düdüdüdüdü..
bu ses Aras' ın korna sesiydi. Konuşması yarım kalan Semih sabır çekti arkasına bakıp geri bana döndü.
"Neyse ne hadi arabaya binelim."
Kafamı bir aşağı bir yukarı hareket ettirip onlara eşlik ettim. Bugün okula gidememiştim. Okul saati de geçmişti. Akşam olmuştu lan! Of anneme ne diyecektim ben. Biz arkaya Semih ve Aras önde. Eve doğru yol aldık. Yol boyunca hiç Aras' a bakmadım çünkü çok sinirliydi. Teşekkür de edememiştim hem. Gerçi onun benden özür dilemesi gerekiyordu. Sonuçta onun yüzünden kaçırılmıştım. Selin'e döndüğümde telefonuyla uğraşıyordu. Ama arabada bir kişi daha telefonla daha uğraşıyordu. Bu kişi tabikide Semihti. Gülümsedim. Yoksa bunlar mesajlaşıyorlar mıydı? Elimle Selin'in koluna vurdum.
"Ah. Ne var be! "
"kiminle mesajlaşıyorsun sen ?"
"Sence? "

Gülümsedi. Kıkırdayıp çaprazımda oturan Semih'i gösterdim. Bana kafasını bir aşağı bir yukarı hareket ettirerek cevap verdi.
"Ne yapayım kızımda hiç konuşmuyorsunuz."
Kafamı yere eğip cama döndüm. Bunu demek zorundamıydı. Hem biz konuşmak istemiyorduk.
"Ya İdil tamam Özür dilerim. "
"Önemli değil Selin. Neyse sen konuş Semihle."
Cama kafamı yaslayıp uykunun kollarına kendimi bıraktım. Bugün çok yorulmuştum...

Aras ATAHAN'dan

Siktiğim kuzenimden nefret ediyordum. Hem o piç Çakır'a nasıl dokunurdu?! Yani kız istemiyordu değil mi?! Sinirle direksiyonu sımsıkı tuttum. Yan aynadan arkaya baktığımda adamın biri bana sinyal yapıyordu. Sinirle kormaya bastım. Ama o da inatçıydı. Tekrar kornaya bastım ve camı açıp kafamı dışarı çıkardım.

"O siktiğimin lambasını alır götüne sokarım duydun demi lan beni?!!"
Semih'in beni kolumdan tutup içeri çekmesiyle diyeceklerim yarım kalmıştı.
"Abi sakin ol kızlar var."
"Ne diyon lan ! Varsa bana mı var sanki!?!"
Yan aynaya baktığımda araba durmam için sinyal yapıyordu. Sinirle tekrar cama yöneldim ve uzun uzun kornaya bastım. Kendi kaşınmıştı. Sen kimsin lan gavat!
Arabayı kenara çekip hızlıca indim arabadan. Benim inmemle Semih'de indi arabadan. Ona arabaya binmesini desemde binmeyip benimle birlikte bize sinyal yapan arabanın yanına gittik. Biz daha arabaya varmadan arabanın şoförü inmişti bile. Bize doğru gelmeye baslamıştı.
"Nesin lan sen başıma bela mısın? !"
Adamın sorusuna sırıttım. Dudağımın kenarını yukarı kıvırıp ellerimi ceplerime koydum.
"Sanırım belanı verecek kişiyim."
Çok sakindim. Çünkü adam baya bir sinirliydi ve ben sinirlenirsem Semih bizi ayiramazdı. Kızlar da korkardı tabi.
''Tamam abicim hadi gidelim mi?!"
Arkamdan gelen Semih'e kaslarımı çatıp baktım.
"Sus lan daha belasını sikmedim."
Bana kaşlarını havaya kaldırarak cevap veren Semih'i önemsemeden adama geri döndüm.
"Ee başlıyalım mı acelem varda?!"
Benim alaylı konuşmam daha çok delirtmişti. Sırıtıp adama doğru yürüdüm. Ellerimi ceplerden çıkarıp sağa sola salladım. Adam anlamsizca bana bakarken ben hâlâ ona bakiyordum. Doğru zamanda doğru hareketle onu bayiltabilirdim. Arkamda ki Semih yanıma kadar gelmisti.
"Abicim boşver gidelim işte. "
"Lan dur yoksa senin ağzına sıçarım."
"Lan ne bok yersen ye."
Semih'in arkasını dönmesiyle karşımda dikkati dağılmış adama yumruk attım. O kendine gelmeden arabadan 3 kişi daha inmişti. Ben gülümseyip onlara doğru koşarken Semih Selin'in sesiyle bize doğru dönmüş ve arabadan inenlerden birinin üzerine atlamıştı. Ilk yumruk attığım hâlâ yerde yatıyordu ama arabadan inenlerden ikisini hâlâ dövüyordum. Semih üzerine atladığı çocuğuda bayıltana kadar dövdükten sonra benim uğraştığım iki çocuktan birini almıştı. Yerde yatan çocuğun üzerine atlayıp burnu kanayana dek dövdüm. Sonrasında Semih işi bitince benide cekistirip arabaya zorla bindirmişti. Sinirle direksiyona vurdum. Beni sinir ediyordu. Neden benim işime burnunu sokuyordu ki!
"Ne bok yemeye bana bulaşıyorsun lan!"
Dişlerini bir araya bastırıp elindeki damarların belirmesine yol açmıştım. Kendini o kadar çok sıkıyordu ki sanki benimle kavga etmek istemiyordu.
"Aras anladık sinirlisinde kızların yanında neden bir başkasının üzerine atlıyorsun."
Gözlerimi kapatım sessizce küfür mırıldandım.
"Sana ne lan!"
Bana cevap bile vermeden arkaya döndü.
"Kızlar iyi misiniz?"
"Iyiyiz aşkım. "
Selin'nin sesi iyi geliyordu ama İdil'in sesini duyamamıştım. Zaten önemli de değildi.
"Iyiyiz Semih."
Sade, sessiz, korkmuş, nefretli ve sanırım az da büyüleyici çıkan bu ses Idil'e aitti... Onun sesiyle sakinleşmiştim ya da... sinirim geçmişti. Hiçber şey demeden arabayı çalıştırdım ve yola devam ettik.
~İdil BOZGUN ~
Neden?

Tek bir sözcükle bütün hayatını özetleye bilir mi bir insan?
Mesela NEDEN buradayım?
NEDEN korkuyorum?
NEDEN kimse beni anlamıyor ?
NEDEN herkes bu kadar acımasız ve düşüncesiz?
NEDEN şuan ölmedim? Yoksa yaşayacağım daha çok acı ve neşe mi var?
Tabi en önemlisi NEDEN şuan kalbim yerinde yok?!
Sessizce yürüdüğüm bizim sokakta kollarımı vücuduma sardım. İzleniyordum. Ama kim neden beni izlesin ki? ! Ben neydim ki onun için?
Bir ARKADAŞ , bir DOST ya da bir SEVGİLİ?
NEDEN beni ona cekiyordu bu duygu?
Yoksa ben mi kendimce kurgu yapıyordum?
NEDEN beni sokağın başında bırakmış ve tek kelime bile etmeden beni izliyordu?
Bıraktığı yer ile benim şuan durduğum yer çok farklıydı. Bıraktığı yerde OKYANUS vardı ama benim durduğum noktada KUMSAL...

Beni bırakan Okyanus' a tekrar dönüp baktım hâlâ oradan beni izliyordu. Sessizce...

Evin kapısının önüne gelince tekrar baktım. Mavini en güzel tonu olan gözleri bana odaklanmıştı. Tek kelime bile etmedim. Beni bırakıp gidecekti. Kim bilir belki evine belkide sevdiğinin yanına. Bugün beni Okyanus' un sevgilisi diye kaçırmıslardı ama bilmiyorlardı ki OKYANUS ve KUMSAL hiçbir zaman birleşmez ve bir bütün olamazlardı. Onları ayıran çizgi dalgalarla şekillenirdi sadece...

Kumsal daima kumsal olarak kalırdı,
Okyanus ise... o zaten koscaman uçsuz bucaksız bir yerdi. Okyanus'ta boğulmayı hiç kimse istemezdi ben hariç. Ama ben istediğim için yaklaşamıyordum ona boğulamıyordum OKYANUS' ta.

Dediğim gibi KUMSAL için hayaldir OKYANUS'ta boğulmak....

Kusura bakmayın bölüm çok gecikti. Ama dedigim gibi öteki kitabıda yazdığım için anca yetişebiliyorum. Ama merak etmeyin bölümler gelecek okumaya devam!"-"
Takipte kalın bal böceklerim. 
Sizleri seviyorum. :) (:

Yalnızca SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin