Derin bir nefes aldım. Ne işin var benimle!!! Karşımdaki masada tabiri cayizse yayılmış inek gibiydi!! Sinir!! Beni bu odaya resmen hapsetmişti. Kaç saat oldu bilmiyorum ama bu süre zarfında onu inceleme fırsatı bulmuştum.
Uzun saçları, kahverengi gözleriyle dikkat çekiciydi. Eminim sevgiliside vardır bunun. Benim baktığımı farkettince bana baktı.
"Ne o hiç mi yakışıklı görmedin."
Sırıttım. Sana laf sokmak için can atıyorum canımcım.
"Doğru yakışıklısın şimdi Allah var. Ama yapman gereken tek bir şey daha var."
Ellerini masaya koyup yüzünü benim tarafa doğru yakalaştırdı. Gülümseyip cevap verdim.
"İşte o yapman gereken şey kafanı yukarı kaldırmak , poponu değil!!"
Yüzünü düşürdü. Bak sevgili çocuğum laf sokmak benim işim. İşimi bana öğretme! Yaptığım şeyler arasın da yüzmek de var tabi :D Her neyse ya! Benim bu çocuktan kurtulmam gerekiyordu. Hem o su yeşili gözlü adam nerede?
"Bir şey sorabilir miyim? "
"Sorma!!"
Ne bağırıyorsun be! Yani sadece bir şey soracaktık ama beyfendi hemen çocuk gibi atar yapıyordu. Sinirle ayağı kalktım ve masanın oraya gittim. Elerimi masanın kenarına koyup kafamı ona doğru yaklaştırdım.
"Bana bak bana sakın bir daha bağırma!!! "
"Sus lan ! Zaten kafamı ağrıttın."
"Emin ol benim kadar kafan ağrımaz!! Çünkü yer çekimine meydan okuyan egonu ve seni çekmek daha zor!!"
Sinirle arkamı dönüp kapıya doğru yürüdüm ve açtım. Biraz bekledim ama bir şey dememişti. Eğer bir şey demediğine göre çıkabilirdim demi! Kapıdan geçip hızlıca kapattım kapıyı. Uzun koridorda kimsecikler yoktu. Nefes alıp sağa müziğin geldiği yöne doğru döndüm. Sanırım eğlence vardı. Sesi takip ettim. Büyük kapının kulpuna elimi koyunca kalbim nedensizce kan pompalamayı hızlandırmıştı. Boş olan elimi kalbime koyduğumda nedensizce gülümsedim.
"Kız nerede lan?!!!"
Arkamdan gelen sesle kafamı çevirdim. Beni arıyorlardı. Ama ama beni o bırakmıştı.
"Koşun bu taraftan!!!"
Gelen sesler bana doğru yaklaşmaya başlayınca önümde duran büyük kapıyı açtım. İçeride bir sürü benim yaşlarımda genç vardı. Fazla kalabalık olan bu yere daldım. Önümdekileri iteleyip daldım içeriye.
"Bir dakika!"
"Ne oluyor ya?"
"Bir dakika geçebilir miyim?"
"Ne var lan?"
Aralarından geçtiğim insanların arkamdan söylediklerini umursamadan dış kapının olduğu tarafa yürüdüm. Yaklaştığımda orada bir kaç kişinin kavga ettiğini gördüm. Daha dikkatli baktığım da onu gördüm. Merak ettiğim o suan biriyle konuşuyordu. Su yeşili gözlü adam... önümde biri olduğu için kiminle konustuğunu görmüyordum ama baya hararetli konuşuyorlardı. Yakalanacağım korkusuyla kimle konuştuğuna bakmadım. Barmenin olduğu tarafa çevirdim yönünü. Hızlıca o tarafa geçtiğimde kaslı bir adamın arkasına sakladım.
"Ne o güzelim? Yardımcı olayım."
"Eğer susmazsan o müsait organınla boğarım seni.!"
"Sakin ol kızım! "
Tövbe tövbe ya! Hepsi mi mal olur bu erkeklerin ! Tövbe çekip barmene döndüm.
"Buyrun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızca Sen
Teen FictionOkyanus dedi kız.... Nereden bilebilirdi ki her şey bir OKYANUS sözcüğünden başlayacağını... Apartmanın renkli kızı, şaşkın ama bir o kadar da masum olan İdil'in hayatı gayet normaldi. Her şey yerli yerinde. Küçük cadısı Yağmur ağlıyor, annesi İdil...