MULTIDE İDİL'İN ELİ VAR
:) iyi okumalar canlar:)
Başım neden bu kadar fazla ağrıyordu. Bana tır falan mı çarpmıştı yoksa ? Gözlerimi hafif araladım ve yukarı baktım. Gözüme ilk kumral saçlar çarpmıştı sonrada kafasını koluma dayamış tatlış bir Aras. Bu çocuktan ben uzaklaşmak istedikçe neden beni kendine çekiyordu. Gülümsedim. Benim için üzülmüştü. Ondan gözümü alıp etrafa baktım ev gibi bir yerdi burası. Lannn ev gibi mi? Oha beni eve mi getirdi bu salak !! Ee okul , annem , hayatım tehlikedeydi ve bunun suçlusu Aras ATAHANDI. Ama bu ev hiç tanıdık degildi. Ne bizim eve benziyordu ne de Arasgilin evine. Dirseklerimden destek alıp kalktım ve yatağın üzerinde bağdaş kurdum."Uyandın mı? "
Gülümsedim.
"Hayır Aras daha uyuyorum."
Gözlerini devirdi. Of ne var benim yaptığım saçma falan değildi asıl o saçma soru soruyordu.
"Tekrar döndüğüne sevindim Çakır. "
Arkasını döndü. Masanın üzerindeki su dolu olan bardağı alıp odadan dışarı çıktı. Evet şimdi asıl soru ben neredeydim ? Şuan annemin beni okulda bilmesi ve benim okulda olmamam benim hayatımı olumsuz yönde etkiliyordu. Ayağı kalktım ve evi incelemeye başladım. Daha çok gri renkler hakimdi odaya. Tek renkli şey dolabın yanında duran pembe ayıcıktı. Gülümsedim. Bu ayıcık çok tatlıştı ve insan ona bakmadan duramıyordu. Bu ayıcığın burada ne işi vardı ki. Ona bakmayı kesip etrafı incelemeye devam ettim. Ama bu pembe ayıcığı Aras' a soracaktım. Tabikide sonra! Her neyse ya bu ev kimindi acaba? Yoksa Okan'ın evi falan olmasın? Çünkü en son Okan ile kavga ediyorlardı. Ve şimdide Okan beni eve getirmiş olabilirdi. Ee peki Aras ne alaka? Of kafam karıştı. Gri çekmecenin yanına geldim. Kulpu ince uzundu. Siyah olan kulpu tutup kendime çektim. Icerisi bir çok kağıtla doluyudu. Anlamadığım bu kağıtları kurcalamayıp çekmeceyi geri kapattım. Hemen altında duran çekmeceyi çektim ve bir sürü fotoraflar karşıladı beni. Gülümsedim çünkü elimde Aras' ın küçüklük fotosu vardı. Annesine sarılmış onun yanağını öpmeye çalışıyordu. Bir sonraki fotoda ise yine Aras ve annesi havuzda fotoğraf çekinmişlerdi. Onuda yerine koydum ve en alta duran fotorafı aldım elime burada 6 yaşlarında gibi görünen bir çocuk bir adamın bacağına sarılmıştı ama fotoğraf yırtıldığı için adamın kafası görünmüyordu. Neden bu fotoğraf yırtıktı? Peki bu çocuk neden üzgündü. Kızarmış olan bu çocuk Aras ATAHADAN başkası değildi. Kameraya o kadar masum o kadar içten bakıyordu ki insanın ona sarılası geliyordu. Keşke bu fotoğraf bende de olsaydı. Ama bu fotoğraf buraya aitti ve ben onu alamazdım. Tabi kendi isteğiyle vermezse. Elimdeki fotoğrafı tekrar çekmeceye koydum. Çekmeceyi kapatım arkamı döndüm ve evi incelemeye devam ettim. Siyah ve gri renkler hakim olan bu ev insanın içini daraltıyordu. Nefes almak bile zor geliyordu insana. Televizyonun yanından geçip kapıdan çıktım. Merdivenlerden yukarı çıktım. Yukarıda 4 oda vardı. Ilk odaya girip girmemek arasında kalsamda merakıma yenik düşüp odaya daldım. Iceride bir dolap bir çalışma masası bir de yatak vardı. Bu odayada siyahın tonları hakimdi. Gülümsedim. Evet bu çocuk beni içimin daralması için getirmişti buraya. Dolabın kapağında duran aynaya baktığımda üzerimde bol bir t-shirt ve bol bir eşorfman altı vardı. Kıkırdadım. Şuan üzerimde Aras' ın olduğunu tahmin ettiğim kıyafetler vardı. Aynı onun gibi kokuyorladı. T-shirt incelediğim de üzerinde mavi bir yunus vardı. Benim diz kapaklarıma gelen bu t-shirt acaba Arasta nasıl duruyordu. Gülümsedim. Kesinlikle güzel duruyordu. Az daha aynadaki yansımama bakınca aklıma dank etti. Lann benim kıyafetlerimi kim değiştirdi? Peki neden Aras' ın kıyafetlerini giyiyordum. Yoksa ! Yoksa benim kıyafetimimi değiştirdi. Hayır ya! Inanmiyorum gitti namus! ! Annem beni kesinlikle öldürecekti ve cinayet aleti TERLİK!! koşarak odadan çıktım. Benim Aras' ı bulmam gerekiyordu.
"Aras!! Neredesin Okyanus!!"
"Koridorun sonundaki oda Çakır!!"
Koşarak oraya gittim ama kapı kapalıydı içeri daldığımda gördüğüm manzara yanaklarımın kızarmasına yetmişti. Karşımda belinde beyaz bir havlu olan saçları ıslak bir Okyanus vardı. Acele gözlerimi kapattım.
"Ya giyinsene üstünü!! Hem neden kapının kilidi yok!!"
"Sen daldın kızım içeriye!"
"Bağırma bana!! Hem sen neden böyle dolanıyorsun ayıp ya!"
"Kendi evimde de rahat edemiyeceksem nerede rahat edicem İdil?"
Gözlerimi açtım ama daha giyinmemiş saçlarını havluya silen bir Aras görünce hemen geri kapattım.
"Kendi evin mi?!"
"Evet niye şaşırdın ki?"
"Yani ne bileyim. Hem giyin şu üzerini artık. Seni bekleyeceğim Aras. Giyin hadi çıkmama gerek var mı? Iki dakika bekle gözlerimi açıcam ve odadan çıkıcam sen panik yapma şimdi çıkıyorum. Hazır mısın? Açıyorum bak gözlerimi! !"
"Öhöm.... İdil? "
Sinirle gözlerimi açtım.
"Ne var ya seni düşünüyoruz heralde! Aaa şey giyindin mi? "
"Gördüğün gibi. Neyse hadi seni eve bırakalım. "
Şaşkınca ona bakıyordum çünkü üzerine giydiği t-shirt benim üzerimdeki ile aynıydı. Yanımdan geçip giden Okyanus'un peşine takıldım. Merdivenlerin sonunda kapının önünde duran Aras Atahan'ı görünce ona bağırdım. Ama beni duymamıştı. Bir kez daha bağırdığımda bana döndü ama sol omzundan akan sıvıyı görmemle olduğum yerde kaldım. Bana o fotoğraftaki gibi bakıyordu. Masum , içten.... insanın içini ısıtıyordu. Yanına koştuğumda sol omzunun yanına diz çöktüm. Oraya dokunduğumda sıcak sıvı elimin rengini değiştirmişti. Elim artık kırmızıydı. Şaşkınca ona bakıyordum. Kucağıma Aras' ın kafasını koydum yüzüne dokunduğumda sıcacık olan yüzü benim yüzümden kan kırmızısı olmuştu. Kapıdan öksürük sesi gelmesiyle o tarafa döndüm.
"Hanım efendi gidelim."
"Nereye lan?!!! Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz!! Yardım etsenize lan!!!"
"Sizi götürmek için geldik. "
Hemen arkasında duran adam beni tutup ayağa kaldırdı. Ben ne kadar dirensemde artık Aras' a dokunamıyordum. Hâlâ gözü açık olan Aras bana aynı o fotoğraftaki çocuk gibi bakıyordu. Ona sarılmak istiyordum.
"Bırak beni orangutan kılıklı maymun beyinlii yaratık..! "
Mal herif ağzımı kapatmıştı. Götlek!!! Ben biliyorum sana! Ağzımı açıp elini ısırdım. Acıyla kıvrılan adam beni yere attı. Koşarak Aras' a gitmeyi planlıyordum ama benimle konuşan adam beni tutup kıvranan adama resmen fırlattı.
"Lan şu kıza sahip çık yoksa patron ağzımıza sıçar!!"
"Tamam abi!"
"Götür arabaya!"
Beni uzaklaştırıyorlardı. Artık nefes alamıyordum. Okyanustan uzaklaşıp kıyıya çıkarttırılıyordum. Herkes Okyanus ta boğulurken ben orada nefes alıyordum. Orası benim hayat bulduğum yerdi.
Beni götürmesi için emir veren adam bize arkasını döndü Aras' a doğru yürüyordu. Şuan onun yerinde olmak isterdim Okyanus'a dokunmak...benim için sadece hayaldi artık.
Adam bağırarak Okyanus' a seslendi..
"Patron seni bekliyor Aras ATAHAN! İşi bitir kızı al! İşine gelirse!!"
Tek duyduğum bu sözler beynimde kaç kere tekrarlandı bilmiyorum...
Siyah arabaya bindirilip uzaklaştım evimden..OKYANUSTAN.
Merhabalar :D yeni bölüm nasıl sizce? Yorum ve oylarınızı eksitmeyin lütfen:)
#Okyanus
#Çakır
#Sizin
#Bayramınızı
#kutluyor
:) ;) :)Yazarda sizi çok ama çok öpüyor iyi bayramlarrrr :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnızca Sen
Teen FictionOkyanus dedi kız.... Nereden bilebilirdi ki her şey bir OKYANUS sözcüğünden başlayacağını... Apartmanın renkli kızı, şaşkın ama bir o kadar da masum olan İdil'in hayatı gayet normaldi. Her şey yerli yerinde. Küçük cadısı Yağmur ağlıyor, annesi İdil...