22.BÖLÜM

106 18 8
                                    

   Şuan hastane kapısından çıkıyorum. Sağ kolumda Semih sol kolumda babam. Boynumda ki şeyi hâlâ çıkarmamışlardı. O kadar ağrıtmıyordu ama boynumu zürafa gibi uzun gösteriyordu. İyi bir şey miydi bu? Şuan için bir fikrim yoktu açıkçası. Selin arabanın kapısını açtı babam ve Semih'te beni zorlanarak arabaya yerleştirmişlerdi. Boynumu öne, geriye eğemiyordum. Sağa solada çeviremiyordum. Sadece karşıya bakabiliyordum.

   Hastane de kaldığım bir kaç gün içerisinde Aras' ı görmemiştim. Ama görmek istememde ki amaç ona bir kaç bir şey demek istememdi. Mesela neden bana benim için üzülüyormuş gibi geliyordu? Kesinlikle sormak istiyordum. Sürücü yerine babamın oturmasıyla arabayı çalıştırdı. Eve doğru yolculukta öylece oturdum. Eve geldiğimizde kimseden yardım almadan arabadan indim. Annem bu davranışıma sinirlense de bunu önemsemedim. Çünkü yarın kendim okula gidecektim. Ve yanımda annem veya babam olmayacaktı. Boynumdaki şey ise beni engellemiyordu. Aslında okula gitmezdim ama devamsızlık sorunum vardı. Odamdan içeri girip üzerimdekileri çıkarmayı denedim ama nafile çıkaramıyordum.

"Anneğğ"

"Geldim kuzum."

Gülümsedim. Özlemiştim o billur sesini. Hastanede kaç gün kalmıştım bilmiyorum. Ki bunun bir önemi yoktu. Şuan evimdeydim ve çok şükür iyiydim. Boynuma taktıkları zımbırtı haricinde.

"Ne oldu kızım ?"

"Şey...üzerimi değistiremiyorum. Yardım eder misin ?"

Annem kafasını sallayıp yanıma geldi. Boynumdakini çıkarıp masamın üzerine koydu. Hala boynumu kımıldatamadığım için üzerimi annem giydirmişti.

"Anne?"

"Efendim."

"Ben yarın okula gideceğim. "

Dolabın kapağını kapatıp tek kaşını kaldırmış bir biçimde bana bakıyordu. Ah be anne keşke bu tek kaş kaldırma olayını senden alsaydım.

"Olmaz İdil! Kızım saçmalama ne okulu ? Bir de bu halde! Ders aşkın mı tuttu senin ? Olmaz izin vermiyorum. Olmaz dedim!"

Evet anneler işte. İlk olmaz dediğinde anlamıştım ama hâlâ olmaz demeye devam ediyordu. Savunmaya geçmek için açtım ağzımı.

"Anne biliyorsun ki devamsızlık diye bir sorunum var ve benim bu yüzden okula gitmem şart. Ne olursun ya!"

Köpek bakışlarımı yolladım meleğime. Ee tabi kıyamadı yavrusuna. Biraz yalvarmadan sonra izni kapmıştım.

    Sabah her zaman ki rütüel uyanışla kalktım yatağımdan. Neden bu kadar çok bağırıyor demiyeceğim çünkü artık alıştı bu kulaklar. Gülümseyip ayağa kalktım. Dolabımın önüne gidip kıyafetlerimi aldım dolaptan. Üzerimdeki tavşanlı pijamayı zorla çıkartıp geçirdim üzerime formayı. Bu sefer kolaylıkla üzerimdekileri çıkartıp formayı giyinebilmiştim. Akşamdan annemi iyi izledim çünkü. Kocaman aferin o zaman bana! Servisimin gelmesine daha vardı. Sevgili peynir ekmeğime kavuşma zamanı gelmişti. Kıkırdayıp odamdan dışarı çıktım. Mutfakta annem Yağmur için süt hazırlıyordu.

"Anne ?"

"Hıı.."

''Yağmur uyandı haberin olsun!"

Uyuklayan annem bir anda uyanıp bana baktı.

"Ne ?!"

Yine rüteli bozmayıp koşarak gitti yatak odasına. Kıkırdayıp oturdum masaya. Biraz ekmek biraz peynir derken servis saatim gelmişti. Ayakkabılarımı giyinmek için annemi çağırdım.

Yalnızca SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin