Bölüm 16

88 9 1
                                    

En sonunda olay yerindeki görevliler etrafın düzen sağlanmış gibiydi. Bir masanın etrafına toplanmış olan bir grup – bunlar sivil polisler olacaktı- hararetli bir tartışmaya girmişlerdi. Herhalde patlama sonra göçük altında kalmış insanların nasıl kurtarmaları gerektiği üzerine kafa yoruyorlardı.

Görünen o ki metronun toplam sekiz tane bulunan giriş ve çıkışlarından hiçbiri ayakta kalamamıştı. Tamamen göçmüştü.

İş makineleri çalışmalarına başlamıştı. Kepçelerden biri daha az hasar görmüş gibi görünen bir girişin önünü kaplayan molozları kaldırmaya çalışıyordu. Bu büyük parçaları kaldırabilmek için kendinden çok fedakârlık ediyordu sanki. Yine de az da olsa bir kısmını kaldırabilmişlerdi.

Kepçe tam bir moloz parçasına dişlerini geçirmişti ki bir çatırtı koptu. Her taraf birden aydınlandı. Kepçenin bütün farları aynı anda patlayıverdi. Etrafta bulunan bütün ışıklar titreşti.

Aynı anda metronun derinliklerinden gelen bir ses duyar gibi oldu çalışanlardan biri. Önce şaşaladı. Çok değişik bir sesti bu. Ne olduğunu anlayamadı. Soran gözlerle arkadaşlarına baktı. Onlar sesi pek duymuşa benzemiyorlardı. Sonra herhangi bir borudan gelen herhangi bir ses olacağını düşünerek üzerine kafa yormadı.

Adam bunları düşünürken, kepçe, –operatör kaldırma koluna son an da asılmış olacak ki- kızgın demire eli değmiş insan gibi aniden kalkıverdi. Titreşen elektrik eski haline geri döndü.

Kepçe operatörü panik halde küfürler sallayarak kendini dışarıya attı.

"Allah belasını versin. Az daha ızgara oluyordum" dedi adam. Yüzü kıpkırmızı olmuştu.

Birkaç kişi adamın yanına koştu. Bir şeyin olmadığını anladıklarında, ambulansı işaret ederek oraya gitmesini işaret ettiler.

Masada ki kafalar tekrardan önlerine eğildi. Artık sesleri açıkça duyulabiliyordu.

" Evet, beyler öncelikli işimiz belli oldu. Çalışmalara başlamadan önce elektriği kesmeliyiz. Yoksa birileri yaralanacak"


DENEK (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin