Bölüm 13

117 9 0
                                    

"Onu gördüm" dedi Esra kayıtsızca.

Emre şaşırmıştı.

"Nasıl gördün?" ne zaman? Nerde?

"aslında tam olarak gördüm sayılmaz. Gişelerin olduğu yerde. Tavanda karanlıklar içinde bir çift yeşil gözün beni izlediğini fark ettim" duraksadı. O yeşil kocaman gözleri tekrardan görür gibi olmuştu. İçine bir ürperti girdi. Tüyleri diken diken oldu. Tünel girişine baktı. Acaba yine oralarda bir yerlerde onlarımı izliyordu.

"Eeee? " Emre dalıp giden Esra'ya sabırsızca sordu.

Kendine gelen Esra açıkladı;

"Ben demir parmaklıkların bu tarafındaydım. O korkuyla kaçmak isterken merdivenlerden yuvarlandım. Bayılmışım kendime geldiğimde senin sesini duydum. Koşarak buraya geldim.

"Peki, sen nasıl kaçabildin?" bunu utangaç bir tavırla sormuştu Esra, Emre'ye. Kendini hala suçlu hissediyordu.

"kaçamadım. Işığın gelmesiyle o kaçtı elektrikler biraz daha gelmemiş olsaydı herhalde benden pek bir şey kalmazdı geriye." Sesi titredi. O anları hatırlamıştı.

"Peki, sen görebildin mi?" dedi Esra

"hayır, o esnada gözlerimi kapatmıştım." Kaderine razı olan insanlar gibiydim biraz herhalde"

Evet, haklıydı Emre. Kaçmıştı Esra. Arkasında dahi bakmadan kaçmıştı. Onu kaderiyle baş başa bırakmıştı. Olanları hatırladı. Hayalinde canlandı her şey tekrardan.

Peronda metronun gelmesini bekliyorlardı. Saat epey geç olmuştu. Ertesi gün işe geç kalacaklardı herhalde. Kendileri ile beraber peronda, sadece beş altı kadar kişi vardı. Hemen yakınlarında bir çift birbirlerine sarılmış ve onlar gibi metronun gelmesini bekliyorlardı.

Tam o esnada şiddetli bir patlama oldu. O kadar şiddetliydi ki patlama Esra ile emre dengelerini kaybetmişler ve perondan aşağıya, rayların üzerine düşmüşlerdi.

Elektrikler kesilmişti.

"neler oluyor."

Korku ve şaşkınlıkla karanlıkta birbirlerine buldular. Çabucak el yordamıyla peronların olduğu yere tırmandılar.

Tam o esna büyük bir çığlık sesi koptu. Bu bir insanın çığlık sesi değildi. Hatta çığlıktan çok böğürtü şeklindeydi. Normal bir insan veya hayvandan çıkmadığı kesindi. Bu kadarı da fazlaydı. Neler oluyordu.

Ses onların oldukları yere çivilemişti. Sanki tüm vücutları dökme demirden bir kalıp olmuştu.

Bir çığlık daha koptu. Bu seferki bir insanın çığlığıydı. Bu hemen yanlarında bulunan çiftin çığlık sesleriydi. Bu sesler böğürtü sesiyle kaynaştı adeta. Bu sesin sahibinin onlara saldırdığını tahmin etmek güç değildi.

Tüm bu olanlar saniyeler içinde gerçekleşmişti.

Esra ile Emre'nin bu zamana kadar seyirci olarak kalan 'kaç ve kurtul' mekanizmaları bu son çığlıkta devreye girmişti. Kontrolü tamamen ele almış, tüm kasları yay gibi gerilmişti.

Gözler kaçılacak herhangi bir yeri göremiyorlardı. Işık yoktu. Ama önemli değildi. Tehlike sesin geldiği taraftaydı. Tam aksi istikamete kaçmak kurtulma olasılığını arttıracaktı. Mekanizmada tam olarak bunu yaptı.

Emre ile Esra ters istikamette, karanlığın içine doğru boşlukta kör karanlıkta koşmaya başladılar. Esra sonrasını hayal meyal hatırlıyordu. Emre koşma esnasında şiddetle- muhtemelen bir kolondu- bir şeye çarpmış ve yere yığılmıştı.

Yaratıktan gelen ses tam diplerinde patladı bu sefer. Emre'nin çığlık sesi geldi arkasından. Esra bu sesleri duyumsar gibi olmuştu.

Ama tam o esnada nasıl olduysa bulundukları yerlerdeki elektrik yeniden gelivermiş Işığın bulundukları yer aydınlatması ile yaratık daha şiddetli olan fakat daha değişik bir böğürtü ile çığlık atarak ortadan kaybolmuştu.

Esra ışığın gelmesiyle beraber artık kaçış yolunu görebilmişti. Merdivenler...

" hey!"

Esra kendine geldi. Olanları tekrardan yaşamıştı. Tabi ki ışıkların geldiği ana kadar olanları tam olarak anımsamıyordu. Merdivenleri nasıl tırmandığını, nasıl kaçabildiğini hatırlayamıyordu. O esnada kendini kaybetmiş olmalıydı.

"iyimi sin?"

Esra düşündüklerinin etkisindeydi.

"bir de bana mı soruyorsun iyi olup olmadığı mı? Asıl sen nasılsın."

"İyiyim ben merak etme. Bacağım biraz sızlıyor o kadar"

"Buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyız."


DENEK (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin