Demir düşünceli bir şekilde bilgisayar monitörüne boş gözlerle bakıyordu. Dışarıdan birileri görse onu hipnotize olduğunu düşünebilirdi.
Aklı, bir bölümünü merakının da körüklediği varsayımlarla dönüp duruyordu.
Patronuyla olan konuşmasının ne kadar verimli olduğunu düşünmeye çalışsa da sonuç olarak aklındaki soru işaretlerine tam olarak cevap bulamamıştı.
Artık bir hayalperest bir dünyada mı yaşamaya başlamıştı. Çok mu hayalciydi. Ama olamazdı. O bir genç de olsa bir bilim adamıydı. Elbette ki hayalleri olacak ve bu hayalleri peşinde, keşifler de, buluşlar da bulunacaktı.
Yaptığı araştırmaların ve sonuçlarının tam olarak gerçeklerle bağdaşmadığının biliyordu. Belki de bilimden çok, bir hayal ürününden öteye geçemeyecekti. GEDES denek bu salak programda kaliteli bir bilgisayar oyunuydu. Sana sadece seviye atlamanı ve kısa süreliğine de mutlu olmanı sağlayan sanal bir dünya yaratmaktan başka bir işe yaramıyordu. Demir bu oyunun son aşamasını da bitirmiş, sonuçlarını görmek istemişti. Tabi ki bu olmayacaktı. Her oyunun sonunda olduğu gibi sadece yönettiğin kahramanın kazandığını, bilgisayarı kapattığında ise her şeyin sadece zaman kaybından başka bir şeyin olmadığını görecektin. Elinde sadece kum saatinde kalan kumların azaldığını görecektin.
Evet, şimdi tamam olmuştu. Kafayı yemişti sonunda. Aptal aptal düşüncelere dalıyor, kendinden nefret etmeye başlıyordu.Bir taraftan acaba komik bir duruma mı düşüp düşmediğini de merak ediyordu.
Yarabbi ne kadar çok şeyi merak ediyordu.
Veri bankasına ulaşan, gizli deneyleri yapan bu bilim adamları, oturup kendisiyle dalgamı geçiyorlardı.
"Ahahhhhha... Ya bu adama da olmasa zaman geçmeyecek, sıkıntıdan patlayacağız"
"Hahahhh... Süper adam kırk yıl düşünsem böyle bir şey aklıma gelmezdi herhalde... Süper adam hahha..."
Sesiyle bir bayanı taklit ederek
"hey yakışıklım. Süpeeeeerim benim. Konserve açacağını kaybettim de şunu benim için açar mısın?
Hep bir ağızdan daha yüksek bir kahkaha...
"HAHAHHAHAHHH..."
Evet. Kesinlikle öyle olmalıydı. Aşağıdakileri projesi ile bayağı eğlendirmiş olmalıydı.
Öylesine dalıp gitmişti ki, kapının çaldığını duymadı hatta biraz aralanarak içeriye uzanan kafadan çıkan ve ismini birkaç defa tekrarlayan sesi de işitmemişti.
Bu kez sert...
"DEMİİİR"
Neredeyse koltuğundan hoplayarak kendisine gelen Demir
"nnnee..nen. Ne oldu. Bir şey mi oldu. Niye bağırdın."
"Bende onu sana soracaktım. Bir şey mi oldu. Uçmuşsun."
Sinan ömrü hayatı boyunca kendi kendine dalıp giden çok insan görmüştür herhalde fakat bu kadarın daha önceleri rastladığını hatırlamıyordu. Kapıyı en az üç-dört defa çalıyor, bir şey mi oldu acaba diyerek içeriye dalıyor, ona rağmen birkaç defa da bağırmasıyla, Demir ancak kendine geliyordu. Arkadaşının dalgın olduğunu az çok bilirdi ama bu kadarına daha önce rastlamamıştı
Sinan Demir gibi genetik alanda büyük başarılar kazanmış ve Demir gibi hayat onun da yüzüne gülerek böyle bir işte çalışmaya başlamıştı. O daha başlayalı o kadar uzun olmamıştı yaklaşık üç ay kadar... Bu süre içerisinde iyi bir arkadaşlık kurabilmişlerdi Demir'le.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK (Kitap Oldu)
Science FictionBilim Kurgu ve macera seven arkadaşlar... Mutlaka okuyun... http://m.kitapyurdu.com/index.php?route=products/productdetail&product_id=422057