Ya olursa

76 7 5
                                    

Rüzgarın odasında deli gibi çalışıyorduk. Ma'lum yeni otel projesi vardı. Biz de oteli zamanında yani yaz sezonuna yetiştirmek için fazla mesayi yapıyorduk. Şimdi yine onun odasındaydık. Şu an karşımda bana emirler yağdıran bir adet Rüzgar vardı. Tabi emirler yağdırması dışında yine her zaman ki gibi çok yakışıklıydı. Ayrıca bu gün sanki bir başka yakışıklıydı. Daha bir özenmiş gibi.

Elimde ki son dosyayı da bitirdiyimde neredeyse ben de bitmişdim. Gerçekden çok yorucuydu bu gün. Rüzgarsa telefonla konuşuyordu. Galiba biriyle yemeye çıkacak akşam. Yani telefon konuşmasından anladığım buydu. Ve doğru anlamışdım.

"Derin akşam restorantdan iki kişilik yer ayırt."

"Peki. Kimle gidiyorsunuz?"

"Nazlı hanımla."

"Nee?"

"Ne demek ne?"

"Şu Nazlı hanım mimar değil mi?"

"Evet o."

"Ama o kadın.."

"Ne ama?"

"Manyak o kadın."

"Saçmalama Derin."

"Eee Rüzgar bey özür dilerim ama gerçekden öyle."

"Başka bir şey yoksa yer ayırt iki kişilik."

"Rüzgar bey başka bir şirketle anlaşalım olmaz mı?"

"Olmaz."

"Neden?"

"En iyisi bu."

"Ama.."

"Derin şu an çok yorgunum üstüne bir de sana laf anlatıyorum. Tamam mı soruların bitdi mi?"

"Tamam madem başka şirketle anlaşmıyoruz o zaman yemeye ben de geliyorum. Hatda Harun amca da gelsin."

"Olur tüm çalışanları topluyub öyle gidelim."

"Mantıklı."

"Yoruyorsun beni Derin. Ayrıca senin orda ne işin var?"

"Bu bir iş yemeyi değil mi? Ben de sizin asistanınız olarak o yemekde bulunsam iyi olur."

"Yemekde sana gerek olucağını zann etmiyorum."

"Aaa ne demek gerek yok. Kesin gerek olucakdır bana."

"Peki. Şimdi çık."

"Tamam. Yemekde görüşürüz."

********
Derin odadan çıkdıkdan sonra kafamı geriye atıb biraz dinlenmeye karar verdim. Dinlenmek dedimde nasıl dinlenecekdim ki? Kafamda Derin varken. Bir aydır birlikde çalışıyoruz. Bir ay önce yine kafamdaydı ama beraber çalışmıyorduk. Aradaki fark bu. Ve aslında en büyük fark da buydu. Onunla birlikde çalışmak tahmin etdiyimden de zordu.

Hele ki ona kötü davranmaya çalışıyorken. Sırf yine ona kapılmamak için onu kırıyordum. Ama ne fark ederdi ki bir kere kapıldın mı bitiyordu. Kalbim üç yıl önce ona kapılmışdı. Tam-tamına üç yıl önce. Ve üç yıldır ne aklımdan ne de kalbimden çıkmışdı. Aşk böyle bir şeymiş demek ki. Düşüncelerimden Yiğitin odaya dalmasıyla ayrıldım.

"Sakin Yiğit."

"Sakinim ben abi."

"Belli. Evimizin haylaz çocuğu."

"Yarın gidiyorum."

"Neden?"

"İşler beklemez. Sevgili babam işleri benim üzerime yıkdı da."

Mucizevi AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin