Yine güzel bir haftaya adım atmışdık. Gerçi güzel olan hafta mı benim hayatım mı orası biraz tartışılır. Ben ne zaman bu kadar iyimser olmuşdum ya? Bir Rüzgar Yazıcı etkisi daha işte. Onunla birlikde giden tüm iyi huylarım onunla birlikde geri dönmüşdü. Mutlumuydum kesinlikle hem de hiç olmadığım kadar. Hayatımda olması o kadar müthiş bir hisdi ki. İşte şimdi tam anlamıyla tamamlanmışdım.
Kapıyı tıklatarak Rüzgarın odasına girdim. Beni görünce gülümsedi ve masasından kalkarak yanıma kadar geldi. Yürüyüşü bile etkileyiciydi. Aşık olmamak elde değildi. Elimden tutdu. Bu sıcacık teması bile beni benden almışken bir de avuç içime ıslak bir öpücük kondurmuşdu. Tam gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.
"Öylen birlikde yemek yiyelim." Sesi emir verir bir tonda değildi.
"Olmaz." Dedim sakin bir şekilde.
"Neden?"
"Çünki benim kızlara sözüm var." Diye gülümsüyerek cevab verdim.
"Tamam işte. Arkadaşlarına söyle benimle çıkacağını. Kızlarla yarın buluşursunuz olmaz mı?"
"Olmaz Rüzgar. Şimdi ben kızlara buluşamayacağımızı söylersem uzunca bir süre trip atarlar bana. Hemen bizi unutdun diye. Biz yarın gideriz olmaz mı?"
"Olsun bakalım..." Dedi ve sözünü tamamlayamadan telefonu çaldı.
"Buna bakmam lazım." Diyerek telefonu açdı.
Ben de tamam diyerek çıkacağım sırada elimden tutdu. Yaptığı telefon konuşması boyunca da elimi hiç bırakmadı. Elim ellerinde, gözlerim gözlerinde, kalbim kalbindeydi. İşte bu an mutluluğun ta kendisiydi. İşte bu an yaşadığım tüm acılara deyerdi.
Kafeden iceri girdiyimde kızların gelmiş olduğunu gördüm. Hepsiyle selamlaşdıkdan sonra siparişlerimizi vermişdik. Yemeklerimiz geldiyinde konuşmamıza bir sürelik ara vermişdik. Ama sonra ben dayanamayarak konuşdum.
"Ee Sinem Yiğit beyle nasılsınız?" Diye imalı bir şekilde sordum.
"Durgunluk dönemi yaşıyoruz." Dedi yüzünü asarak.
"Noldu ya?"
"Sorun da o ya. Hiç bir şey olduğu yok. Yani sevgili falan değiliz. Ama arkadaş da değiliz. Öyle flörtleşer bir halimiz var."
"E zaten topu topuna kaç gündür tanışıyorsunuz ki?" Dedi bu sefer Zeyneb de.
"Ne yani ömrümüzün sonuna kadar flörtleşecek miyiz?"
"Bence abartıyorsun ya. Biraz zaman ver." Dedim ben de.
"Neyse işte bakıcağız. Zaten şu an sakinsem zaman veriyorum demekdir. Ee siz de durumlar nasıl. Gerçi Derin sen bayağı mutlusun. Halinden belli."
"Hem de hiç olmadığım kadar mutluyum." Dedim ağzım kulaklarımda.
"Sizin aranızda en iyi benim kızlar. Aşk yok, dert tasa da yok. Bu kadar net." Diyerek konuya dahil oldu Zeyneb de.
"Ay seni de görceğiz Zeyneb'ciğim. Bir aşık ol da." Dedi Sinem.
"Sağol canım. Ben almıyığım."
Edayla ben Sinem ve Zeynebin atışmasını dinlerken gülmekden kendimizi alı koyamıyorduk.
"Tamam kızlar sakin Eda da bir konuşsun. Ee heyecanlı mısın düyüne çok az bir süre kaldı." Dedim nihayet araya girerek.
"Heyecandan daha çok sinirliyim diye bilirim."
"Neden ki?"
"Gıcık bir kayınvaldeyle uğraşıyorum çünki." Dedi göz devirerek Eda. Ve ardından devam etdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mucizevi Aşk
RomanceHayat da zaten bir mucizeden ibaret diyil midir? Bir de bu mucizeye aşk dahil olursa... Aşksa başlı-başına bir mucizeyse eyer, işte o zaman mucizevi aşk olur...