A.

1.3K 33 60
                                    

Calum Thomas Hood.

Zor çocuğu oynayan liseli, tam bir klişe.

Ve klişelerden hoşlanan biri değildim.

Altı kişilik arkadaş grubumuzda hiç bir zaman yakın olamadığım tek kişi.

Nefret edilecek kadar sinir bozucu ve beni gerecek kadar önemli biriydi.

Ne ara bu kadar Calum'u düşünüyor olmuştum?

Saçma düşüncelerimden sıyrılıp önümdeki yemeğe odaklanmaya çalıştım.

Lillie yanına oturan Luke sayesinde gözlerini benden almış ona bakıyordu.

Her zaman bu böyleydi. Yani Luke, Lillie'yi kendinden alıyordu. Luke lise ikinci sınıftan beri Lillie'nin peşindeydi ve sonunda istediğini almıştı. Onlar adına tabi ki mutluydum ve Luke'a çok güveniyordum çünkü tam olarak Lillie'nin hayallerinin prensiydi. Gerçi hiç bitmek bilmeyen ve her dakika ettikleri kavgalar beni deli ediyordu. Kavgalardan sonra Luke onu öpüyordu ve barışıyorlardı. Tam bir L&L klasiği. Bu sene okulun onlar için çıkardığı isim buydu ve çok komikti. Luke'u tüm okul istiyordu ama Lillie alıyordu. Adil bir oyun.

Lillie'yi tüm okul tanıyordu ve bu sayede Michael ile arkadaş olmuştum. Biz üçümüz ortaokuldan beri yakın arkadaşlardık, daha sonra Michael bize Calum'u tanıtmıştı. Calum onlarla arkadaş olmuştu, ben hariç. Bu senelerdir böyleydi. Ben onu sevmezdim, o beni.

"Sandviçini yemiyorsan, alabilir miyim Daisy?" Dedi Mike beni hayata geri döndürerek. Olumlu anlamda kafamı salladım, gülümsedi ve aldı.

Ashton gelip yanıma oturdu. Bazen onu sadece bateri çalabildiği için gruba aldıklarını düşünüyordum. O da garip biriydi, sürekli etrafa derin gamzeleri ile gülümseme saçmakla meşguldü. Ve tabii bir de şu Jasmine denen kız arkadaşı ile. Şu zamana kadar çıktığı yada ilgilendiği tüm kızlar sarışındı.

Ve ben yırtmış sayılıyordum. Siyah saçlarımı seviyordum.

En son isteyeceğim şey bu masada oturan biriyle fazla yakın olmaktı.

"Otursana Calum." Sesiyle Calum'un, Michael'ın arkasında ayakta dikildiğini gördüm.

"Oturmak istemiyorum. Sadece arabasını ödünç alabileceğim şanslı kişi kim bunu merak ediyorum?" Dedi her zaman ki ukala tarzıyla.

Calum her zaman gösterişi seviyordu.

Benim aksime.

Kendimle onu neden karşılaştırıp duruyordum?

"Arabamı annemler aldı." Dedi Luke ellerini havaya kaldırıp.

"Arabam var ama bana lazım, en son içinde kız becermiştin Calum." Dedi Michael.

Umarım düşündüğüm olmazdı.

"Arabam bir haftadır tamirde." Dedi Lillie.

"Dostum, arabam bile yok." Dedi Ashton yemeğini yerken.

Gözler bana dönmüştü ama hemen savunmaya geçtim.

"Arabamı senin zevklerin için harcayamam." Dedim dürüst olarak.

idfc Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin