Koca bir hafta geçmişti. Sürekli bunun hakkında düşünmek istemiyordum. Düşünmüyordum da sanırım. Paranoyak bir kız olma işlerini sevmiyordum. Ama tüm hafta boyunca sadece Michael, Lillie, Luke, Ashton ve ben takılmıştık. Calum her zaman ki soğuk hallerindeydi. Diğerleri ile sıcak, bana soğuk. Beden dersinde Lillie ile yerde oturmuş, hocanın yokluğunda dinleniyorduk.
Casey ve Michael işlerini ciddileştiriyordu. Calum ise şu aralar bir kızı inletmiyordu.
Lillie, o günden beri Calum'u dövmek istemesi hakkında üstüme geliyordu. Ama diğerlerinin bilmediği çok şey vardı.
"Ben gidiyorum." Dedim sonunda.
"Daha ders bitmedi ki." Dedi Lillie.
Bir şey söylemeden soyunma odasına girdim. Dolabımı açıp, kıyafetlerimi aldım. Kapının sertçe kapanma sesiyle ürktüm.
"Korkutmak istememiştim." Dedi özlediğim ses.
Aradan geçen 7 gün günden sonra ona dokunmayı özlemiştim. Neden böyleydim? Kafayı yemek üzereydim. Ama söz vermiştik.
"Hey Daisy merhaba." Dedi elini gözümün önünde sallayarak.
İsmimin dudaklarından dökülmesi hoş gibiydi.
"Bir sorun mu var?" Dedi yine ama cevap vermek istemiyordum.
"Konuşmayacağız sanıyordum." Dedim ama gözlerine bakmaya cesaretim yoktu.
"Bende öyle sanıyordum ama kendimi burada buldum." Dedi yanıma gelip. "Ve sanırım şiir yazılacak ellerini sırtımda hissetmeyi özledim."
Bir an önce Calum'a birini bulmalıydım.
"Calum."
"Hmm?" Dedi yine dudakları dudaklarıma yerleşmişti.
"Neden bunu yapıyoruz?" Dedim bende onu öpüyordum.
"Sanırım sana ihtiyacım var."
"Hey dur bir dakika, bana zevklerin için ihtiyaç duyduğunun farkındayım." Bu sefer onu kendimden uzaklaştırabilmiştim.
"Daisy, lütfen izin ver. Sadece dudaklarını tenimde hissetmek istiyorum."
Çok yanlış bir şeye girişiyorduk. Ve ben buna engel olmak istemiyordum.
"Kendime söz verdim Calum. Senin beni tamamlamana izin vermemeliyim."
"Lütfen." Dedi. "Yalvarırım, sadece anlaman için ölüyorum. Sana ihtiyacım var."
"Mich-" Dedim ama sözümü yarıda kesti."Onlara aramızdaki hiç bir şeyden bahsetmeyiz. Arkadaş olalım Daisy, ama sana ihtiyacım olduğunda yanımda ol."
Kafamı sallayarak onu onayladım.
"Derse gitmeliyim."
"Gitmesen?"
"Sende geliyorsun." Dedim çünkü dersimiz ortaktı. Kapıyı açıp onu da peşimden çektim ama Lillie'yi görmem ile hemen elimi çektim. Tüm spor klubü bize bakıyordu. "Sen." Dedi Lillie, Calum'un kolundan sıkıca tutup kenara çekerken. "Daisy'i ağlatıp, şimdi de onunla oynuyor musun?"
Calum'un canı yanıyor gibi duruyordu. "Ah ah ah ah bırak kolumu Lillie. Daisy ile biz artık eskisi gibi olacağız."
Ne demezsin.
Sınıfa Calum ile aynı anda girmeye çalışmıştık. "Sen geç." Dedi bana yol verirken. "Hayır." Dedim. "Sen geç, hatırlasana eskiden hep sen geçerdin."
Dediğimi yapıp geçti ve Ashton'ın yanına oturdu. Ders matematikti ama ders boştu. Casey olmadığı için Michael'ın yanına oturdum. Bir kaç dakika sonra Calum ayağa kalktı. Sıramıza gelip elini tam önüme koydu.
"N'aber Michael?" Dedi gülerek.
"İyi dostum." Dedi Michael sadece.
"Herneyse görüşürüz." Dedi Calum ve elini çekti. Çektiğinde sırama bıraktığı kağıdı Michael ile aynı anda gördük.
Michael benden önce davranıp kağıdı aldı. Hemen elinden aldım. Yani almaya çalıştım ama o çoktan açmıştı. "Müdürün odası, hemen."
Ah sıçmıştık.
"Bu da ne böyle?" Dedi Michael. "Daha geçen gün omuzumda ağladın, Daisy."
Tanımadığım bir çocuk gelip beni kaldırdı ve sınıftan dışarı doğru itti. Ne olduğunu anlamadan, kendimi Calum'un elleri arasında buldum.
"Bir şeyi de düzgün becersen şaşırırım."
"Belki seni." Dedi gözünü kırparak.
"Michael okudu."
"Sorun değil uydururuz bir şey." Dedi ve avucuna saçımından bir tutam aldı."Saçların güzelmiş."
"İleride klasik çiftler gibi sarhoş olup beni aramayacaksın değil mi Thomas?"
"Hayır." Dedi. "Asla."
Merhaba neyse xx saçmalıyorum i know and i really want to see comments :((((