"Lillie." Dedim panikle.
"Bir dakika Luke." Dedi telefondaki Luke'a.
"Efendim Daisy?"
"Tanrı aşkına 2,5 saattir Luke ile telefondasın, kapa şunu." Dedim sinirle.
"Ama Luke-" dedi onu durdurarak konuştum.
"Biliyorum biliyorum ailesiyle şehir dışına gitti ama kapa artık."
"Lukey üzgünüm Daisy bebeklik ediyor seni sonra arasam olur mu?"
Sonunda kapanan telefon ile bana döndü.
"Ne konuşmak istiyorsun konuş bakalım?" Dedi oturarak.
"Ama bak Luke'a bahsetmek yok, Michael'a bile şimdi söylemeyeceğiz?"
"Desene çok önemli bir şey."
"Söz ver Lillie."
"Söz tamam hadi."
"Calum.."
"Ne olmuş ona?" Dedi.
"Lillie ben ona aşık olmamak için kendime söz vermiştim, ama gece saat dörttü ve biz birlikte gülüyorduk, kendimi uzun zaman sonra öyle hissetmiştim, ve o an herşeyin berbat olduğunu anlamamak güç değildi."
"Tanrım." Dedi ama daha sonra sustu.
"Onu öldürmek için başka bir sebep. Olmaz Daisy, ciddiyim olmaz. Başkası olsun ama ona olmaz. Yani yapamazsın, aşık olamazsın."
"Sen duygularına nasıl söz geçiriyorsun?" Dedim.
"Geçiremiyorum ve sonucunda Luke'a ulaşıyorum. Ama sen asla Calum'a ulaşamayacaksın. Çünkü ulaşmamalısın. Calum sadece çok kalp kıran biri."
"Lillie anlıyorum seni ama o gece herşey başladı. Sarhoştuk ve müzikler eşliğinde onun kokusuyla uyuya kalmıştım."
"Kötü durum senaryosu gerçekleşiyor." Dedi ayağa kalkıp. "Michael'a bahsetmeliyiz."
"Hayır." Dedim aniden arkasından kalkıp. "Olmaz şimdi değil."
"Daisy, sadece daha fazla bağlanmamaya çalış." Dedi odamdan çıkarken.
Ama bağlanmak istiyordum. Calum'a bağımlı olmak istiyordum.
Lillie ve Luke çok az oldu ama Daisy ile Calum'un işlerini düzeltmem lazımdı. Sorry babies xx love ya all