A2

426 19 16
                                    

"Bak burdan gitmelisin."

Çıldırmak üzereydim. O gün oraya gelmek istiyorum derken bu kadar ciddi olabileceğini tahmin etmiyordum. Ama iki gün sonra sabahın köründe, kapının önünde onu görünce, bazı şeyler değişik hissettiriyordu. "Seni almaya geldim, beraber döneceğiz. Üniversiteyi siktir et Daisy."

"İki sene okuduktan sonra mı? Hiç sanmıyorum."

"Sanki isteyerek okula gidiyorsun, seni tanıyorum oradan nefret ediyorsun." Aslında çok fazla haklıydı. Her sabah lanet okuyordum.

"Neden dönecekmişim?" Kapıyı kapatmayayım diye koyduğu ayağını geri çekti ve kapıyı boş anıma denk gelerek açtı. İçeri girip kapıyı kapattı, Ashton daha uyuyordu. "Çünkü öyle istiyorum. Ait olduğun yer burası değil ve ait olduğun kişi de o değil." Ait olduğum kişi geçen sene oydu ama beni kendi kovmuştu neredeyse. "Sen gelmemi istiyorsun çünkü etrafında sürekli dolanan kişiler olmasını seviyorsun."

"Hayır." Dedi elimden tutup beni koltuğa oturttururken. "Bak Jessica ile ayrılacağım, söz veriyorum yapacağım bunu. Lütfen sadece benimle gel."

Kas katı kesildim. Onunla gerçekten dönmeyi istiyordum. Onunla nereye olursa olsun gitmek, onunla olmak istiyordum. Onsuzluk canımı yakarken, onunlayken de canım yanıyordu. Ama aşk buydu. O küçük oyunun buraya kadar geleceğini düşünmemiştik. Ama artık bunları konuşmaya gerek yoktu, çoktan onun için kalbimi verebilecek kıvama gelmiştim. "Be-ben bilmiyorum. Sence de bu yanlış olmaz mı?"

"Onunla evlenme nedenim kafa dağıtmaktı, biliyorum kötü bir adamım ama geri dönmen lazım, hemen şimdi. Elimi tutman lazım, kalbini tekrar bana açman lazım. Daisy benim olman lazım." Sesi sonlara doğru daha çok kısılmıştı. Hislerinin sahte olduğuna inanmıyordum çünkü onunlayken hissedebiliyordum. Herkese göre yanlış olanı yapacaktım bu sefer. Çoğu kişi kırılsa bile, yanlışı yapacaktım. Herkese göre yanlışı, kendime göre doğruyu.

"Seninle geleceğim." Dedim gözlerine bakıp.

"Gerçekten mi?" Dedi şaşkın gözleriyle.

"Evet ama Ashton'a ne olacak?" Yukarıda hiçbirşeyden habersiz sadece uyuyordu. "Birşey olmayacak." Dedi ayağa kalkarken.

"Ona not falan bırakmalı mıyım? Tanrım herkes benden nefret edecek." Öyle yapacaklardı. Lillie, Luke, Michael, Ashton hepsi teker teker benden uzaklaşıp nefret edecekti.

"Eğer canını daha çok yakmak istemiyorsan, notu unut." Bana uzattığı ele baktım. Yine kusursuz duruyordu. Büyülenmeyi kesip, elini tuttum. Sıcak elleri, soğuk ellerimi kavradığında içimde uzun süre önce başlayan ateşin söndüğünü hissettim.

Merhaba alfabeyi bitirdik yenisine başladık çok duygulanıyorum. Idfc en sevdiğim hikayem oldu sanırım. Ve bu bölüm az ama ardından hemen yenisi gelecek. Okuduğunuz için teşekkürler. Xx

idfc Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin