Battaniyeye Sarılıp Da Isınırdım

2.7K 209 34
                                    

Bölüm şarkısı-> Red Never Be The Same
medyada Açelya

DERIN
Hepimizin hayatında ölümü merak ettiği zamanlar olmuştur. Bu acıları çekmektense ölmek daha mı iyiydi? Peki ölüm nasıl bir histi? Yaşamadığımız bir şeyi, "iyi" bilerek çekiliyorduk. Oysaki... Bazen gözlerimizi açamayacak duruma geldiğimizde sorgulamaya başlıyoruz. Keşke gözlerimi açsam da gülebilsem... Keşke gözlerimi açsam da hayallerimi gerçekleştirecek cesareti bulmak için keşfe çıksam. Bu da o anlardan biriydi. Daha hissedemediğim bir sürü duygu vardı ve şimdi onlardan kopmak üzereydim. Sonsuza dek...

Fakat Yekta'nın bana verdiği bu sonsuz armağan her şeyi değiştirmişti. Kalbimin hızlı atması güçlerimi kontrol etmeye başlamıştı ve ben ölüyordum. Fakat bu kez kalbim, güçlerim yüzünden değil başka bir sebepten hızla çarpmaya başlamıştı. Hatta daha da hızlıydı sanki. Hiç tadmadığım bir duyguydu. Ne deniyorduki buna?

Bu duygu sayesinde kalp atışlarım güçlerimle arasındaki bağı kopararak bu isimsiz duyguya odaklandı. Yorgunluğumu yavaş yavaş üstümden atarken gözlerimi zorlukla açtım. Üstümdeki Savaş'a ait olan siyah deri ceketi çekip doğruldum.

"Derin?" dedi şaşkınlıkla ve bana baktı. Ben de en az onun kadar şaşkındım. Aramızda ismini bilemediğim bir duygu vardı.

Kayra ağlarken gülümsemeye başladı. "Düşüncelerini duyabiliyorum..."

Elimi kalbime koyup kendimi dinledim. Normal atıyordu. "Kurtuldum mu?"

Yağmur hala yağıyordu fakat şiddeti azalmıştı. Buna rağmen hepimiz ıslanmıştık. Arkadaşlarımın yüzüne baktığımdahepimiz yüzlerindeki ıslaklığın gözyaşı değil, yağmur olmasını diledim. Bu kadar ağlamış olamazlardı değil mi? Aslında Kayra'nın akan rimeline bakacak olursak evet ağlamışlardı. "Siz ağladınız mı?"

"Derin," diyerek bana seslendi Yekta. Ona döndüğümde yağmurdan ıslanan saçlarımı kulağımın arkasına itti. Gözlerinde ise tarif edemediğim bir bakış vardı. O kadar masum bakıyorduki... Insanın baktıkça bakası geliyordu. Sonra bana sarıldığında ben de ona sarıldım.

Ayaz birden ayaklandı, "Elif!"

Yekta'nın biraz uzaklaşıp arkamı döndüm. Elif, başını tutarak arabanın kapısını açtı. Arabadan çıktığında bir kaç adım sendeleyip arabaya tutundu. Dengede durmaya çalışırken Ayaz onu kollarından tutup sarsmaya başladı, "Ben sana inandım!"

Elif şaşkınlıkla Ayaz'a bakarken kendini zorlukla toparladı. "Ayaz bir kazaydı. "

"Ne kazaydı?! Onu kaçırman mı? Onu ağaca bağlaman mı! Yoksa arabayı üstüne sürmen mi?"

"Ayaz ben onu öldürmeye çalışmadım. Sadece onu öfkelendirip bana saldırmasını sağlayacaktım. "

Ayaz sinirle gülümsedi, "Sanki seni haklı çıkaracakmış gibi kendini savunmaya çalışıyorsun. " Aslında gülümsemesine dikkatle bakınca, kırgınlığını saklamaya çalıştığını görebiliyordum. "Sana seni sevdiğimden bahsettiler mi?"

Elif gözlerini sımsıkı yumup gözyaşlarına başını salladı. "Peki sen ne hissettin bunu duyunca?"

"Korktum. " dedi Elif. "Çok korktum. Seni kırarım diye korktum," derken Ayaz, Elif'in sözünü kısıp "Şimdi bunları yapınca kırılmadım mı sanıyorsun?!" diye bağırdı.

"Seni şimdiden kırıp benden nefret etmeni sağlayacaktım. Senin için... Ileride daha çok kırılacaktın!"

Ayaz hayretle başını iki yana salladı. En az ben de onun kadar şaşkındım. "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? Senden yine de nefret etmiyorum ama sebep olduğun kırgınlık," diyip eliyle kalbini işaret etti, "her zaman burada kalacak. Ne kadar istesem de affetmeyeceğim. "

Güçler Okulu 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin