Sahne 2 : Biri Var

31.1K 1.6K 363
                                    

Evet yepyeni bölüm ve yepyeni bir bölümle gelmiş bulunmaktayım! Geçen bölüme olan ilginiz için teşekkür ederim her birinize. O yorum yapan parmaklarınıza sağlık efenim!

Bu bölümde de bu kızcağızı yorumlarımızla şenlendirelim ki bölümü yarın koyacak kadar gaza gelsin fdgjdfgjg

Sevgiler, öpücükler...

SAHNE 2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

SAHNE 2

"BİRİ VAR"

Kaşlarım çatılırken öfkem zirveye vuruyor ve adamın neresini acıttığıma aldırmadan, ellerimle sert göğsünden destek alarak kendi bedenimi ondan ayırıp ayağa kalkıyorum. Saçlarım yüzümün yarısını örtüyor ama sinirden onları bile geriye atamıyorum. Bakışlarım eliyle kaldırımdan destek alarak ayağa kalkan adamın üzerine kenetlenmiş bir vaziyette. Ayağa kalkar kalkmaz da sırıtan yüz ifadesini görmek hepten çıldırtıyor beni. O mavi gözlerini oyup yerinden çıkartmak istiyorum!

Ne var ki öyle bir girişimde bulunursam adamdan önce diğer tarafa kendimin gideceğimi bildiğimden mani oluyorum vahşi eylemlerime. Şey... Beni kan tutuyor da.

Bu sebeple tüm komplo teorilerime rağmen gözlerimin önüne düşen saçlarıma aldırmadan ona arkamı dönüyorum ve kulpu kopan, içindekilerin yeniden döküldüğü çantamı arıyorum kaldırımın üzerinde. Beş dakika içinde o kadar çok şey yaşandı ki bu kaldırımın üzerinde, sanki yıllardır toplanmamış odam gibi aradığımı bulmak zorlaşıyor. Şaka gibi!

"Direğin önünde."

Lanet olası adamın eğlenceli sesini duyunca omzum üzerinden ona öfkeli sert bir bakış atıyorum ve tıpkı bir çocuk gibi saçlarımı savurarak tekrar önüme dönüyorum. Allah'ım tanımadığım etmediğim adama bir de trip mi atıyorum? Aha da delirtti beni!

Çantam gerçekten de direğin önünde olunca homurdanarak gidip elime alıyorum. Etrafa yayılan eşyalarımı da sertçe içine atıyorum ve eşyalarım kırılacakmış, bozulacakmış umurumda olmuyor o an. Eşyaları doldurduktan sonra çantanın fermuarını da aynı sertlikle kapatıyorum ve kolumun altına sıkıştırarak ters istikamete yürümeye başlıyorum.  Az önce kaldırımda neredeyse akraba olduğum adama tek bir kelime bile etmeden...

Birinci adımda gayet kararlıyım yürümekte. İkinci adımda acaba bir çift laf etsem mi şöyle en sertinden diye düşünüyorum. Üçüncü adımı da atıyordum ki adamın sesini işitiyorum.

"Melek!" diyor arkamdan. Adımın Melek olmadığına eminim ama yine de üzerime alıp duruyorum. "Bunu unuttun!" diye devam ediyor ve üzerime aldığım için salak durumuna düşmeyip, rahatlıyorum.

YALANCI DAMAT(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin