"Gülmeyi sevenlere ithafen..."
Bir derginin genel müdürü olan Ali Ömer Erez; görünürde çapkın, hovarda ve ciddi ilişkiden kaçan bir adamdır. Tamamıyla tesadüfi olarak esas kızımız Cemre Soylu ile tanışır ve art arda gelen talihsizlikler sonucunda ke...
Birkaç güncük beklettim biliyorum ama bu bahtsız yazarınızın dokuz tane finali falan vardı. Derslerle boğuşuyordu zavallıcık, kafasını bile kaşıyamadığı bir dönemdeydi.
Neyse ki bitti!
Benim için dua edin de büte falan kalmadan tamamıyla bitsin her şey. Amin.
Neyse uzatmayacağım, sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Olaylar çığırından çıktı sanki bakalım çiftimizi neler bekliyor.
Çiftimiz demişken, onlar için bir ship ismi bulalım yahu! Hani şu çift isimlerinin kısaltmalı şeylerinden olan... Önerilere açığım! Fikirlerinizi bekliyorum.
İyi okumalar diliyor, yorum ve beğenilerinizi bekliyorum efenim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sahne 10 Davetsiz Misafir
Hava çok sıcak efendiler.
Haziran ayının sonlarına gelmiş olarak sıcakta eriyip, sıvılaşma evresine geçmiş bulunuyoruz. Bu evre en pis, en iğrenç kokulu ve en dayanılmaz evredir. İnsanları öldürme dürtüsü ve katil olma arzusu bu evredeyken baş gösterir. Ve yazlık bir şehrin, serinletici denizine ayaklarınızı sokmadan da bu dürtüler kaybolmaz. Gittikçe baskınlaşır, baskınlaşır, baskınlaşır ve sonunda da katil olursunuz. Net bir şekilde.
Yine ne mi saçmalıyorum? Hayır, aslında saçmalamıyorum. Size otobüse binen her insanın içinde uyanan o vahşi katili anlatıyorum bir saattir. Gerçekten katil olmak istiyorum şuan. Zira yanımdaki kokusuna tükürdüğümün evladı bayıltıyor beni. Öyle bir terlemiş ki çürümüş insan mı yedin be adam dememek için zor tutuyorum kendimi. Arkaya gidemiyorum dolu, öne kaçamıyorum dolu, eh inmeye de bu sıcakta gönlüm el vermiyor çünkü yolum daha çok ve o yolu yürüyemem. Adamın ter kokusuyla kafayı buldum resmen...
Ömer bana demişti gelip alayım seni diye de kuyruğu kapana kısılmış kedi gibi cıyaklayıp reddetmiştim adamı. Hayır, neyine ret ediyorsun ki sen? Aptal mısın? Adam sırtında taşımayacak ya seni, arabasıyla gelip alacak, sende rahat rahat yolun keyfini çıkaracaksın... Ama yok! Rahat batıyor bana, illa zorluk çıkaracağım kendime. Birde ahlaksız teklifte bulunmuş gibi payladım adamı boş yere... Allah beni bildiği gibi yapsın e mi!
