Merhaba, yine ben!Size bombastik bir bölümle geldim :) Yer yer eğlenceli, yer yer etkilenmeli, yer yer aksiyon ve macera... 😂😂
Yeni sezona bu bölümle başlamış bulunuyoruz.
Bol bol bol yorumlayın efenim, beğenileşelim yine hep olduğu gibi! Bende yeni bölümü hemen atayım değil mi? ;)
İyi okumalar diliyor, huzurlarınızdan bir Fatma Girik edasıyla çekiliyorum.
Hoşçakalın güzel ve özel okuyucular!
---
Sahne 9
Hamamcı Teyze
"Cemre, dolma tenceresini koymuş muyuz piknik sepetine?"
Annemin sesiyle, hazırladığımız sepete bakıyor ve belki de beş yüzüncü kez dolmaların, diğer her şey gibi, orada olduğunu teyit ediyorum. Annem bir telaşlı, bir telaşlı ki sormayın efendim! Aynı şeyi bana beş yüz kere söylediğini fark etmiyor bile. Sanki o çıkacakmış görücüye gibi heyecanlı kadın... Oysa ki alan aldı satan sattı çoktan her şeyi.
Heyecanının yanında aslında mahcup olma korkusu var annemde, bunu dün akşamdan beri gayet iyi anlayabiliyorum. Annem hala Ümran Hanımdan haz alamadı, tıpkı benim gibi. Esra Erol'un programı başladı başlayalı locadan ayrılmayan Hamiyet'in kimseden bir türlü elektrik alamaması gibi bizde Ümran Hanımdan bir türlü elektrik alamadık analı kızlı. Lakin biz başka adaylarla yolumuza bakmak istiyoruz Esra Hanım diyemiyoruz efendiler. Paşa paşa çekiyoruz bu kadını ve kaprislerini...
Ay, gelinsin ya hemen kaynanana çamur attın dediğinizi duyar gibiyim pis kaynanalar! Gelinlerin günahını alıyorsunuz vallahi asıl cadı olan kaynanalar. Neden mi? Şu yüzden: İsteme töreninden sonra iki kez daha bir araya gelmiştik Ömer'in ailesiyle. Birinde onlar bizi akşam yemeğine çağırmıştı, diğerinde de annem ben altta mı kalacağım, bizde ağırlayacağız onları diyerek resti çekmiş ve mecbur olarak bize gelmişlerdi.
Mecbur olarak diyorum çünkü Ümran Hanım zoraki geldiğini hiç saklamamıştı. "Tansiyonum çıktı bu sabah, gelmeyecektim de bizimkilerin zorlamasıyla geldim." diyerek daha eve girer girmez bombayı patlatmıştı. Ömer ve Mine abla annesinin densizliğini örtmeye çalışırken, bizimkilerde eve gelen misafir baş tacıdır mantığıyla üzerinde durmamıştı. Ama kadın o kadar açık sözlüydü ki açık açık bizi görmekten hoşlanmadığını her fırsatta dile getirmişti. Gerek sözleri, gerek davranışlarıyla...
Bana küçümsercesine bakan gözleri, kahve yaptığımda köpüksüz diye burun kıvırması, akşam yemeğinden sonra yememiz için kendi ellerimle yaptığım tatlıya bahaneler üretmesi en sonunda tepemi attırmıştı ama Giray amca ve Ömer'e olan saygım yüzünden alttan almak zorunda kalmıştım.
Zaten oda alttan alıyorum ve Ömer'e bir şey belli etmiyorum diye üzerime geliyordu inadına. Oğluyla evlenmek zorunda olduğumu düşündüğünden rahattı, anlıyorum bunu. Çünkü onun gözünde ben ve oğlu büyük bir hata yapmıştık, onun yüce gönlü sayesinde yaptığımız hata gün yüzüne çıkmamıştı ama tabi kadın benim canımı çıkarıyordu orası çok ayrıydı...
İşte annemde tam bu yüzden o kadın karşısında mahcup olmak istemiyordu çünkü Ümran Hanımın beni sevmediğini anlamıştı. Açıkçası bende ondan Ümran Hanımı sevmediğimi saklamamıştım. Annem "Tek oğlu Ali Ömer kızım, paylaşamıyor zaar. Alışır merak etme." diye beni teselli etmişti konuştuğumuz gün ama onun şuan ki telaşını görünce anlıyorum ki daha kendisi bile söylediklerine inanamamış, ben nasıl inanayım?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCI DAMAT(Tamamlandı)
Comédie"Gülmeyi sevenlere ithafen..." Bir derginin genel müdürü olan Ali Ömer Erez; görünürde çapkın, hovarda ve ciddi ilişkiden kaçan bir adamdır. Tamamıyla tesadüfi olarak esas kızımız Cemre Soylu ile tanışır ve art arda gelen talihsizlikler sonucunda ke...