Merhabalar!
Ben geldim... Bu sefer özlettim de geldim, biliyorum. Birazcık hastanelerde gün öldürdüğüm için bir türlü bölümü yazamadım ama dün boştum ve bu sebeple de hemen size 29 sayfa uzunluğunda bir bölüm yazdım.
Bölüme geçmeden önce de bir şey söylemek istiyorum çünkü bu durumdan oldukça rahatsızım.
Biliyorsunuz sizin yorumlarınız benim için çok değerli. Bugün hala yazıyorsam sizin desteklerinizin de bir payı olduğu aşikar. Diğer nokta yazmaya olan aşkım tabi ki...
Şimdi nereye geleceğimi merak ediyorsunuzdur. Şunu diyeceğim, benim için yorumlarınız çok değerli evet. Ama gerçek bir eleştiri içeren, gerçek beğenileri dile getiren, rahatsızlıklarını saygılı bir üslupla -buranın altını çiziyorum- dile getiren yorumların başımın üstünde yeri vardır.
Bu noktada da bana bizzat gelmiş bir hakaret söz konusu değil ama geçen gün Yalancı Damat'ın eski bölümlerinde şahit olduğum çirkin bir olay, beni bu yazıyı yazmaya itti.
Küfürlü yorum yapmayın demeyeceğim. Bazen küfürlerle seviyorsunuz karakterleri, sevginizi bazı küfürlü cümlelerle belli ediyorsunuz ve hiçbirimiz saray çocuğu değiliz. Bana samimi geldiği noktalar da oluyor bu sebeple. Ama bu başka bir insana hakaret boyutuna geçerse durun derim orada.
Size de durun demek zorundayım.
Olay şu: Bir arkadaşımız satır arası yorum yapmış kendince. Hiçbir hakarette söz konusu değil. Cemre'ye üzüldüğünü belirtmiş sadece. Başka bir arkadaşımız o kızın yorumuna saygısızca itiraz etmiş, ona katılmadığını dile getirmiş. Buda yetmemiş, kendi halinde hikayeyi okuyan arkadaşımız bunun bir hikaye olduğunu belirtince, diğer arkadaş hepten çirkinleşmiş. Hakaretler had safhada. Yetmediği gibi mahalle kavgasına gider gibi wattpad'den edindiği arkadaşları o yoruma toplamış, altı yedi kişi bir kişinin üzerine çullanmış yorumlarla. Çirkin hakaretler, tehditler, sanki kendi çöplükleriymiş gibi kızı ezmeye çalışmalar falan almış başını gitmiş...
Buna izin vermem arkadaşlar.
Ben altı yıldır yazıyorum ve hiçbir zaman ne okuyucularımla kavga ettim, ne de okuyucularım bana saygısız bir ithamda bulundu. Bunca zaman huzurla yürüttüğüm ortamı da kimsenin bozmasına müsaade etmem. Defolur, gidersiniz hikayemden.
Kimse kabadayı değil burada. Kimse kimseye ahkam kesemez de. Kavganın da bir adabı vardır zaten. Öyle arkanı toplayıp gelerek sen güçlü olmuyorsun, sen karşındaki insandan korktuğun için başkalarının arkasına sığınmış oluyorsun. Bu daha acınası...
Bu şekilde saldırıya maruz kalan arkadaşımızdan da kendi adıma özür diliyorum, böyle bir şeyle karşı karşıya kaldığı için. Yorumları okuduktan sonra sildiğim için belki diğer hakaretleri okumamış olabilir. Belki de okudu ama onların çirkinliklerine uymak istemedi ki büyük erdemlilik etmiş olur öyleyse...
Söylemek istediklerim bu kadar. Rica ediyorum herkesten, ağzınızdan çıkan her bir kelimeye dikkat edin lütfen. İnsan kırmak kolay ama kırdığını düzeltmek çok zor. Burada eğlenmek, günlük sıkıntılarımızdan anlık da olsa arınmak için toplandık. O yüzden kimse kimsenin huzurunu kaçırmasın. Güzel güzel eğlenmemize, birlik olup gülmemize bakalım.
Ha, yeri gelir zıt fikirlere düşer, bir tartışma ortamı oluşur fakat tartışmanın da, kendi fikirlerini savunmanın da bir adabı bir yöntemi vardır. Diğer türlüsü çirkinleştiriyor ortamı gördüğünüz gibi.
Çok konuştum, kaçıyorum.
İyi okumalar hepinize.
Yorumlarını ve beğenilerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALANCI DAMAT(Tamamlandı)
Comédie"Gülmeyi sevenlere ithafen..." Bir derginin genel müdürü olan Ali Ömer Erez; görünürde çapkın, hovarda ve ciddi ilişkiden kaçan bir adamdır. Tamamıyla tesadüfi olarak esas kızımız Cemre Soylu ile tanışır ve art arda gelen talihsizlikler sonucunda ke...