Uyandığımda etrafıma baktım. Kara Kutu da kanepemde uyuyakalmıştım.
Alihan bu saatte yoktu. Gece dediklerine göre sabah erken saatlerde distribütör gelecekti. Beyaz pantolon giyip tişörtümü aramaya koyuldum.
En son bulamayınca boşverip çekmeceyi açtım. İçinde kolye, yüzük küpe civarında ne varsa uyumlu olanları takıp kasayı açtım. Parayı aldıktan sonra kasayı kapattım ve aşşağıya indim.
İçkiler gelmişti. Orhan indirilirken yardımcı oluyordu. Herkese selam verip tezgahın arkasına geçtim. Telefondan Emre ye mesaj atıp kendime yiyecek birşeyler bulmaya çalıştım.
İçerideki müşterilerden de bazıları bana bakıyordu.
" Selam. " Sesin geldiği yere bakıp Eda yı gördüğümde gülümsedim.
" Sen buralara gelir miydin? "
İki bira çıkartıp yüzükle açıp aramızdaki tezgaha bıraktım. Çekmeceden bulduğum fıstıkları aramıza bıraktım.
Orhan ın beni çağırdığını fark edince Eda ya geleceğini belli eden bir işaret çakıp Orhan ın yanına gittim.
" Listedeki herşey tamam mı? "
" Şeftalili votkası yokmuş onun dışında herşey tamam. "
Biri parayı almaya geldiğinde çıkartıp votka haricindeki parayı verdim.
" Patronuna söyle. Bugün içinde şeftalili votka gelmezse kendime yeni bir distribütör bulacağım. "
" Peki efendim. "
Geriye dönüp baktığımda Eda orada oturuyordu.
" Fıstıklarından yiyorum. Sorun olmaz değil mi? "
" Hayır sorun yok. Eğer burada kalmak istersen sana bir yer hazırlayabilirim."
" Biliyorum. Ama biraz kafa dinlemem lazım. "
Fıstıkları atıştırırken Emre nin geleceği aklıma geldi.
" Eda ben Emre ye mesaj atmıştım. Gelebilir. "
Hızlıca toparlandı. Eline çantasını alıp elimi sıktı.
" Biliyorsun. Ne zaman ihtiyacın olursa ara beni.. "
" Sen birtanesin. "
Tam arkasını dönerken Emre geldi ve sıkıca kolunu tuttu.
" Bırak kolumu."
Elinden tutarak üst kata doğru sürükledi. Aralarına girersem kötü sonuç alacağımı bildiğimden dolayı elimi bile sürmedim.
Ardından bir kız geldi.
" Deniz Duman.! Tanrım inanamıyorum. Fotoğraf çekebilir miyiz lütfen? "
Böyle bir tepki alacağımı sanmadığımdan dolayı bir an boşlukta kalsam da sonradan yanıt verdim.
" Tabi. Önce bir tişört giyseydim."
" Yok. Böyle kalsın bence. "deyip gülünce anladım olayı..
Tezgahın önüne geçip sandalyeye yaslandım. Kalçasını tamamen bana yaslayıp telefonuna baktı. Benden de bir hareket beklercesine baktığında gülümseyerek kameraya baktım.
Fotoğrafı çektikten sonra beğenmemiş gibi yapıp gömleğinin düğmelerinden birini daha çözüp aynı şekilde bir tane daha çekti.
Tekrardan tezgahın arkasına geçtiğimde tişörtümü gördüm. Giyindikten sonra karşımdaki kıza baktım.