Eğitim

3.2K 179 2
                                    

Sabah erken saatlerde telefonum çaldı.
Bir koluma Selin yatmıştı. Lan bi dakika kolumu hissetmiyorum. Morarmış..

Telefonumu kulağıma götürüp açtım.

.
Ne yaptın? Hazır mısın? Bak bir saat sonra kapıdayım.
.
Emre sakin ol.
.
Tamam be.
.
.
Bir de trip çekecek değilim. Arkamı dönüp Selin e baktığımda ufak ufak gözlerini açtığını gördüm.

"Günaydın. "

" Günaydın. Ne oldu? Erken uyanmışsın. "

" Eğitim vardı ya... " birazdan anlar

Hızlıca Selin e bir öpücük bırakıp bonyoya gittim. Duş akdıktan sonra çekmeceden temiz birşeyler giydikten sonra dolabın içine daldım.

Siyahla gri arası duman gibi duran bir kot giydim. Üste de beyaz açık yakalı tişört ve beyaz üstüne gri kamuflaj montumu giydim. Aynadan baktığımda gördüğüm uçları mavi saçlar ve o geniş yakadan görünen dövmemle çok daha iyi görünüyordum.

Selin e baktığımda o da buzdolabını kurcalıyor. Birşeyler indiriyordu.

" Deniz burada hiçbirşey yok. "

" Nasıl yok ya? Ben birşeyler almıştım. "

Gözlerini devirdi.
" Sadece meze ve dondurulmuş gıda var. " daha ne olsun?

" O zaman pizza yiyelim. Yada ton balığı konservesi vardı. Çıkart onları. "

Selin iyice oflayarak buzdolabını kurcalamaya devam etti.

" Sabah erken zaten ya ne yiyeceksin. "

Cidden fazla aç değildim.

" Kahve içelim. Hem Emre nin çikolataları da var. " yüzü gülmeye başladı.

" Suyu kaynattım zaten. Lütfen bana bitter çikolata olduğunu söyle."

"Damak gece.. " bunu der demez hızlıca bardakları koyup aceleyle kahve yapmaya başladı.

Bende Emre nin dolabın üstündeki çikolata kutusunu açıp iki paket çıkarttım. Anca yeriz. Enerji sonuçta.

Paketleri tezgahın üstüne koyup dolabımdan sigara ve çakmağımı aldım. Arkamı döndüğümde Selin balkonda oturmuş çikolataları açıyordu.
.
.
.
Kahve bardaklarını ve çöpleri atıp tekrar balkona çıktım. Balkon etrafı kapalı olduğundan çok rahattı.

Bu sefer kapı eşiğinde beklemedim.
"Selin bana yer verir misin? "

" Hı-ıh kalkmam. "

" İyi sen bilirsin. "

Bir elimi bacaklarına bir elini de sırtına koyup kucağımda tekrar koltuğa oturdum. Bana öyle bir bakış attı ki.

" Hımm aslında kucağın rahatmış. "

İşte tam ama tam o an Emre anahtarlarıyla içeriye girdi.

" Hadi gidelim daha çok iş var. " hay ben senin
.
.
.
.
.
Selin i odada bırakıp dışarıya çıktık. Dövüş sanatları gibi derslerin uygulandığı alana girdiğimizde bazı hocalar da içinde olmak üzere büyük bir kalabalık vardı.

" Deniz Emre buyrun oturun. " deyince müdürümüz bizde kenardaki sıralara oturduk.

" Şimdi arkadaşlar şuanki konumuz bilindiği üzere kan emiciler........
Dönüşmediğiniz taktirde sizden hızlıdırlar.....
Öldürebilmek için iki ayrı noktaya saldırmalısınız. Sol göğüs yani kalp tarafı ve kafası yani beyin tarafı.....
Elinizde gümüş ve demir silahlar ve mermiler var. Aslında ikiside onlara zarar verebilir. Aradaki tek fark öldürebilmek için kalbe demir, kafaya gümüş kullanmanız gerekiyor.....
Kafasını kesmek veya yakmak da birer çözümdür...
Ateşle buluştukları zaman hızlıca alev alırlar...
Öğrenciler diğer öğrencileri korumalılar. Dövüşmeyecek veya dövüşemeyecek olan arkadaşlarınızı korumanız gerekiyor.....
Deniz Duman.. Senin ısırman onların gücünü emebilecek bir zehir. Gücünü kullanmalısın."

Kurt Okulu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin