Gözlerimi açmakta zorlanıyorum bu ne biçim yorgunluktur.
Etraftan bir ses geliyor.
Buse değil mi?
Dikkatimi verdim.
"-eskiden her şeyimi anlatabilirdim sana. Şimdi iki yabancı gibiyiz."
Elimi o küçük elleriyle sararken devan etti.
"Lütfen yanımda ol. Nerede olduğumuz önemli değil. Yeterki birlikte olalım. "
Uzun süre bekledi.Elleri hala sağ elimdeydi. Ona bir işaret vermek istesem de elimi oynatamadım. Dudaklarımda hissttiğim öpücükten bunların rüya olmadığı aklıma geldi.Tam gidecekken ellerini çekecekken ellerimi sıktım.
" Tanrım. " ses daha net geliyordu.
Gözlerimi açtığımda
Buse yi gördüm. Gözlerinin renkleri sönmüş gibiydi. Ağlamışmıydı.
" Buse" gülümsedi ama sanki bu diğerlerinden farklıydı. Biraz daha tatlı.
Yine yumuşuyorum bu kızı görünce.
"Teşekkür ederim. Galiba sendin o zehri temizleyen. " ne yani? Sormalıyım. Hayal gibi hatırlıyorum.
" Bişey değ-"
" Ama bir daha yapma Demirciğin sinirlenmiştir. " moralini bozmayı iyi biliyorum.
" Deniz lütfen bana bunu yapma. "
" Şöyle de söyleyebilirim. Barda ki çocuk ve Demir iti var. Hangisi daha çok kızacak bilemem. "
" Öyle mi? Tamam. Peki Su? Peki Gamze? Gizem? Bardaki çocukla senle Su yu takip ederken tanıştım. O da Su nun eski sevgilisiymiş. Zaten sizin o halinizi görünce çocuk ta dayanamadı. Demir iti ise benim kökenimden, hatırlasana ışık kurdu o da. Okulda birbirimize destek oluyorduk. Ta ki sana bunu yapana kadar. " Tamam biraz boka batmış olabilirim.
" Buse - "
" Deniz ben senle son görüştüğümüzde ailemle kavga etmiştim. Nedeni seni sevmemdi. Seni sürüsüne koyup sürüsünü daha da güçlendirmek istiyordu. Senin kan kurdu olacağını tahmin etmişti. İkinizin arasında bağı ben kuracaktım. Ama kuramadım. Bu yüzden kavga ettik. O gün babamı gördüğümde kavga etmemeni burdan gitmemizi istedim ama sen gelmedin.
Deniz burda ben hatalıyım. Kabul ediyorum. Fakat sen de hatalısın. " deyip elimi bıraktı. Kapıyı açıp çıktı. Şuan kendimi zımba gibi hissediyorum.
Şu eğilmiş olanından.
Hemen ardından kalkıp yürümeye başladım.
Tamam biraz acıyor olabilir ama şuan sıkıntı yok. Buse hastaneden çıktı. Ben de çıktım. Emre kalkıp bana bakıyordu. Üstümde hasta kıyafetleri vardı.
"Arabanın anahtarını at. " havada uçan bir anahtar vardı. Abi insan havadan atar, sen kafama doğru at. Neyse ki havada tuttum.
Buse otoparka gitti. Arabasına bindiğinde koşmak zorunda kaldım. Tam gaza basacağı zaman arabanın önüne atladım.
Kornaya basıyordu. Oturdum aravanın önüne. Arabayı durdurup yanına geldi.
" Ne yapıyorsun sen? Çekil şurdan. "
Kalkıp arabanın ön koltuğuna oturdum anahtarı çıkarttım. Sonra da arabadan çıkıp kapıları kilitledim.
" Deniz ver anahtarı. Deniz lütfen. "
Buse yi kucaklayıp. Arabama taşıyordum.
" Bırak beni! "
" Hayvansın sen. Hayvan. Ya vuruyorum adamda tık yok. "
" O kaslarımdandır canım. "
" Hay sana da kaslarına da. "
Buse yi ön koltuğa . Kendim de yanına oturdum. Tam kapıyı açıyorken kilitledim. Aslında ön koltukta oturduğundan alabilirdi ama o bunu bilmiyordu.
