Betül somurtarak Kader'e trip atıyordu. Hala kırgın olduğunu belli ediyordu. "Hadi o gün o kadar içtim. Peki beni neden Fırat'a emanet ettiniz?"
"Ya kızım ben dansa dalmışım döndüğümde gitmiştiniz diyorum" dedi Kader bir kez daha. Telefonun diğer ucundaki Betül inatçılık ediyordu.
"Kaç gündür Fırattan kaçıyorum. Kim bilir ne yaptım o akşam?" dedi Betül umutsuzca. Bir yandan elindeki soğanı doğruyordu. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Soğanı doğrayıp ellerini sabunladı.
"Peki Gökhanla neler olduğunu hala anlatmayacak mısın?" dört sordu merakla Betül. Kader omuz silkti. Tabi bunu Betül göremiyordu.
"Dedim ya telefonumu istedi. Bende vermedim. Hemen ilk gördüğüm erkeğe numaramı verecek değilim. Zaten bir kez dans ettik. Ayça adamın kadın avcısı olduğunu söyledikten sonra başkasını buldum."
"İyi yapmışsın. Gökhan diğerlerine benzemiyor sanki"
"Diğerlerinden kastın Fıratsa evet benzemiyor" dedi Kader gülerek. Betül bunu çok net duydu.
"Neyse bunları sonra konuşalım. Gözlerim yanıyor ve yemek için gerekli bazı şeylerin olmadığını fark ettim. Alışverişe gitsem iyi olacak"
Betül konuyu çok güzel değiştirdi. Kader anlayışlı bir şekilde arkadaşına öpücükler yollayıp telefonu kapattı. Ancak Betül doğru söylüyordu. Bazı malzemeler eksikti. Evde biber kalmamıştı ve bibersiz yemek yapamazdı. Birkaç eksik daha vardı.
Hızlıca odasına gidip kıyafetlerini değiştirdi. Sarhoş olduğu gece ceketinin içine giydiği çok sevdiği hırkasını kaybetmişti. Kim bilir hırkasına ne olmuştu? Hırkası için son kez üzülerek siyah ceketini giydi. Şapkasını takıp, çantasını alıp aceleyle evden çıktı. Yaşadığı mahalleye en yakın markete gidecek ve eksikleri alacaktı. Çok uzakta sayılmazdı. Ama hava soğuktu. Geçenlerde ocak kendini hissettirmiş ve kar atıştırmıştı. Ancak şimdi kardan eser yoktu. Hava yerini garip bir soğuğa bırakmıştı. Kaldırımlar ıslaktı.
Hızlı adımlarla yürüyerek en yakındaki büyük markete girdi. Yanaklarının kızardığından emindi. Hava çok soğuktu. Ellerine sıcak hava üfleyerek birbirine sürttü. Alışveriş sepeti alarak çantasını içine bırakıp ilerlemeye başladı. Market hiçte dolu değildi. Sebze reyonunda gelince birden durdu. Fırat yanında Fulya ile meyve alıyordu. Fulya'nın sesini duyabiliyordu.
"Abi annem iki kilo dedi neden üç kilo alıyorsun ya!" diyerek isyan eden Fulya somurtarak ilerlemeye başladı. Betül bir an kaçıp saklanmayı düşündü ancak artık çok geç kalmıştı. Fulya onu fark etmiş somurtarak yüzü tamamen değişerek neşeli bir hale dönüşmüştü.
"Betül!" diyerek Betül'ün yanına koşan Fulya ile Betül artık kaçmak için geciktiğini fark etti. Madem yakalanmıştı o zaman normal davranmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atıfet
General FictionBetül yetenekli bir aşçıdır. Çevresinin ısrarıyla evlenmek için evlilik görüşmeleri yapmaya başlar. Bu görüşmeleri yaparken ev sahibinin oğlu Yüzbaşı Fırat'a ilgi duymaya başlar. *atıfet:karşılık beklemeden duyulan sevgi (Tamamlandı) ©Tüm Hakları S...