Kader iç çekerek karşısındaki adama baktı. Gökhan ile yine ve yine karşı karşıya gelmişti. Akşamları işten çıkarken Gökhanı karşısında buluyordu. Adamın bu kadar ısrarcı olmasını anlamıyordu. Kader ile Gökhan'ın bir geleceği yoktu. Ancak böyle davranınca Kader, ondan daha çok etkilenmeye başlıyordu. Bu adam yakışıklıydı ve fena çekiciydi.
"Gökhan lütfen artık gelme. Hayırdan anlamıyor musun sen?" diye sorarak arabasına doğru ilerlemeye çalıştı. Hava kararmaya başlamıştı.
"Hayırdan anlıyorum. Sadece her şey yolunda giderken reddedilmeyi anlayamıyorum. Bana hala açıklama yapmadın" diyerek Kaderin önünü kesti Gökhan. Giydiği kısa ceket soğuk hava ile tezatlık içerisindeydi. Kader koyu gözlerini Gökhan'ın gözlerine sabitledi.
Derin bir iç çekerek kollarını göğsünün hemen altında birleştirdi. "Pekala ben seninle vaktimi harcamak istemiyorum." dedi Kader. Patlıcan moru saçları harika görünüyordu. Gökhan o saçlara elini daldırıp okşamamak için kendini zor tutuyordu.
"Ne?" diyebildi en sonunda. Kader bu sefer fikrini direk söyleyip Gökhan'ı korkutmak istedi.
"Ben evlilik düşünebileceğim bir ilişki ve adam istiyorum. Sen bana bunu veremezsin" dedikten sonra tekrardan arabasına yöneldi. Giydiği topukluların sesi Gökhan'ın kafasının içinde yankılanıyordu. Kader arabasının kapısına uzanmışken kapı birden kapandı. Gökhan genç kadının hemen arkasında duruyordu.
"Evlilikten korktuğumu düşünüyorsan yanılıyorsun. Ben bir kez evlendim" dedi Gökhan. Burnuyla Kader'in saçlarının kokusunu içine çekiyordu.
Kader yavaşça yutkundu. "Biliyorum" dedi ve tekrardan arabayı açmayı denedi. Gökhan yine izin vermedi. "Nedeni şimdi anlaşıldı" dedi ve kendini geriye çekti. Böylece Kader hızlıca arabasına bindi.
Genç kadın arabayı çalıştırırken Gökhan sırıtarak onu izliyordu. Kader ise somurtuyordu. Az önce o güçlü kolları iki yanında hissetmişti. Hem heyecanlanmış, hemde kendini güvende hissetmişti.
Kader başını iki yana sallayıp "Düşünme! Düşünme!" dedi kendi kendine.
Betül tabakları masaya özenle dizmiş, yenice yemekleri bitirmişti. Bugün çok önceden söz verdiği gibi Zahide Hanım ve ailesini yemeğe davet etmişti. Fulya, Fırat'ın gelmeyeceğini söylemişti ancak Betül bunu dert etmiyordu. Yine de Fırat'ın en çok sevdiği karnıyarığı yapmıştı.
O sırada çalan kapı ile misafirlerinin geldiğini anladı Betül. Gülümseyerek kapıya yöneldi. Kapıyı açarak "Hoş geldiniz" dedi. En önde Zahide Hanım duruyordu.
Artık kır düşen saçını her zamanki gibi toplamıştı. "Hoş bulduk kızım" diyerek eve girdi.
Evi mis gibi yemek kokusu sarmıştı. Ardanın şimdiden iştahı açılmıştı. "İçimden bir ses bu akşam çok güzel geçecek diyor" dedi Arda ve gülerek Betüle baktı. Ardından Ömer ve Fulya girdi. Ömer yemeğe gelebilmek için bir davasına çalışmayı ertelemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atıfet
General FictionBetül yetenekli bir aşçıdır. Çevresinin ısrarıyla evlenmek için evlilik görüşmeleri yapmaya başlar. Bu görüşmeleri yaparken ev sahibinin oğlu Yüzbaşı Fırat'a ilgi duymaya başlar. *atıfet:karşılık beklemeden duyulan sevgi (Tamamlandı) ©Tüm Hakları S...