Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Betül koltukta uzanmış bir halde tavanı seyrediyordu. Son birkaç gündür yaptığı gibi bugünde işten gelir gelmez kendini eve kapatmış, telefonunu sessize alarak akşama kadar düşünmüştü.
Kafası patlayacak gibi hissediyordu. Arkadaşlarına Fıratla ilgili bir şey söyleyemezdi. Çünkü o bunu yıllardır saklıyordu ve bu da kimsenin bilmesini istemediği anlamına geliyordu. Bu yüzden Betül ne kadar söylemek istese de bunu kimseye söyleyemezdi. Artık tek başınaydı. Arkadaşları ona yardım edemezdi ve Betül ne yapacağını bilmiyordu. En ufak bir fikri bile yoktu.
Normal davranmazdı. Bu saatten sonra Fırat'a onu sevdiğini söylese bile hiçbir şey olmazdı. Sadece kendini aptal durumuna düşürürdü.
Başkasına aşık bir adamı sevmek...Kulağa gerçekten aptalca geliyordu.
Fulya kızlarla olan grubundaki konuşmaları okuyor ve yemek yemeyi erteliyordu. Betül son günlerde çok mutsuz ve halsiz görünüyordu. Aramalara cevap vermiyor, plan yapmıyordu. Fulya bunun nedeninin abisi olduğuna emindi. Abisinin ne yaptığını bilmiyordu ancak Betül'ü çok üzdüğü kesindi.
Telefonunu bırakarak en sonunda yemeğe başladı. Çorbasını birkaç kez kaşıkladıktan sonra "Anne ya..." diyerek tüm dikkati çekti.
"Yemekten sonra Betüle mi gitsek? Bir derdi var gibi çok mutsuz görünüyor. Kaç gündür de göremiyorum zaten."
Zahide anne kızının dediklerine şaşırdı. "Gidelim tabi yavrum. Maddi bir sıkıntısı falan mı var acaba çocuğun?" dedi hemen. Anne olunca insan daha bir merhametli oluyordu. Olaylara ise daha bir endişe ile yaklaşıyordu.
"Sanmıyorum anne. Bence özel bir sorunu var. Artık kim ne yaptıysa..."dedi Fulya imalı bir şekilde karşısındaki abisine bakarak dedi. Fırat sakin bir şekilde yemeğini yiyordu.
"Beyler biraz hızlı yiyin, maça az kaldı" dedi birden Fırat. Tabağını bitirmiş tatlıya saldırıyordu. Fulya'nın dediklerini fazla takmış gibi durmuyordu. Hatta sanki duymamış gibiydi.
Fırat yemeği ilk bitiren olarak yemek masasının hemen yan tarafındaki koltuklara oturup maçı açtı. Ses tüm evde yankılanmaya başlarken Arda ve Ömer de abisine eşlik etti. Fulya ve Zahide anne ise masayı hızlıca toplamaya başladı.
Betül Ayçadan gelen yüzüncü çağrıyı da reddetti ve koltuğunda kıvrılarak televizyona bakmaya devam etti. Battaniyesini de örtmeyi unutmadı. O sırada kapının tıklanma sesini duydu fakat hareket etmedi. Her kimse çalıp giderdi.
Ardından kapıdan gelen ses ile doğruldu. "Betül benim Fulya! Annemle geldik"
Zahide teyze içeriye girdi. Ardından Fulya da ona eşlik etti. "Betül şu haline bak" dedi Fulya şaşkın bir şekilde. Betül'ün kısa saçı birbirine girmiş ve epey dağılmıştı. Gözleri ise şişmiş, burnu peçete ile silmekten kızarmış ve yara olmuştu.