5. Bölüm

471 47 4
                                    


Lanet olasıca bir okul günü için sabahın köründe uyandım. Daha doğrusu Luhan tarafından uyandırıldım desem daha doğru olur. Neyse ki onun yumuşak elleri saçlarımda geziniyordu. Yoksa kesinlikle sabahın bu saatinde uyanmak gerçek bir eziyet olabilirdi.

"Hadi koca bebeğim, kardeşlerini bekletme."

"Minho ve Jinki de geldi mi?"

"Geldiler oğlum. Kyung Soo baban da burada."

"Neden? Ah.. Yine mi birlikte kahvaltı edeceksiniz? Tamam, giyinip geliyorum. Söyle onlara gitmesinler Yuyu~"

"Tamam bebeğim söylerim. Onlar kahvaltılarını ettiler. Senin için de kocaman bir sandviç hazırladım. Fazla oyalanma."

Her zamanki gibi saçlarımdan öpüp odadan çıktı. Luhan'la aramızdaki bağ yüzünden, ne zaman yakınımda olsa uzaklaştığında kısa süreliğine etkisinden kurtulamıyordum. Kalbimi ısıtan sevgisiyle her zaman bu etkiyi bırakması tuhaf bir şekilde hoşuma gidiyordu.

Kardeşlerimi hatırlayarak dolabıma koştum. Yataktan hızla kalktığım için yere düşen pelüş tavşanımı alıp yatağıma fırlattım ve formalarımı giydim. Mavi minik battaniyemi tavşanımın üzerine koyup gülümsedim. Kyung Soo babamın çocukluğuma dair bende bıraktığı izlerdi onlar. Hatırlamak bile kalbimde tuhaf bir etki yaratıyordu.

Tam odadan çıkacakken hayatımda gerçek anlamda etkisi olan ve kalbime o tuhaf şeylerden birini daha yapan diğer erkek geldi aklıma. Chanhyun..

Mantar panomu kaldırıp oradaki fotoğrafını aldım ve günlük öpücüğümü verip tekrar yerine yapıştırdım. Aynada saçlarımı dağıttıktan sonra odadan çıktım.

Şarkı mırıldanarak merdivenden iniyordum ki koltukta elinde kitabıyla oturan bebeğimi gördüm. Gözünde yine ona çok yakıştığını düşündüğü için asla çıkarmadığı siyah çerçeveli gözlüğü vardı. Muhtemelen gece çok iyi uyumuştu. Çünkü cildi her zamankinden kusursuz görünüyordu. Öpülesi dudaklarını hafif kıpırdatarak bir şeyler okuyordu.

"Selam millet! Kardeşlerim! Hoşgeldiniz! Günaydın Chanhyun!"

"Abimin bu neşesi okul için değil, değil mi Jinki?"

"Bilemiyorum Kibum.. Ama umarım değildir. Çünkü bu kesinlikle dünyanın sonu demek."

"Kendi aranızda konuşmayın yaramazlar. Yuhaaan~ Hani sandviçim?"

"Gel buraya bebeğim. Hadi çocuklar siz de hazırlanıp çıkın artık."

Kardeşlerim çantalarını aldığında Chanhyun yeni ayaklanıyordu. Gözlerini hala kitaptan ayırmamıştı. Belki de bu işime geliyordu. Çünkü onu daha rahat inceleyebiliyordum.

Kyung Soo babamın yanına gidip sıkıca sarıldım. Kısa süreliğine de olsa gözlerimi kapatıp başımı boynuna gömdüm. Orada geçirdiğim birkaç saniye bile dinlenmiş hissettiriyordu. Sonra da Luhan'a sarıldım. İkisine uzaktan baktığımda geleceğimi görüyordum. Olmak istediğim adam o ikisinin karışımıydı. Onlar gibi iyi bir baba olmak istiyordum ve deli gibi aşık bir eş..

"Hey! Chanhyun!"

"Hm?"

"O kitabı bırakır mısın artık? Yolda da okumayacaksın değil mi?"

"Yürürken de okuyabiliyorum Kyungin. Ama sanırım bıraksam iyi olacak. Sen gelsene bir şöyle."

Jonghyun, Joonmyeon ve Dongwoo'nun da gelmesiyle yürümeye başladılar. Chanhyun kolumdan tutup en arkaya çekti ve adımlarını yavaşlattı.

Yasak Aşk 3 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin