Bir kez daha en sevdiğim şekilde uyandırıldım. Luhan'ın pamuk gibi elleri saçlarımda geziniyordu. Yumuşacık bir ses tonu vardı
"Bebeğim, uyan hadi. Kyung Soo baban gelecek."
"Hmmm~ Biraz daha~"
"Ama seni çok özlediğini söyledi."
Beni nasıl kandıracağını iyi biliyordu. Babamın beni özlemiş olması hemen gözlerimi açmama sebep olmuştu.
"Yine birlikte kahvaltı mı edeceksiniz?"
"Evet bebeğim. Ama bu kez sen de olacaksın. Bugün hafta sonu değil mi?"
"Ah doğru.. Ufaklıklar evde mi?"
"Onlar karşı evdeler. Arkadaşları da gelecekmiş sanırım. Kyung Soo baban onlar için kahvaltı hazırlayıp buraya gelecekti. Orada hem ödev yapıp hem de biraz eğleneceklermiş."
"Peki Minho ve Taemin?"
"Onlar da orada olacaklar. Yani sadece sen bizimlesin. Ne o? Yoksa beğenemedin mi?"
Yatakta doğrulup ellerini tuttum.
"Biliyor musun Luhan? Hayatımdaki en özel iki adamsınız. Jongin babamı da çok sevdiğimi biliyorsunuz ama ikinize olan sevgim biraz daha farklı. Jongin babam benim için her koşulda sevebileceğim nadir bir insan. Her zaman örnek alacağım, sevgisine hayranlık duyacağım biri. Siz ikiniz ise benim olmak istediğimsiniz. Kyung Soo babama ve sana benzemek istiyorum. Sevginin en güzel halini gösterdiniz hep bana. Bu yüzden hayatımı sizin gibi yaşamak istiyorum. Jongin babamın sana baktığı gibi ben de ilerde Cha- yani evleneceğim kişiye bakmak istiyorum. Anla işte.."
"Jongin'e olan sevgini biliyorum bebeğim. Aslında biliyor musun? Sen en çok Jongin gibi olmak istiyorsun ve güzel bir haber vereyim mi? Sen zaten ona benziyorsun. Hem görünüşün, hem bu mükemmel kalbin hem de kusursuz kişiliğin.. Aynı baban gibi hayran olunası biri oldun. İlerde de onun gibi harika bir eş ve mükemmel bir baba olacaksın. Ah bu arada çocuğunun adını Luhan koymalısın~"
"Tanrım.. Tabi ki Luhan koyacağım. Jongin koyacak değilim, değil mi?"
Kısa süre gülüştükten sonra Luhan beni kendine çekip sıkıca sarıldı.
"Seni çok seviyorum. Her zaman seveceğim. Biliyorsun değil mi?"
"Luhan.. A-ağlıyorsun?"
"Mutluluktan ağlıyorum bebeğim. Sen beni hayata bağladın Kyungin. Sen beni minik kalbinle her zaman mutlu ettin. Sana sahip olduğum için çok şanslıyım."
"Asıl ben sana sahip olduğum için çok şanslıyım. Bana verdiğin sevgiyi hep kalbimde hissettim. Sen mükemmel bir babasın ve iyi ki benim babamsın Luhan."
Ona belki şuana kadar sık sık baba dememiştim ama böyle hissettiğimi bildiğine emindim.
Tatlı aşkımızı kapının sesi bölünce Luhan koşarak aşağı indi. Ben de Chanhyun'la mesajlaşıyordum. Diğerlerinin toplandığı gibi Jonghyun, Joonmyeon, Chanhyun ve benim de toplanabileceğimizi söylesem de kitaplarına aşık olan tatlı bebeğim teklifimle ilgilenmiyordu.
Üstümü değiştirip merdivenlere yöneldim. Aşağı inerken Kyung Soo babamın kollarını açmış beni beklediğini görünce sevinçle koştum. Sanırım Luhan da Kyung Soo babam da rahatça yanlarında çocuklaşabileceğim iki kişilerdi. Onlardan başka kimseyle bu kadar rahat olabileceğime inanmıyordum.
Luhan'ın hazırladığı masaya yerleşip kahvaltı etmeye başladık. İkisi de sırayla ağzıma bir şeyler tıkıştırıyorlardı. En sonunda midemin çatlamaması için masadan kalkmam gerekti.