Bölüm şarkısı (Multimedia): İsmail Altunsaray-Kız Senin Senin
Eşi ile yaptığı konuşmanın ardın dan odalarına çekilen Ayten Hanım'ı uyku tutmamıştı. Eşinin uyuduğunu düzenli nefes alışverişin den anlayabiliyordu. Aklın da dolanan onca düşünce içinde sıkıntı ile yerinden kalktı. Üzerine sabahlığını geçirerek yavaşça odadan dışarı süzüldü. İçinde oluşan merak duygusu kadını Elif'in odasına sürüklemişti. Kapıyı yavaşça açıp içeriye girdi. Gözleri yatağında sırt üstü yatmış kumral saçları bir pelerin misali yastığa dağılan kıza ilişti ve incelemeye başladı. Küçük burnu,kırmızı dolgun dudakları ve beyaz teni ile ilerde çok can yakacağa benziyordu. Masum yüzü ve hüzünlü mavi gözleri ayrı bir hava katıyordu bu küçük kıza. Elif hafif kıpırdanınca biraz gerilen Ayten Hanım kızın uyanmadığını fark ederek rahatladı. Kıpırdanması ile üzeri açılmıştı kızın.Elif'in açılan üzerini örtüp hafifçe saçlarını okşadı ve iyi şeylerin olmasını dileyerek odadan çıktı.
Koridorun başındaki oda Giray'a aitti. Aklına gelen düşünce ile Elif'e oda olarak çatı katını hazırlamayı düşündü. Şimdi Giray'ın çaprazına düşen odada kalıyordu. Kapı ağzında durup düşünmesi ile kendi kendine mırıldandı.
"Yok çatı katı daha münasip.Kızın belli bir düzeni olsun. Hem ateş ile barut yan yana durmaz demişler. Çatı katı iyi. Hem bizim üstümüze düşüyor en ufak tıkırtıyı duyarım." diye kendi kendine fitne veriyordu. Hafif aralık olan diğer kapıya gözü ilişince içine düşen şüphe ile odaya doğru ilerledi. İçinden söylenmeyi de ihmal etmiyordu.
"Umarım bu saatte bir yere gitmemişsindir Giray." diyerek aralık olan kapıya doğru sessiz olmaya çalışarak yaklaştı. Hafifçe ittirdiği kapıdan başını içeriye uzatıp etrafı süzdü. Hiç bozulmayan yatağı görmesi ile iyice endişelenirken içeriye doğru yönelip banyonun ışığına baktı fakat bir belirti göremeyince söylenmeye başlamıştı bile.
"Ah!Giray ah! Öldüreceksin sen beni. Baban anlasa evde olmadığını ne derim oğlum ben? Başka zaman olsa hadi ne ise ama böyle bir günde bari adamın damarına basma." Söylenerek odadan çıkıp Giray'ı telefondan aramayı planlayarak kendi odasındaki telefonunu almak için yöneldi. Ama ufak bir tıkırtıyla eşini uyandırabileceği aklına gelince gece vakti hırsız gibi kendi evinde sessiz olmaya çalışarak merdivenlere yöneldi.
"En iyisi salondaki telefondan aramak. Şimdi Salih'in laf sokmalarını çekemem. Bıktım vallahi bıktım. İki arada bir derede kalmaktan,ona ayrı buna ayrı laf anlatmaktan ömrüm geçti ayol. Allah'ım benim günahım ne idi yarabbim? Babası oğlundan,oğlu babasından inat. Iy!" diyerek pembe sabahlığının yakalarını silkip yüzünü buruşturarak söylenmesine devam etti. "Aynı kaynanam olacak Şukufe'ye çekmiş ikisinin inadı da." Kendi,kendine söylenerek merdivenleri inip salona girmişti. Yavaşça ışığı loş bir şekilde ayarladı ve telefona yönelirken saate gözü kayması ile sinirleri iyice tavan yapmıştı. 3:45'i gösteren saat ile hırsla telefonu alıp kendini koltuğa bırakırken tuşladığı numara ile arama tuşuna basıp beklemeye başladı. Fakat oğlu olacak zibidi telefona cevap vermiyordu. Tekrar aradı ama yine cevap yoktu. Kendi kendine söylenerek aynı işlemi sabah ezanına kadar tekrarladı. Tam ümidini kesip yeni bir fırtınaya kendini hazırlarken oğlu uykulu boğuk bir ses ile telefonu açtı.
"Giray! Neredesin sen oğlum?"
"..."
"Ben onu bunu anlamam derhal eve geliyorsun."
"...."
"Sabaha kadar beşik mi salladın gelip evine uyusaydın."
"..."
"Hemen dedim Giray! Yoksa babana anlatırsın derdini. O daha iyi dinleyicidir nede olsa." Oğlunun cevabını beklemeden telefonu yüzüne kapatıp. Yerine bırakırken hırsla yerinden kalktı. Babası uyanmadan dönmesini umarak banyoya abdest almak için ilerledi. Kıldığı sabah namazının ardından duasını da edip seccadeyi katlayıp yerine bıraktı. Cama bakışlarını çevirip havanın iyice aydınlandığını görünce ümitsizce odasına çıkmak için merdivenlere yöneldi.Koridordan geçerken iniltiye benzer sesleri işitmesi ile kulak kabartan Ayten Hanım seslerin Elif'in odasından geldiğine emin olmuş bir şekilde odaya yöneldi. Yavaşça açtığı kapı ile gözleri hemen endişe ile kızın yatağına kaydı. Kabus görüyor gibi bir hali vardı. Kumral saçları terden ıslanmış yüzüne yapışmış arada anlamsız şeyler sayıklıyordu.Hızla yanına yaklaşırken kız ince ama boğuk bir ses ile "Anne!"diyerek uykusundan sıçradı. Ayten Hanım hızla yaklaştığı yatağa çökerek kızı sakinleştirmek adına saçlarını sıvazladı. Elif, başında hissettiği el ile tedirgince başını kaldırdı. Yaşlar süzülen mavi özleri,Ayten Hanım'ın mavi gözleri ile buluşunca kızın yüzünde buruk bir tebessüm oluşurken dudakları bir şeyler söylemek için aralandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİDELYA (Cennet Çiçeği) TAMAMLANDI
Fantasia+18 Sahneler içerir Anaların Ayağı Altındaysa; Cennet Kadınların Başına yakışır, SİDELYA'lardan Taç. Bir ölümle başlar başka bir hayat. Küçük yaşta öğrendi evlilik ne demek eş ne demek. SİDELYA'nın hikayesini merak ediyor musun? Hşşşt sessiz ol yakl...