Bölüm.25

16.8K 919 181
                                    

Bölüm Şarkısı -Aytekin Ataş- Ben Bir Garip Seyyah Olsam

Pencereden dışarıya bakarken etrafta telaşla koşuşturan insanları, ağlayan çocukları, kahve molası vermiş iki doktorun hararetle bir şeyler tartışmasını izliyordu genç adam. Giray denen herifin yüzünden yine canı yanmıştı kardeşim dediği kızın. Üstelik bu defa sadece canı yanan Elif değildi.Henüz çok küçük olan o masum bebeğinde canını yakmıştı belli ki Giray. Bakışları hastane yatağında solgun bir şekilde yatan Elif'e kayarken Giray'a olan öfkesiyle homurdandı.

"Şerefsiz! Madem çocuğun var, ne demeye bu kıza ümit verip kendine aşık ettin!?  Ne demeye nikah kıydın kıza piç! "Başını sağa sola onaylamazca sallarken kapı birden hızla açıldı.

"Talha!  Ne oldu oğlum!? Neyi var Elif'in!?" Talha'nın ateş saçan bakışları Ziya Bey'i bulurken adamın bakışları yatan kızı bulmuştu.

"Kocası olacak şerefsizin bir çocuğu olduğunu öğrendi Ziya Amca! Elif evliliklerini kurtarmak için her şeyi sineye çekip Giray'a bir şans daha verirken, ona mutlu haberi bile veremedi! Hamileyim bir bebeğimiz olacak diyemedi! "Ziya Bey'in gözleri duydukları ile irice açılırken elini dur işareti yapar gibi kaldırdı.

"Ne dedin sen!? Elif Hamile mi!? " Talha üzgünce başını sallarken orta yaşlı adam bir kaç adım da hâlâ  baygın yatan Elif'e yaklaşarak elini kumral saçlarına götürdü ve şefkatle okşadı. Allah şahidi ya, kendisine nasip olmayan kız evladı yerine koymuştu Elif'i. Beraber geçirdikleri bir ayda her gün biraz daha bağlanmıştı bu kıza. Elif'e her baktığında karısı Meral canlanıyordu gözlerinin önünde. Geçen bir ayda Talha ve kendisi zor toparlamıştı bu kızı. Şimdi ne yapacaktı, nasıl toparlayacaktı?  Kolu kanadı kırık, yuvasız bir kuşa çevirmişti kocası olacak züppe.

"Ulan it! Nasıl kıydın şu masum kıza? Daha ömrünün baharında hazanı yaşatmışsın çiçek açmış dallarına." Bakışları kızın solgun yüzünde dolandı bir süre ve tekrar Talha'ya döndü.

"Durumu nasıl? "

"Sağlık açısından Elif iyi ama ruhsal açıdan gördüğün gibi."

"Ya bebek!?"
Talha bir elini kıvırcık saçlarından geçirerek sıkıntılı bir şekilde nefes aldı.

"Düşük tehlikesi varmış." Ziya Bey'in kızın durumuna içi parçalanırken Talha kollarını iki yana açarak isyan etti. "Adamın bir çocuğu olduğunu bu gün öğreniyor ve adamın henüz varlığından bile haberdar olmadığı bebeğini, bu gün biz öğreniyoruz ki kaybetme riski var!  Bu nasıl adalet Ziya Amca? Bu kızın suçu neydi? Şu haline bak!  Ben nasıl derim kimsesiz bir kıza, dayanağın olacak tek varlıkta her an seni bırakıp gide bilir diye? Bu durumda bu kızın yanında şu an olması gereken, ihtiyaç duyacağı tek kişi o lanet kocası!"

"Benim ona ihiyacım yok!" Arkalarından gelen titrek sesle ikili bakışlarını o yöne çevirdi. Elif gözlerinden süzülmeye başlayan yaşlarla yatağında doğrulmaya çalışırken Talha hızla yanına giderek onu engellemeye çalıştı. " Eğer yanımda olmak sana zor geliyorsa ben yük olmak istemem Talha! "

"Saçmalama! " Bu kız kendinde miydi? Onu canından ayırt etmezken, kız kardeşi yerine koyarken bu nasıl bir söz dü böyle? Biraz önce kocası ile alakalı söylediklerini yanlış anlamıştı belli ki. Sesinin istem dışı sert çıktığını fark eden Talha daha yumuşak bir ses tonu ile tekrar konuştu.  "Sen delirdin mi?  İnsanın kardeşi, ona hiç yük olurmu? Şu saatten sonra seni yanımdan ayırmam Elif! Başımın üzerinde yerin var. Bir omzum yorulsa, diğerinde taşırım ama seni asla yanlız bırakmam! " Elif arkadaşının eline uzanarak hafifçe sıktı ve minnet dolu gözlerle kısa bir süre bakıp hemen elini geri çekti.Biraz önce arkadaşının elini tutan eli karnını bulurken endişeyle sordu.

SİDELYA (Cennet Çiçeği)  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin