4.Bölüm

29.2K 1.4K 105
                                    

Elif, ağlamamak için direndiği ortamdan hızla uzaklaşıp dün kaldığı odaya kendini atar atmaz gözlerini zorlayan yaşları serbest bırakmıştı. Odanın içinde ne yapacağını bilmez bir şekilde dolanıyor göz yaşlarına eş olarak vücudunu saran titreme ile daha da sinirleniyordu. Aklında hep aynı deli sorular dolanırken aynı soruları kendine soruyordu.

"Sen bu kadar aciz misin?" Verecek cevap bulamıyordu bir türlü. Ama içinden bir ses ise bir fısıltı gibi aciz,kimsesiz,olduğunu iddia ederken aklına Giray'ın sözü geldi. "Vicdan borcu olarak göreceğim." tarzında bir söz söylemişti. Ne demek istemişti ki şimdi? Zaten takmıştı kafayı kendisine. Ne söylese ne yapsa rahatsızlığını hemen dile getiriyordu. Giray'ın sergilediği tavırlarla iyice canı sıkılmıştı. Bu adamla evliydi. Peki nasıl olacaktı? Ne yapacaktı? Hiç bir şey bilmiyor kendini yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyordu. Savunmasız ve öğrenmeye aç. Ama ona ne yapması gerektiğini öğütleyecek annesi yoktu. Bir evlilikte ne yapmasını öğretecek ona kılavuz olacak hiç kimsesi yoktu. Gerçi annesi yada babası olsa bu evlilik zaten olmazdı. Yine kimsesizliği aklına düşünce artan göz yaşları içinde anne ve babasının toprağının bulunduğu kavanozu alarak sabah farkettiği balkona attı kendini. Daha yeni yükselmeye başlayan güneş ışınlarının yüzüne vurması ile başını hafifçe eğdi. Akan göz yaşını silerken kulağına dolan gürültülü ses ile tekrar başını kaldırıp sesin geldiği yöne baktı. Gördüğü kadarı ile birisi motosiklete verdiği gazın kulakları tırmalayan sesi ve aşırı derecede hızlı bir sürüşle gözden kaybolmuştu. Ama bu evde kim bine bilirdi ki motosiklete? Sabah Ayten Hanım'ın sözlerini hatırlaması ile giden kişinin kim olduğunu anlaması uzun sürmedi. İçinde ki fısıltı şimdi bağırır vaziyette üstelik daha farklı şeyler söylüyordu.

"Senin yüzünden! Senden rahatsız olduğu için bu kadar sinirli."  Bu sözler gibi daha bir sürü şey geçiyordu aklından. 

Giray kızın balkonda ki halini aklından çıkaramadıkça gaza daha çok yükleniyor ve hız sınırını aştığının farkına varamıyordu. Evet, belki kırmıştı kızı ama kendisi de bilmiyordu ki ne yapacağını. İçinde ki bilinmezlik iyice hırslanmasına neden oluyor bu da saldırgan tavırlar sergilemesine sebep oluyordu. Yoksa o da istemiyordu savunmasız ve kimsesiz birini üzmeyi veya kırmayı. Üstelik hiç bir suçu olmayan masum birini. Ama olan olmuştu işte en kısa zaman da gönlünü almalıyım diye düşünürken kızın sabah ki hali aklına geldi. Utangaç, şaşkın ne yapacağını bilemeyen ama yine de,yeni yaşantısına ayak uydurmaya çalışma çabaları. Kırmızı ışığın yandığını fark edince ani bir fren ile durdu motoru. Hız sınırını aştığının çıkan ses ile farkına varmıştı.Neyse ki gideceği yere az kalmıştı. Duran araçlar ile insanların önünden geçişini izledi. Gözüne takılan bir çifte kaşlarını çatarak bakarken beynini aynı düşünceler ele geçirmeye başlamıştı. Henüz liseye gittikleri belli olan kız ile yanında ki çocuk sarmaş dolaş bir vaziyette oldukça samimi görünüyordu. Belli ki sevgililer diye geçirdi içinden. Elif' in de kalbini çalacak ona bu en güzel yılların da böyle duygular yaşatacak biri olacaktı tabi ki ama ikisinin de içinde bulundukları durum yüzünden yaşamları alt üst olmuştu. Belki de Elif  bu duyguları hiç tadamayacaktı. Hepsi kendisinin suçuydu zavallı kızın babasının ölümüne sebep olmasaydı o da gençliğini yaşayıp bu heyecanları tadacaktı. Aldığı kararda bir kez daha haklı olduğunu anladı. Belki kendisi yokken Elif'in de kalbini çalacak birisi çıkar ikisi de bu saçmalıktan kurtulurdu. Giden çiftin arkasından bakarken kaldırıma çıkan genç, kızı da kendisine çekip dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp bir kaç sözden sonra vedalaşıp ayrıldı. Bu görüntü ile kaşları iyice çatılan Giray korna sesleri ile kendine gelerek aynı hızla Demir ile buluşacakları yere geldi. Park ettiği motorundan inerek kaskını çıkartıp yerine yerleştirdi. Etrafa şöyle bir göz atıp yüzünü buruştururken Demir'e söylenmeyi de ihmal etmedi.

SİDELYA (Cennet Çiçeği)  TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin