Bülüm şarkısı : Zara : Elif Dedim
Öncelikle Ülkemizin içinde bulunduğu zor günlerden bir an önce huzur ve refaha erişmesini temenni ediyorum. Askerimizi ve polisimizi birbirine kırdırmaya çalışan ve yardım eden vatan hainlerini Allah'ın yüce adaletine havale edip Şehitlerimize rahmet ailelerine baş sağlığı diliyorum.
Giray'ın odadan çıkması ile parmağında ki yüzüğe bakakalmıştı Elif. Niçin böyle bir şey yapmıştıki şimdi. Ne yapmaya çalıştığını bir türlü anlayamıyordu. Yaptıkları ve söyledikleri aklını karıştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Üstelik onun huzuru için son zamanlarda ondan ne kadar uzak durmaya çalıştıysa o daha fazla kafasını karıştırmıştı. Küçük bir Dünya'sı vardı Elif'in. Küçük bir kalbi,kimsenin bilmediği küçük duyguları,kendinin bile anlam veremediği küçük heyecanları vardı. Küçük Dünya'sın da, büyük bir hayat'ın yükünü almıştı küçük omuzlarına. Evliydi. Ne yapacak,nasıl davranacak hiç bir şey bilmiyordu. Elbette ki evliliğin ne anlama geldiğini biliyordu. Fakat korkuyordu. Aklında ki düşüncelerden,yüreğinde hissettiği duygulardan,içinde uçuşan onlarca kelebeğin kanat çırpışından en önemlisi, kendisinde hissettiği bu değişikliklere boyun eğmekten korkuyordu. Giray'ın gidişi ile küçük kalbine çöreklenen hüzünden korkuyordu. Küçük yaşına rağmen kendine,nefsine hakim olan bir insan olmuştu. Hiç bir zaman yaşıtlarının yaşadığı duygulara özenmemişti. Acaba şu an içinde bulunduğu hisler öyle bir duygumuydu? İyice karışan kafası ile derin bir nefes alıp komodinin üzerinde ki suya uzandı ve tek seferde içti. Karışan aklı ve duyguları ile endişe içinde odasının içinde bir oyana,bir bu yana dolanmaya başladı.
Giray'ın ise Elif'ten pek farkı yoktu. Demir'in kullandığı araçla Havalimanı'na doğru yola çıkmışlardı. Aklı Elif'in yüzüğü taktığında ki şaşkın ifadesinde takılı kalmıştı. Babası yüzükleri daha önce takmak istemişti fakat kendisi hep karşı çıkmıştı. Evlilikleri ile Elif'in küçük Dünya'sın daki özgürlüğünü daha fazla kısıtlamak istememişti. İlk günden beri yaşının getirdiği,heyecanı,duyguları yaşamasın dan yanayken yurtdışına gidip geldikten sonra biraz fazla abarttığını düşünmüştü. Fakat bunları düşünmesinin elebette geçerli bir sebebi vardı. Aşk farklı bir duyguydu, sevgi farklı,alışkanlık ise ikisinden de daha farklı bir duyguydu ve korktuğu şey bu küçük ve kimsesiz kızın kendisine alışmasıydı. Tecrübesizdi. Hiç bir duyguyu yaşamamıştı aralarındaki evlilik bağı ile hiç tatmadığı duyguları red edip o bağa gözü kapalı hayatını adayabilecek bir kızdı. Ama Giray böyle olsun istemiyordu. Bir evlilik yapmıştı ve içinde alışkanlık yerine, sevgi olsun,aşk olsun istiyordu. Elif ise tüm bu duygular için küçük ve kırılgan bir kalbe sahipti. Giray'ın ise en son istediği şey bir kez daha bu küçük kızın gözlerinde ki Sidelya çiçeklerinin solması ve bunun sebebinin de ikinci defa kendisi olmasıydı. Ama son günlerdeki kendi içindeki karışıklığın önüne daha fazla set vuramamış ve belkide yapmaması gereken bir şey yaparak o yüzüğü parmağına takarak Elif'in özgürlüğünü kısıtlamıştı. Bundaki en büyük etken elbetteki babası olmuştu.
Babası ile konuştuğunda aklındaki bütün her şeyi anlatmış fakat sert tepkisi ile karşılaşmıştı.
**Bir kaç gün önce**
" Sen Elif'in iyliğini düşünmüyorsun oğlum. Sen sadece korkuyorsun. Gün gelip Elif'in her şeyi öğrenmesi sonucunda senden hesap sormak istediği zaman verecek cevabın olmadığı için korkuyorsun. Elif'le mecburiyetten evlendiğini, bu evlilik yüzünden özgürlüğünden vazgeçip,ona özgürlük vaadettiğini göstermeyi amaçlıyorsun." diyerek ateş saçan gözlerini kısarak işaret parmağını kaldırıp sert sözlerine devam etti. " Ben dünkü çocuk değilim Giray! Senin ne yapmaya çalıştığını,yurtdışına neden kaçtığını ve korkularını gayet net bir şekilde görüyorum. Çünkü sen benim oğlumsun!" Giray ellerini başının arasına almış babasını dinlerken işittiği sözlerle babasına çevirdi bakışlarını.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİDELYA (Cennet Çiçeği) TAMAMLANDI
FantasyBazen hayat katlanamadığın acıların içine saklar mutluluğu... Sebebi olduğu bir kaza ile mi değişmişti hayatı,yoksa zaten yaşadığını düşündüğü hayat onun hayatı değilmiydi? Giray Eyüboğlu, Bir canın ölümüne sebep olduğu için vicdan azabı ile boğuşur...