Merak et o zaman!

4.6K 258 21
                                    

Profesörün bagajına girdiğimizde iki tane çok güzel araba vardı . Profesörün bu evi ve arabaları nasıl aldığını cidden bilmiyordum . Ama bizim işimize yaramıştı ve bunun için ona gerçekten minnettardım .

" Hangisine binelim ? " diye sordu Brenda heyecanla . Ama gu anlık bir heyecandı çünkü Thomastan hala o özel şeyi öğrenmemişti . Ve için içini yediğine eminim . Gerçi benimde merak etmediğim söylenemezdi .

" Bence siyaha binelim . " dedim ve siyah arabanın yanında durdum . " Ah bu araba çok güzel hadi binelim . " dedi Thomas ve arabanın anahtarını askılıktan alıp arabanın kilidini açtı .

 " dedi Thomas ve arabanın anahtarını askılıktan alıp arabanın kilidini açtı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Barajın duvarına yaslanan Dylanın yanına gidip boynuna sarıldım sımsıkı . " Keşke sende gelsen . " dedim ondan az uzaklaşıp . Elini boynuma koydu ve " Her anımı seninle geçirmek istiyorum ama çocuklar buraları tek başına hallediceklerini sanmıyorum . " dedi . Dudak büzdüm . " Bir sorun olursa beni ara güzelim . " dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı . Ama bu ona yetmiyecekti ki beni tekrar öptü ama bu diğerinden uzundu. Korna sesine birbirimizden ayrıldık . Dylana el sallayıp arabaya bindim . Oda asker selamı verip bizi yolcu etti . Thomas hızla arabayı kullanırken Brenda dan navigasyonu açmasını söyledi . Bende iki de bir Alice kaçamak bakışlar atıyordum . Alice en sonunda dayanamayıp "Ne oldu Bella ? " diye sordu bıkkınlıkla .

" Corley'le sorunun ne ? " dedim onun yanına kayıp .

" Ne sorunu ya . Sadece beni sinir ediyor gıcık . " dedi .

" Orası belli . " dedim ve manalı manalı baktım . Göz devirip dışarıyı izlemeye başladı . Onunla birlikte bende cam kenarına kayıp dışarıyı izlemeye başladım . Her yerde gülüşen , koşu yapan , morali bozuk şekilde yürüyen , ağlayan , gezen , sevgilisiyle vakit öldüren , sıkılınca gidecek bir arayıp etrafa bakanlar , Hayatını didinip çalışan amcalar , nineler, gençler vardı. İnsan kokusu bize rahatlık ile ulaşabiliyordu . Brenda ve Alice kasılıp kasılıp geriliyordu. Arabanın içinde ki tek ses ise navigasyonda ki kadının sesiydi . Alice'in elini kavrayıp sıktım . O bana bakınca gülümsedim . Oda gülümseyip parmaklarını sıktı . İnsan kokusu tabi ki de beni etkiliyordu ama şuan Sasha da etkilediği kadar etkilemedi . Nedeni kan içmem olabilirdi . Aslında biz gitmeden önce herkes kan içmişti . Brenda derin bir nefes alıp bıraktı ve gözlerini kapattı . Buna alışmak zorundaydık başka çare yoktu . Sonunda Alışveriş merkezine varıp arabayı park etmiştik ama kimse arabadan inmeye hevesli değildi .

Birkaç dakika hiç bir şey konuşmadan arabadan oturduktan sonra ," Kızlar sonsuza kadar arabada durmayacağız değil mi ? " diye sordu Thomas arkasını dönüp . İşler Brenda için daha zor olmalı çünkü o kısa zaman önce çok büyük tehlikeler atlatmıştı .

" İnmek zorundayız . " dedi Brenda ve arabadan indi . Arkasından da biz arabadan indik . Otoparkta olduğumuz için fazla insan yoktu ama bu bile bizi az çok rahatsız ediyordu . Şuan hava bana göre o kadar sıcak ki tahmin edilemez ama dışarıda yağmur yağıyordu . Yavaş adımlarla Alışveriş merkezine ilerledik ve içeriye girdik . Alice ve ben önümüzdeki Thomas ve Brenda'nın arkasından ilerliyorduk . Kendimi kontrol etmek için derin bir nefes aldım . Boğazımın ve dişlerimin sızlamasını önleyememiştim ama üzerlerine saldırma hissi sabahkinden epey azdı .

UYUMSUZ PRENSES(Düzenleniyor  )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin