Profesörün bagajına girdiğimizde iki tane çok güzel araba vardı . Profesörün bu evi ve arabaları nasıl aldığını cidden bilmiyordum . Ama bizim işimize yaramıştı ve bunun için ona gerçekten minnettardım .
" Hangisine binelim ? " diye sordu Brenda heyecanla . Ama gu anlık bir heyecandı çünkü Thomastan hala o özel şeyi öğrenmemişti . Ve için içini yediğine eminim . Gerçi benimde merak etmediğim söylenemezdi .
" Bence siyaha binelim . " dedim ve siyah arabanın yanında durdum . " Ah bu araba çok güzel hadi binelim . " dedi Thomas ve arabanın anahtarını askılıktan alıp arabanın kilidini açtı .
Barajın duvarına yaslanan Dylanın yanına gidip boynuna sarıldım sımsıkı . " Keşke sende gelsen . " dedim ondan az uzaklaşıp . Elini boynuma koydu ve " Her anımı seninle geçirmek istiyorum ama çocuklar buraları tek başına hallediceklerini sanmıyorum . " dedi . Dudak büzdüm . " Bir sorun olursa beni ara güzelim . " dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı . Ama bu ona yetmiyecekti ki beni tekrar öptü ama bu diğerinden uzundu. Korna sesine birbirimizden ayrıldık . Dylana el sallayıp arabaya bindim . Oda asker selamı verip bizi yolcu etti . Thomas hızla arabayı kullanırken Brenda dan navigasyonu açmasını söyledi . Bende iki de bir Alice kaçamak bakışlar atıyordum . Alice en sonunda dayanamayıp "Ne oldu Bella ? " diye sordu bıkkınlıkla .
" Corley'le sorunun ne ? " dedim onun yanına kayıp .
" Ne sorunu ya . Sadece beni sinir ediyor gıcık . " dedi .
" Orası belli . " dedim ve manalı manalı baktım . Göz devirip dışarıyı izlemeye başladı . Onunla birlikte bende cam kenarına kayıp dışarıyı izlemeye başladım . Her yerde gülüşen , koşu yapan , morali bozuk şekilde yürüyen , ağlayan , gezen , sevgilisiyle vakit öldüren , sıkılınca gidecek bir arayıp etrafa bakanlar , Hayatını didinip çalışan amcalar , nineler, gençler vardı. İnsan kokusu bize rahatlık ile ulaşabiliyordu . Brenda ve Alice kasılıp kasılıp geriliyordu. Arabanın içinde ki tek ses ise navigasyonda ki kadının sesiydi . Alice'in elini kavrayıp sıktım . O bana bakınca gülümsedim . Oda gülümseyip parmaklarını sıktı . İnsan kokusu tabi ki de beni etkiliyordu ama şuan Sasha da etkilediği kadar etkilemedi . Nedeni kan içmem olabilirdi . Aslında biz gitmeden önce herkes kan içmişti . Brenda derin bir nefes alıp bıraktı ve gözlerini kapattı . Buna alışmak zorundaydık başka çare yoktu . Sonunda Alışveriş merkezine varıp arabayı park etmiştik ama kimse arabadan inmeye hevesli değildi .
Birkaç dakika hiç bir şey konuşmadan arabadan oturduktan sonra ," Kızlar sonsuza kadar arabada durmayacağız değil mi ? " diye sordu Thomas arkasını dönüp . İşler Brenda için daha zor olmalı çünkü o kısa zaman önce çok büyük tehlikeler atlatmıştı .
" İnmek zorundayız . " dedi Brenda ve arabadan indi . Arkasından da biz arabadan indik . Otoparkta olduğumuz için fazla insan yoktu ama bu bile bizi az çok rahatsız ediyordu . Şuan hava bana göre o kadar sıcak ki tahmin edilemez ama dışarıda yağmur yağıyordu . Yavaş adımlarla Alışveriş merkezine ilerledik ve içeriye girdik . Alice ve ben önümüzdeki Thomas ve Brenda'nın arkasından ilerliyorduk . Kendimi kontrol etmek için derin bir nefes aldım . Boğazımın ve dişlerimin sızlamasını önleyememiştim ama üzerlerine saldırma hissi sabahkinden epey azdı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UYUMSUZ PRENSES(Düzenleniyor )
FantasíaTehlikelisin,tehlikedesin Seni korumamız gerek Yapma Yapmamalısın Şuna bir son ver artık. Hayal kurma, bu seni daha çok yıpratır . Kendi odan dışında başka bir yerde güçlerini kullanma. Kan iç ! Kokunu ele veriyorsun "Bıktım " "Bıkma , başka çare yo...