Multimedya: Evanescence - Where will you go
Keyifli Okumalar...
🔥
"Bu kadar masum bir yüzün altından bir canavar çıkacağını kimse tahmin edemezdi."
🔥🔥
Gecenin karanlığında bir bankta oturmuş okyanusu seyrediyordum. Bugün etraf sakin, okyanus ise fazlasıyla durgun görünüyordu. Benim aksime her şey huzurluydu sanki. Ben ise her daim içimdeki cehennemle savaşıyordum. Yanıyordum, yakıyordum. Ama ne yanmaktan ne de yakmaktan vazgeçiyordum. Sadece bu anlarda, bazı kısacık anlarda ateşimi saklıyordum. Kimse görmesin diye değil, sadece o görmesin diye.
Saçlarım omuzlarıma zar zor ulaşıyordu ve rüzgârın esmesiyle sürekli yüzümü dövüyordu. Ellerimle onları kulaklarımın arkasına hapsettim ama zaptedemedim. Yine kurtulup yine bir kırbaç gibi yüzüme çarpmaya devam ettiler. Ruhum gibi, esir alınamaz ve kontrol edilemezdiler sanki.
"Sudan korkuyorsun ama hep burada buluşmak istiyorsun." Gelen sesle sol tarafımda elleri ceplerinde beni izleyen siyah saçlı çocuğa baktım ve istemsizce gülümsedim. Saçları hariç bana benzeyen en ufak bir noktası yoktu. İkimiz çok farklıydık. Hem ruhen hem bedenen...
"Geleceğini biliyordum." dedi ve yanıma usulca oturdu. Beklemeden kollarıyla beni sarıp sarmaladı. Her ne kadar bedeni iri olsa da benim kollarım da onu sarmaya çalıştı. İçim ısındı, acımasız yanım kısa süreli inzivasında bile kıpırdandı. Onun sevgi ve merhamete tahammülü yoktu ama bunu belli edecek en son an bu andı.
"Fazla vaktim yok. Şüphe çekmeden geri dönmem gerekiyor." diye fısıldadım. Bir cümle canımı yaktı ama belli etmedim.
Bundan pek hoşlanmamış olacak ki ayrılıp yüzüme üzüntüyle baktı. Dişlerini istemsizce sıktı, hafif köşeli çenesi kaskatı kesildi. "Hepsi benim hatam. Seni koruyamadım." Sessiz ve isyankar bir nefes aldı. "Ama bir gün," dedi tıslar gibi. "Bir gün gelecek ve ben seni onların elinden alacağım."
Yapamayacaktı ama bunu dillendirmedim. Ellerimi yüzünün iki yanına dayayıp ona gülümsedim. "Benim için endişe etme, ben iyiyim. Sadece seni özlüyorum."
Hüzünlü bir gülümseme belirdi yüzünde. O da biliyor gibiydi aslında hiçbir şeyin iyi olmadığını ve olamayacağını. Hüznünün içime işlediği bakışlarla bir kaç saniye yüzümü inceledi. Rüzgarda uçuşan bir tutam saçımı düzeltip gülümsemeye çalıştı ve konuyu değiştirdi. "Saçlarının kısa halini sevmiyorum."
"Biliyorum." dedim soğuk bir şekilde gülümseyerek. Sustu, sustuk. Birkaç saniye özlemle sadece birbirimize baktık.
"İyi olmadığını biliyorum," dedi sonunda. Acı çeker gibi çıkmıştı sesi, çekiyordu da şüphesiz. "Ve bil ki, sen iyi olmadıkça ben de iyi olmayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEKROKİNEZİ • Zifir
Fantasy~Wattys2018 Modernistler kazananı~ *TAMAMLANDI* 🔥 Çok az kaldı. Benzini döktüm ve çakmağı da ateşledim. Alevlerin göğü sarmasına çok az kaldı. Hepimiz ısınacağız! Hem de iliklerimize kadar... -Ciar...