Adımın bir kere daha seslenilmesiyle oturduğum sıradan ağır hareketlerle kalktım. Cidden son iki derse mecalim kalmıyordu. Yine aynı monotonlukla sınıftan çıktım. Zil çalmıştı ve koridor kalabalıktı. Aralardan sıvışarak yarım saattir adımı bağıran Nisanın yanına ulaştım.
Bana bakmadan koluna girip çekiştirmeye başladı. Bi yandan da söylenmeye başlamıştı bile. "200 saattir bağırıyorum. Niye gelmiyosun?"
"Yorgunum" diyerek kısaca cevapladım.
Merdivenlerden inerken öğretmenler zilinin de çalmasıyla hızımızı daha da arttırarak bahçeye çıktık. Bizim sınıf ve bizim haricimizde iki tane daha sınıf beden dersine çıkmıştı. Daha yılın ilk beden dersi olduğu için diğer sınıflardan kimseyi neredeyse tanımıyordum.
Sıraya geçtik. Hoca geldi ve yine yıllardır değişmeyen o sözleri söyledi.
Rahat
Hazır ol
İyi dersler
SerbestsinizGözlerimi devirerek kamelya ya giden kızların peşine takıldım. Herkes banklara otururken,ben muhalefet olduğumu göstermek istercesine masaya çıktım ve yerleştim. Klasik olarak aynı geyikler muhabbet olurken bakışlarımı kızlardan alıp okulun toplarının konulduğu kutunun yanına ilerleyen uzun boylu (bir son sınıf için fazla uzun boylu) siyah olan saçlarını şekillendirmiş ve eşofmanla bile oldukça karizmatik bir duruş sergileyen çocuğa kaydı bakışlarım. Bizim okul standartlarına göre oldukça....cooldu. Onu yeni fark etmenin verdiği iğrenç duyguyla onu izlemeye devam ettim.
Kutudan bir kaç tane top aldıktan sonra sertliklerini test etti ve tekrar geldiği yoldan dönmeye başladı. Gözlerim her adımını takip ediyordu. Sonunda arkadaşlarının yanına ulaştığında arkamda duyduğum öksürükle o tarafa döndüm. Rana yalancı öksürüğünü kesip gülümsedi.
"İyi kestin ha"
Utançla başımı yere eydim. Sonrasında ise suçumu hafifletmek istercesine "ne alakası var ya " diye mırıldandım.
Rana tekrar güldükten sonra tekrardan kızların muhabbetlerine katıldı. Önüme dönüp tekrar o yönde bakmaya başladım. Kaleciydi ve atılan topu tutup geri gönderdikten sonra yorulmuş olacakki ellerini dizlerine koyup soluklandı. Bizde bu kadar iğrenç duran bu eşofmanın onda Nasıl bu kadar güzel durduğunu merak ediyordum. Yukarılara doğru çıkmaya başladım. Yüzü pürüzsüzdü. Gözleri koyu kahve olmasına rağmen siyah gibi duruyordu ve saçları o kadar oynamasına rağmen hiç dağılmamıştı. Karizmasından bahsetmiyorum bile!!
Daha fazla bakmamayı kendime not edip önüme döndüm. Rana ve Bukre izledikleri diziyi konuşurlarken İlayda telefonuyla ilgileniyordu. İşte arkadaş ortamım bu kişilerden oluşuyordu. Ve tabi nisayı unutmamak gerek.
Son saattin son dakikalarında aklımda sadece tek bi soru vardı. Acaba ismi neydi?
Bunu Nisaya sorduğumda fikrinin olmadığını belirten homurtular çıkardı ve bende bilmediğini anladım.
Kamelya da oturduğumda kızların konuştuğu şeyler dikkatimi çekmeye başlamıştı.
"Şeymanın yeni sevgilisini gördünüzmü?" Diye ortaya atılan soruya hepimiz başımızı olumsuz anlamda salladık. Şeyma bizim sınıftan bi kızdı. Oldukça belalı bi tipti ve her zaman kavgadaydı. Bu yüzden hiç birimiz onunla pek samimi değildik.
Dedikodunun devamını getiren Bukre ye kulak kesildim. Önceki ders o oğlana baktığım tarafı gösterip "şu sınıftan biriymiş" dedi. Sonrasında ise o sınıftan birini gösterip "işte şu" diye mırıldandı.
Demek şeymanın sevgilisiyle o karizmatik çocuk aynı sınıftaydıııı...!
aklıma gelen fikirle yerimden fırladım. 'N'oluyo ya' temalı bakışları umursamadan Nisanın koluna girdim ve çekiştirmeye başladım. Önce homurdansa da sonrasında benim bişey demediğimi görüp sessizce peşimden gelmeye başladı.Şeymanın olduğu yere geldiğimizde karşısın da durdum. Umarım planım olur. Umarım umarımmm!!
Şeyma önce bana sonra Nisaya baktıktan sonra "bişey mi oldu" diye sordu.
"Şeyyy aslında oldu" diyerek konuya başladım.
Şeyma soru soran bakışlar attığında konuşmaya devam ettim.
Önce o karizmatik çocuğu işaret ettim sonrasında ise "benim için ismini öğrenebilirmisin?" Diye şirin olduğunu düşündüğüm bi gülümsemeyle sordum.
Yüzüme bir süre baktı ve sanırım istekli olduğumu görmüş olacakki "tamam" diye mırıldanıp sevgilisinin yanına gitti.
Bu işte bu kadar dı işte. Zafer'le Nisaya döndüm. O ise şaşkınca bana bakıyordu. Gülümseyip koluna girdim ve birlikte sıraya geçtik.
O sırada yanımıza Şeyma geldi. Heyecanlanarak ona bakmaya başladım. "Enesmiş" dedi ve gitti. Enes mi? Tekrar baktım. Gerçekten Enes tipi vardı ya. Görünüşü kadar güzel olmasada bu ismi sevmiştim. Ama soyadını da öğrensem iyi olacaktı ya neyse!
Sıra dağılınca kızlarla dikilmeye başladık. O sırada yanımıza iki kız yaklaştı. İkisi de kumral saçlıydı. Biri oldukça güzel olduğu halde yanındaki o kadar guzel değildi.
"Feyza hanginiz?" Diyerek sorduğunda ne olduğunu anlamasamda
"Benim" diye yanıtladım.
Kız bir süre baştan aşşağı süztükten sonra tekrar yüzüme baktı ve " enesin numarasını senmi istedin" diye sordu.
Bi dakka ya. Ne numarası?
Ben numarasını istememiştim ki!
Ah Şeyma!!
"Adını öğrenmek istedim sadece" dedim. Kız hiç bir tepki vermedikten sonra "tamam" dedi ve yanındaki kızla birlikte geldikleri yönde geri dönmeye başladılar.
Ne yani buraya adını sordum diye beni süzmek için mi gelmişlerdi?
Kızlar anlamadıklarını ifade eden bi şekilde bana bakıyorlardı. En son Rana yanıma yaklaştı.
"Gelen kız Enes'in sevgilisi olmasın?"
Diyerek bir tahmin yürüttü. Düşününce gerçekten mantıklı geliyordu ve bu benim hoşuma gitmemişti.
Şimdi bahçenin köşesinde bana kötü kötü bakan kız enesin sevgilisimiydi?
Merabalarrr. Yeni bi hikayemle karşınızdayım. Aslında heyecanlıyım çünkü bu diğerlerinden ayrı bir kitap. Çünkü bu kitabın kurgusu gerçekten yaşanmış bir olay. Kurgu ona ait olsada ilerleyen bölümlerde biraz değişecek.
Bölüm yorumlarınız neler?
Diğer bölüm 5vote ve 5 yorum olmadan gelmeyecektir bilginize!
Hepinizi çok seviyorum kendinize iyi bakın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırık
Teen FictionSizden bir dakika durup düşünmenizi istiyorum. Hayatınızı. Ailenizi,arkadaşlarınızı,sevdiğiniz kişiyi,sevildiğiniz kişileri,işinizi,evinizi,okulunuzu. Ve sonra bunların aniden yok olduğunu düşün. Yeni hayatını basitce kabullenir miydin? Yoksa sende...