Öhömm. Çok kısa bir lafım olacak okumadan geçmeyin lütfen. Başrolümüz yani enesimiz değişti. Yani enes olarak fotoğrafını paylaştığım (meriç izgi) değilde artık başka biri olacak. Medyadaki de yeni enes. Umarım beğenmişsinizdir. İyi okumalarr.
Kulağıma uğultu şeklinde gelen sesle gözlerimi açtım. Enes yatağımın hemen yanına diz çökmüş bir şekilde kulağıma muhtemelen uyanmam gerektiği hakkında birşeyler fısıldıyordu. Gözlerimi açtığımı görünce gülümsedi.
İzmirden döneli ve eneslerde kalmaya başlayalı 3 gün olmuştu. Bu üç gün içerisinde enesi bu kadar yakından hiç görmemiştim. Küçük ve nerdeyse sivri sayılacak bir şekilde sakalları çıkmaya başlamıştı. Saçlarınıda uzatmıştı. Ve oldukça..nefes kesici görünüyordu.
Aramızdaki yakınlık el verdiği müddetce hafifçe doğruldum ve yanağına küçük bir öpücük kondurdum.
Bu üç gün içerisinde beni okul için uyandırma görevini üstlenen enesti. Her sabah annesi uyanmasın diye sessizce yanıma geliyordu sonra hazırlanıp birlikte evden çıkıyorduk. Sıkıcı bir okuldan sonra enes hergün beni gezdirmiş sonrasında ise eve gelip ders çalıştırmıştı. Bu sıralarda ise annemi saat başı arayıp babamla aralarını soruyordum.
Enes geri geri giderek odadan çıktığında üzerimdeki yorganı kenara atıp yataktan kalktım. Ne olursa olsun güne mutsuz başlamak bir çözüm değildi. En azından sevgilinin evinde kalıyorsun ve o her istediğinde yanında dedi iç sesim. Haklıydı da. Mutlu olmam için 4-5 sebep gerekmiyordu sonuçta.
Hazırlanıp birlikte evden çıktıktan sonra arabaya binip okula gitmeye başladık. Öğrendiğime göre enesin kendine ait bir arabası yoktu. Bu araba babasınındı ama o da genelde şehir dışında olduğu için enes kullanıyordu. Bi hayal ettimde..otobüste teyzelere yer vermemek için uyuyormuş numarası yapan bir enes değil de genelde en arka koltuğa oturup kulaklığını takan bir enes olurdu herhalde.
Trafik sıklaştığında artık daha yavaş ilerlemeye başlamıştık.
Enes bana döndüğünde bende yolda boş boş gezinen gözlerime bir dur dedim.
"Furkan yarışlardan atılmış"
Parmaklarınla oynamak gereksiz vakit geçirmenin en iyi yoluydu galiba.
"Bunun olması muhtemeldi zaten. O..kötü biri. Kim bilir bizim görmediğimiz daha ne kötülükleri vardır" başıyla onayladı beni enes.
"Birinci gittiği için bu akşam olan yarışta yeni biri seçilecek".
Bu da demek oluyordu ki bu akşam bizde oraya gidiyorduk.
"Annen?"
"Okul dönüşü dersimizin olduğunu söyledim. Ufak bir hatırlatma olsun. Bu yarışlar diğerlerinden farklı olacak. Oraya gidince caymak yok tamam mı?"
"Peki" diye mırıldandım. Bu mırıldanış ardında kuşku vardı. Başıma nelerin geleceğinden habersiz bir şekilde söylemiştim işte.
Arabayı okulun kenarına park ettikten sonra indik. Yan yana yürürken sağ eli sol elimi buldu. Annemler kavga ettikten sonra daha çok yapar olmuştu bu hareketi. Teselli edici cümleler pek ona göre olmadığı için belkide böyle bana yanımda olduğunu hissettiriyordu.
Okul kapısından girdiğimizde artık bize bakmakta level atlayan bakışları umursamadım. Bende okuldaki yakışıklıyla çıkan kızı bakışlarımla öldürürdüm genelde ve bunun ne kadar rahatsız edici bir durum olduğunu şimdi anlıyordum.
Enesin o klasik 'küçük dağları ben yarattım' edasıyla başı dik eli sahiplenici bir şekilde elimi tutmuş hali benim onun yanında olduğumdan daha küçük görünmemi sağlıyordu heralde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırık
Fiksi RemajaSizden bir dakika durup düşünmenizi istiyorum. Hayatınızı. Ailenizi,arkadaşlarınızı,sevdiğiniz kişiyi,sevildiğiniz kişileri,işinizi,evinizi,okulunuzu. Ve sonra bunların aniden yok olduğunu düşün. Yeni hayatını basitce kabullenir miydin? Yoksa sende...