Tokat

188 15 7
                                    

Ağır çekime alınmış gibi Enesin gülümsemesi sonucu oluşan göz kenarlarındaki çizgilere,ardından dudaklarının kenarındaki kıvrımlarda kaldı gözlerim. Oldukça uzun bir süre öyle kaldıktan sonra gözlerime baktığında gülümsemesi silindi. Bulunduğumuz oda neresiydi bilemiyordum. Sadece ikimizin olduğu aşikardı ama. Sanki önemli bir tabloyu inceliyormuş gibi bana bakmaya başladı.

Çatık kaşlarının teki havaya kalktığında dudakları da aynı oranda hafifçe büzüldü. Bir an beni izlediğine emin olamayıp başımı arkaya çevirdim fakat arkamda beyaz pürüzsüz bir duvardan başka hiç bir şey yoktu. Şuan karşımda o kadar kusursuz duruyordu ki bıraksalar saatlerce izleyebilirdim. Ama durumun tam tersini yaşıyorduk.

Onu neyin güldürdüğünü hatırlamıyordum ama şuan bana doğru yaklaşırken çatık kaşlı değilde daha yeniki kısık sesli kahkahası eşliğindeki gülümsemesini isterdim. Yaklaştıkça yüzünün kusursuzluğu beni imrendirmeye başlamıştı bile.

Dudaklarımız arasındaki mesafe artık santimleri aştığında durdu. "Beni üzüyorsun panda" dediğinde dudakları da dudaklarıma hafifçe değiyordu. Dayanamadığımı hissediyordum. Bu kadar yakınımdayken böyle durmak istemiyordum. Ama o,sanki bana acı çektirmek için uğraşıyordu.

"Beni tam buradan vurdun"dedikten hemen sonra tek elini kalbimin üzerine koydu. Koyduğu yerde birşeyler parçalandı. Dudakları ağır ağır beni öpmeye başladığında içimde daha fazlasını isteyen birşeyler boğazımdan yukarıya tırmanıyordu sanki. Ellerim saçlarına gittiğinde bu an hiç bitmeyecek sandım ama öyle düşündüğüm an enes anlamadığım bir şekilde kalbimdeki elinin yanına bir diğer elini ekleyerek hızla ittiğinde dudaklarımızda aynı hızla birbirinden ayrıldı.

O kadar çok canım yanmıştı ki karşımda görüntüsü silinmeye başlayan enese bakamadan gözlerim aniden açıldı ve bedenim daha yeni bağlantımın kesildiği sert zeminle tekrardan buluştu. Nerede olduğum hakkında ki düşüncelerimi bir kenara itekleyip enesin görüntüsünün silinişini,beni ittiğinde oluşan acıyı düşündüm. Hepsi rüyaydı fakat o acı gerçekti.

Ellerini iki tarafa açıp havaya kaldırmış beyaz önlüklü doktora kaydı bakışlarım. Kalp masajı yaptığı aşikardı. Gözlerimi araladığımı görünce derin bir 'oh' çekti ve gülümseyerek etrafa uyandığım haberini verdi. Koşarak yaklaşan ayak seslerini duyduğumda gözlerimi tekrar kapatmak istedim fakat ben kapatana kadar herkes yanıma gelmişti bile.

Saçlarımı okşayan eller,alnımda dolaşan eller,ellerimi tutan eller birbirine karışmıştı bile. Nasıl olduğumu soran onlarca soru havaya karıştığında "iyiyim"diyerek hepsine birden toplu cevap verdim.

Hepsi gerilmiş,hepsi endişeli,bir o kadar da meraklı gözlerle beni izliyorlardı. Gözlerim aradığı kişiyi yakınımda bulamayınca kalbimde oluşan acıyı engelleyemedim. Hemen yanı başımda değil,benimle ilgisi bile olmayan yanı başımdaki hemşirelerden bir kaç tanesinin arkasındaydı. Ellerimi tutması yerine orada olması o kadar acıttı ki anlatamazdım.

Gözlerimiz buluştuğunda iyi olduğuma emin olmak istermiş gibi bir kaç saniye gözlerimde durdu gözleri fakat sonrasında hemen geri çekildi ve arkasını dönerek yürümeye başladı.

Giderken ki çıplak sırtını gördüm. Bir kaç kesik,sadece sesle dolu anlar gözlerimin önüne geldi ama bu anların bana ait olup olmadığından bile haberim yoktu.

Bana neler olduğumu sorduğumda yeşil gözlü ak saçlı doktor yanıma tekrar geldi. "Aşırı soğuktan sinirlerin uyuşmuş ve bilincin kapanmış. Neyseki çok geç olmadan yetiştik. Son zamanlarda fazla stres veya üzüntü duyduysan üşümek bardağı taşıran son nokta olmuş ve şoka girmişsin. Şuan durumun iyi ama kendini strese sokmamaya ve üşümemeye dikkat et"

SırıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin