"Ben geldim ey mükemmel ailem"
Ayakkabılarımı çıkardıktan sonra açık kapıdan valizimi de çekerek odamın kapısının yanına koydum.
"Anne?" Dedim evin içinde yüksek sesle bağırarak. Geldiğimden beri ev içinden bir ses gelmemişti. Salon kapısından başına yazma bağlamış omuzları çökmüş ve gözü yaşlı annem çıktığında olduğum yerde durdum.
"Neler oldu anne? İyimisin?" Yanına gidip yanağını öptükten sonra koluna girdim. "Babanla kavga ettik ve bu sefer fena haldeyiz"
Size mutluluğumun kısa süreceğini söylemişmiydim?
Birlikte kol kola salona girdiğimizde enesin anneside üçlü koltukta oturuyordu.
"Hoşgeldin tuğba teyze" diye mırıldandım yarım ağız. Annemin halini gördükten sonra tuğba teyzenin kaynanam olduğunu düşünecek halde bile değildim.
Annem tartışmalarını anlattıktan sonra tekrar sinirle gözlerini yumdu. "Sınav haftanda yaklaşıyor. Evdeki kavga gürültüden nasıl çalışacaksan?"
Annem kendi kendine konuşur bir şekilde mırıldanmıştı bunları.
O sırada enesin annesi tuğba teyze söze girdi. "Arkadaşlık ölmedi ya banucuğum. Feyza sınav haftası boyunca bizde kalır. Hemde anlamadığı konuları enese danışır. Sizde aliyle sorunlarınızı halledersiniz o zamana kadar. Ne dersin?"
Annem soru soran gözlerle bana baktığında yüzündeki yorgunluk beni şaşırttı. Hep kavga ederlerdi. Kim bir evi paylaştığı biriyle sorunlar yaşamazdı ki? Bu seferkinde gerçekten yorulmuş görünüyordu. Biraz da bıkkın.
"Olur" dediğimde tuğba teyze hafifçe tebessüm etti. Annem beni kendine çektiğinde itiraz etmeden başımı göğsüne yasladım. Bir haftadır zaten evde değildim annemi özlemiştim ve şimdide yine gidiyordum. Özlediğim halde kabul etmek fedakarlığa girermiydi?
"O zaman sen kalkıp eşyalarını hazırla. Enesi akşam seni almaya gönderirim ben" başımı sallayıp yanlarından kalkarak odama geçtim. Önce valizimi boşalttım ve sonrasında yeni eşyalarımı koydum. Havalar soğumaya başlamıştı. İzmir buraya göre daha sıcaktı ama orada bile son bir kaç gün denize girememiştik.
Mevsimlikleri küçük bir çantaya koyduktan sonra gerekli diğer eşyaları da koydum. Enesle bir hafta aynı evde yaşamak?
Olabildiğince açık giysilerden uzak durmalıydım anlaşılan.
Salondan annemin hıçkırıkları geldiğinde gözümü kapayarak derin bir nefes aldım. Bir taraftan mutlu olurken diğer tarafta acı çekmek?
Bir insan bu haldeyken nasıl dengede duran bir ruh haline sahip olabilirki?
***
"Nereye gidiyoruz?" Yanağını öpüp yan koltuğuna yerleştiğimde direksiyona hafifçe vurup söylemişti bunu enes. Anlaşılan tuğba teyze sadece 'feyzalara git' tarzında bir şey demişti.
"Sizin eve" dedim tamamen rahat olduğuma emin olduktan sonra.
"Ov bebeğim. Ev boş değil ama"
Gözlerimi sonuna kadar açarak enese döndüm. Alt dudağını ısırarak gülmeye hazır bir şekilde bana bakıyordu. "Oha enes" hızlıca koluna vurdum sonra.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırık
Teen FictionSizden bir dakika durup düşünmenizi istiyorum. Hayatınızı. Ailenizi,arkadaşlarınızı,sevdiğiniz kişiyi,sevildiğiniz kişileri,işinizi,evinizi,okulunuzu. Ve sonra bunların aniden yok olduğunu düşün. Yeni hayatını basitce kabullenir miydin? Yoksa sende...