Cuma günü son zilinde çalmasıyla çantamı hızla kaptım ve merdivenlerden koşarak indim.
Üzerimde o kadar kasvetli bir hava vardı ki günün güneşli olması hiç birşeyi değiştiremiyordu.
Çantamı servise fırlattıktan sonra servisin önünde dikilmeye başladım.
Tam o sırada arkamdan belime iki kol dolandı ve bir yüzde boynuma gömüldü.
Gözyaşlarım akın ederken gözlerimi kapadım.
"Ağlama" diye fısıldadı boynumdaki yüzün sahibi.
Tanıdık gelen o huzur her tarafımı kaplarken yüzümdeki sırıtışa engel olamadım.
Taha ellerini belimden çözüp karşıma geçti. Bir eliyle elimi tuttu ve bir elinide yanağıma atıp gözyaşlarının bıraktığı izleri baş parmağıyla sildi.
"Özür dilerim feyza. Tam bir öküzüm affet beni"
'Nee!!' Diye bağırdı o sırada iç sesim. Suçlu olan bendim ama şuan sevgilim karşıma geçmiş özür diliyordu.
Mesajların doğruluğu aklıma gelince sırıttım. Ben böyle birinden nasıl ayrılacaktım? Dalga mı geçiyolardı benimle?
"Asıl suçlu benim taha. Affet beni" dedim.
Taha gülümsedi "sana hiç küsmedimki ben güzelim. Sadece kızdım biraz"
Anlık gelen fazla duyguyla kollarımı belime sardım ve kafamıda boynuna gömdüm.
Taha da hemen kollarını belime doladı. Huzur verdiğinden bahsetmişmiydim?
****
Küpelerimi de taktıktan sonra boy aynasında son bir kez kendime baktım. Hazır gibi görünüyordum bu yüzden çantamı alıp evden çıktım ve bekleyen taksiye bindim.
Enese de gideceğim yeri mesaj attıktan sonra yolu izlemeye başladım. Neden enes diye sormayın!!!
Çünkü beyefendi geçen sefer tahayla olduğumuz gece beni kafeden çıkarmıştı ve hemen sonrasında birdaha böyle yerlere benimle gidiyorsun diye emir vermişti.
Hal böyle olunca da babam akşam saat 11 de dışarı çıkmama izin vermişti.
Babama şuan gerçekten sinir olmuştum ama madem ben dışarıya bu saatte çıkabiliyordum buna da katlanabilirdim.
Enesle de anlaşmıştım. Biz kızlarla otururken o yanımızda olmayacaktı ama bize en yakın masada olacaktı.
Kızlarla buluşacağımız yere geldiğimizde taksiye ücreti ödeyip hızla aşşağıya indim.
Enes kapıda beni bekliyordu. Geldiğimi görünce önce yüzüme bir süre baktı sonra ise giydiklerimi kontrol etmek istercesine baştan aşşağıya süzdü.
Rahatsız olmuşmuydum?
Evet.
"Merhaba" diyerek yanına yaklaştım.
Başıyla o da beni selamladıktan sonra kaba bi şekilde bileğimi tuttu.Öküzlük her yerde devreye giriyordu.
"Ne yapıyorsun?" Der gibi baktım ama enes bana aldırmadan omuz silkti ve çekiştirerek içeri götürdü.
İçeri girince neden tuttuğunu anlamış oldum. Burası...neydi böyle?
Burası sadece dıştan kafeye benziyordu. İçerisi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırık
Teen FictionSizden bir dakika durup düşünmenizi istiyorum. Hayatınızı. Ailenizi,arkadaşlarınızı,sevdiğiniz kişiyi,sevildiğiniz kişileri,işinizi,evinizi,okulunuzu. Ve sonra bunların aniden yok olduğunu düşün. Yeni hayatını basitce kabullenir miydin? Yoksa sende...