Episode 4.

10.7K 434 267
                                    

Gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim. Görüşlerinizi lütfen eksik etmeyin. İyi okumalar!

Elimdeki dosyalarla ofisime giriş yaptığımda, John'u içeride beklemiyordum. Bir haftadır neredeyse ondan kaçıyor, bakışlarından uzak bir yere geçiyordum. Şimdi kapana sıkışmıştım.

"Krissy," dedi beni görünce ayağa kalkarken. Masama ilerledim ve sorar gözlerle ona baktım. Suçluluk duygum tekrar baskınlık yapsa bile eskisi kadar kötü hissettirmiyordu. Harry ile olan bağlarımız oldukça güçlenmişti.

"Ben üzgünüm sadece içimde sana karşı köreltemediğim şeyler var. Seni gördüğüm ilk günden beri böyleydi. Dayanamadım ve o gün seni öptüm. Karşılık vereceğin aklı-"

"Sus, John. Sus." O günü bana hatırlatırken sözünü kestim.

"Hoşuna gitmemiş miydi? Yani öpücüğüm." dedi elini saçlarının arasına geçirirken.

"John, ben evliyim. Bunu bildiğin halde beni öpmemeliydin." Tırnaklarımı avuç içime bastırırken yanıtladım.

"Sende karşılık vermemeliydin o zaman. Sanki burada seni öperken tüm suçlu benmişim gibi davranıyorsun!" Sesini yükselttiğinde yerimde sıçramıştım.

"Sessiz ol. Birileri duyacak."

"Ben anlamıyorum..." dedi derin bir nefes alarak. "...Bana karşılık verdiğinde gerçekten umutlanmıştım."

"Sen ne saçmalıyorsun? Hala evli olduğumu göremiyor musun?" Sinirle onu yanıtladığımda bana doğru ilerledi.

"Lanet olasıca evliliğin umurumda olsaydı seni öpmeyi göze almazdım!" dediğinde adeta deliye dönmüş gibi gözüküyordu.

"Kendine gel." Sakinlikle yanıtladığımda, genişlemiş göz bebekleri sonunda normale dönmüştü. Bir adım daha atıp bana yaklaştığında geriye doğru gittim. Konuşmuyor öylece yüzüme bakıyordu.

"John dışarı çık." dedim elimle kapıyı gösterirken. Burada olmasını istemiyordum.

"Krissy, neden göremiyorsun?" Bir adım daha atıp, önümde bittiğinde elleri yanaklarımı bulmuştu. "Seni Harry'den daha çok sevdiğimi, daha çok önemsediğimi neden göremiyorsun."

"Sana çık dedim." Sesimi yükselttiğimde hızla bedenini iterek uzaklaşmasını sağlamıştım. "Bana dokunma."

İster istemez gözlerim dolduğunda beni bu kadar güçsüz görmesine izin verdiğim için pişman olmuştum. Bakışlarımı ondan kaçırarak, yanımdaki duvara diktim. Birkaç dakika sonra kot pantolonunun sürtünme sesini duymuş, kapıdan çıktığına şahit olmuştum. Derin bir nefes aldım ve koltuğuma oturup önümdeki dosyaları açtım. Hepsi iç içeydi ve sekreterim hiçbirini düzenlememişti. Geri zekalı. Ona boşuna para ödüyordum.

"ELENA!" diye bağırdım gelmesi için.

"Buyrun efendim." dedi kapıyı açıp mırıldanırken.

"Bu dosyalar neden düzenli değil?" İğleneyerek sordum.

"Üzgünüm efendim, gözümden kaçmış olmalı." Titreyen sesiyle yanıma geldi ve ellerini kalem eteğine sildi.

"Bir daha kaçmasın, aksi taktirde kovulursun." dedim dosyayı ona uzatırken. Başını hızla salladı ve çapraz adımlarla ofisimden çıktı. Uflayıp, başımı ellerimin arasına aldım ve masaj yapmaya başladım. Kafam çatlıyordu ve bacaklarım ağrıdan sızlamaya başlamıştı. Diğer yandan bugün hava çok sıcaktı. Şimdiden kıyafetlerimin örttüğü tenim terlemiş, sıcaklamıştı.

Masanın üstündeki kumandayı alarak, klimayı açtım ve soğuk havanın bedenime çarpmasına izin verdim. Rahatlamış hissediyordum. Yorgunluğumun beni ele geçirmesine izin vermeyerek, dosyaların gelmesini beklemeye başladığımda telefonumun bildirim sesi ofisimi doldurmuştu. Gelen mesajı açtığımda, Harry'den olduğunu gördüm.

Dispersed Pieces ☾ Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin