Yorumları görüne coştum diyebilirim. Bu bölümde aynı performansı görürsem çok sevinirim. Seviliyorsunuz! Hepinize iyi okumalar!
Telaş içinde ne yapacağımı bilemez bir haldeyken cebimdeki telefonumu çıkardım ve ona salladım.
"Neden ortalıkta görünmediğimi soran meslektaşlarım aramış. Onlardan biriyle görüşüyordum."
Gözlerimi olabildiğince gözlerinden kaçırmamaya çalışıyordum. Yalan söylediğimi anlarsa bu sefer aramızı düzeltmem oldukça uzun sürerdi.
"Anladım, ben süpürgeyi alırım." dedi ve elleri kollarında bir şekilde koridora doğru yöneldi.
O gider gitmez derin bir nefes alırken telefonumdan Cassie'ye bir daha haber vermeden gelmemesi için kısa bir mesaj atmıştım. Daha sonra ise Krissy'nin peşinden mutfağa doğru gittim.
"Yarın evde misin?" Yeri süpürürken sormuştu.
"Evet,"
"İşten sonra bir şeyler yapalım mı?"
"Olur, tabii." dedim belimi mutfağın tezgahına yasladığımda.
"Bir şey olmadığından emin misin?" İşine dönmeden önce bakışlarını dikkatle üzerimde tutmuştu.
"Eminim sevgilim. Ben televizyon izlemeye gidiyorum. Yardım gerekirse seslenirsin."
"Tamam." diye yanıtlayarak cam kırıklarının üzerinden geçti. Yorgun görünüyordu ve işi bittiğinde uyuyacağından emindim. Bu nedense rahatlamama sebep olmuştu. Cassie yüzünden Krissy'nin yanında kendimi oldukça gergin hissediyordum. Yanlış bir şeyler söylemek istemiyordum. Cidden neden o kızla hala takıldığımı bile bilmiyordum. Kendimi öyle bir kaptırmıştım ki onunlayken gençleşmiş gibiydim. Daha çevik ve çapkın hissediyordum. Beni çok ama çok farklı hissettiriyordu. Eski zamanlarda hissettiğim ama uzun süre yok olmaya yüz tutmuş o tatlı hüzünlü bir esintiyi bana tekrar yaşatıyordu. O kızda kimsede hissetmediğim farklı bir şey vardı ve bu yolda Krissy'i de peşimde sürüklemekten başka çarem yoktu. Pisliğin tekiydim ama Krissy olmasa batacağımı çok iyi biliyordum. Daha beter olacaktım.
Oturma odasında ayaklarımı geniş koltuğa uzatıp evlilik yüzüğümü incelerken başım çatlayacak derecede ağrıyordu. Zihinsel ve fiziksel olarak öyle yorgundum ki, kafamdaki düşünceler bir türlü uyumama izin vermiyordu.
Krissy'nin ağzından
Yorgunluk içinde yatağa girdiğimde Harry'nin hala televizyon izlediğini aşağı kattan gelen seslerden anlıyordum. Tabak kırıldığından beri değişik davranıyordu. Onu yoruyormuş gibi hissediyordum ve bu yüzden oturma odasına çok bulunmak istememiş hemen uyumaya çıkmıştım. İkimizde stresli şeyler yaşıyorduk. İnkar edemezdik. Evliliğimiz daha önce hiç böyle sarsılmalara uğramamıştı. Birbirimize hep saygılıydık ama içimden bir ses o saygının gittikçe yok olacağını söylüyordu.
Bunu istemiyordum. Hiç istemezdim. Onu çok seviyordum her şeye rağmen asla hayır diyemeyeceğim tek insandı. Kendimi bildim bileli Harry ile beraberdik. Birlikte öyle harika anlar yaşamıştık ki, bana karşı saygısından asla ödün vermemişti. Beni asla yapmak istemediğim şeyler için zorlamamış, ilişkimizi hep heyecanlı tutmuştu. Ancak bu sefer ortada öyle farklı şeyler hissediyordum ki, kabullenmek asla istemiyordum.
İlişkimiz için olacakları zaman belirleyecekti. Şimdilik tek isteğim John'u içeri tamamen tıkmak ve kurtulamayacağından emin olmaktı. Bana yaşattığı o hissiyatı hiç unutmayacaktım. Arkadaş olarak güvendiğim adam saplantılı bir sapık çıkmıştı ve ailemi mahvetmekten öte bir şeyi yapmıştı. Beni, özgüvenimi böyle yerle bir edeceğini asla tahmin etmezdim. Taciz, tecavüz gibi olaylar bir kadının gururunu işte bu denli kırıyordu ama vazgeçmeyecektim. Hakkımı almak için elimden ne geliyorsa yapacaktım. Eğer vazgeçersem biliyordum, onun gibilere de bir kapı açmış olacaktım. İnanın bunu ne ben isterim, ne de insanlık ister.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dispersed Pieces ☾ Harry Styles
FanfictionHarry Styles, iddialı ve içinde olduğu her davayı kazanan başarılı bir avukattı. Krissy ise kararlı ve tıpkı Harry gibi işinde başarılı bir hakimdi. Gerçek şuydu ki, ikisi de evli bir çiftti. Tüm Hakları Saklıdır! - All Rights Reserved! denizstylesx...