Episode 13.

5.2K 273 71
                                    

Bu sefer arayı pek açtığımı düşünmüyorum. Lütfen ama lütfen okuyan herkes oylarını verirse çok ama çok sevinirim. Geçen ki bölümde o duyuruyu yapmasam oylar yerdeydi. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur. Seviliyorsunuz. Bu arada yeni kapak nasıl olmuş?

NOT: BOL BOL YORUM VE OY İSTİYORUM. <3

"Seni öyle özlemişim ki..." dedi pis nefesini boynuma sürterken. Tanrım, ondan iğreniyordum. Olan onca şeylerden sonra nasıl karşıma çıkabiliyordu? Üstelik şu an yarı çıplak olduğumu saymıyordum bile! Çünkü sabahlığımın altında iç çamaşırım yoktu ve elim kolum bağlı olduğundan ona engel olacak neden de yoktu.

'Harry, lütfen uyan.' diye geçirdim içimden. Eğer uyanmazsa beni bu ayyaşın elinden kurtaracak kimse olmayacaktı. Kim bilir neler planlıyordu.

"Kokunu, bu yüzü..." Yanağını yanağıma sürterek, kendisini bana bastırdığında gözümden bir yaş düşmüştü.

"Ah, o seni bugün sikerken onun ben olduğunu düşündüm ve ne yaptım biliyor musun?" diye sordu gülerek. Şu an tıpkı tımarhaneden kaçmış delilere benziyordu. Adeta gözü dönmüştü.

"Kendimi tatmin ettim ve o piç şu anda uyurken bunu gerçekleştirmeliyim değil mi? Seni şimdi şurada sikmem için hiçbir neden yok." O konuşmaya her devam edişinde kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyor, gözlerimdeki yaşlar kesilmiyordu.

Eli yavaşça sabahlığımın ipine giderken, neredeyse üstüme yapışmış bedenini itmeye çalıştım.

"Uslu dur." dedi kolumu daha çok sıkarak. "İnan bana, beni sinirlendirmek istemezsin."

Kendimi sıkmaktan öyle kasılmıştım ki, her an bayılabilirmiş gibi hissediyordum.

"Ah," dedi fermuarını açtığını duyduğum esnada. Cidden bunu yapıyor muydu? Bunca zamandır iş arkadaşım dediğim insan, sırdaşım olan kişi şu an bana tecavüz etmeye kalkıyordu. Birlikte öğle yemeğine çıktığım, günümün çoğunu birlikte geçirdiğim adam bana nasıl bunları yapabiliyordu? Önce öpücük, sonra tehdit... Şimdi de bu. Üstelik bu gece Harry ve benim için öyle önemliyken neden tüm bunlar başıma geliyordu? Öylesine sinirli ve korkuluydum ki, sabahlığımı yere düşürmesine izin vermeden elini ısırmış ve aletine dizimi geçirmiştim.

"Seni lanet orospu çocuğu!" diye çığırdım o çoktan iki büklüm olurken. "Beni asla elde edemeyeceksin, anladın mı?"

Kafasından tutup, elimle yumruğumu geçirdiğimde zaten sarhoşluğu yüzünden kuramadığı dengesi iyice bozulmuş ve yere düşmüştü.

Ardından ise Harry'nin sesi araya girerek, tüm dikkatimi ona çevirdi.

"Burada neler oluyor?" Bana doğru koştuğunda, hızla kollarını bedenime dolamış ve başımı öpmüştü.

"Bebeğim, bebeğim... İyi misin? Lanet olsun, iyi misin sen?" diye sordu anlını anlıma yaslarken.

"H-Harry..." dedim hıçkırarak. O bana sarılınca ağlamam adeta tavan yapmıştı.

"O bitti, onu sike sike geberteceğim." Kollarını bedenimden ayırıp, John'un kapıya doğru gitmekte olan bedenine hızlı bir şekilde atak yaparken beklemeden yumruğunu John'a geçirdi.

"Ah!" John bağırdığında, Harry'nin geldiğini yeni fark etmişti. Az önce zevkten inleyen adam şimdi kocam tarafından acı ile inliyordu. Hala kafam karışıktı. Aklım almıyor, beynim bulamaç halinde dönüp duruyordu. Bizi nasıl bulduğu, buraya nasıl girdiği ve benden neden vazgeçmeyişini bilmiyordum. Sapık, psikopat ve adi herifin tekiydi. Kesinlikle dövülmekten daha fazlasını hak ediyordu. O yüzden Harry onu iyice benzetene kadar hiçbir şeye karışmadım. Şok ve transın etkisi yüzünden bedenim duygusuzca ikisine baktı.

Dispersed Pieces ☾ Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin