Episode 24.

3.3K 226 296
                                    

Evet, heyecanla yazmayı beklediğim bölüm yayımda ve oldukça fazla yorum görmek istiyorum. Oyları 150, yorumları 200 görürsem çok sevinirim. Final ise bambaşka olacak. Hepinize iyi okumalar!

UYARI FİNALE KADAR BIRAKMAYIN!

Şaşkınlık, bir süre boyunca yüzünden gitmedi. Öyle ki nasıl tepki vereceğini şaşırmıştı.

"Tanrım!" Yerinden zıpladı ve aniden saçma sapan danslar sergilemeye başladı. "Biliyordum, biliyordum!"

"Hemen sevinme, bir erkekte var." dedim ona dikkatlice bakıp.

Bunu söylememle birlikte hareketleri kesilmiş, yüz ifadesi donakalmıştı.

"Ne? İkizler mi?"

"Evet."

"Ne?"

Daha fazla dayanamadım ve kahkahayı bastım. Öyle bir ifadeyle beni izliyordu ki gülmememem imkansız geliyordu.

"Şanslıyız ki ikiz değiller." dedim sakinleşerek.

"Tanrım, bir an için ikisininde altını değiştirdiğimi ve bok içinde yüzdüğümü düşündüm."

"Geri zekalı." Ona doğru ilerleyip saçlarını kırıştırdım. "İkiz olmalarını istemez miydin?"

"İsterdim ama hayatımızda hiç çocuk bakamamışken iki çocuğa bakmak çok korkutucu geldi." dedi alnımı öper öpmez.

"Haklısın, onlar ikiz değil ama..."

"Ama?"

"Üçüzler."

"Tanrım, ne? Şaka mı bu?" diye sordu nefessiz kalmış gibi.

"Evet," O kadar çok eğleniyordum ki yüzüm gülmekten kızarmıştı.

"Krissy, çok kötüsün!" Arkasını dönüp salona gittiğinde bana küstüğünü düşündüm. İşte bu gerçekten komikti.

"Sadece eğleniyorum." dedim kollarını bağdaştırarak karşıma otururken.

"Komik değil."

"Bebeğim, hadi ama!"

"Hayır."

"Gerçek şu ki sadece kızımız olacak." dedim ayağa kalkıp ona doğru ilerlediğimde.

Kucağına oturmak için yeltendim ve kollarımı boynuna doladım.

"İsmini ne koyacağız?" diye sordu merakla.

"Onu şimdi düşünmeyelim."

Dudaklarına yaklaştım ve onu öpmeye çalıştım. Aramızda milimler kaldığında kafasını hızla başka yöne çevirdi.

"Gerçekten bana küstün mü?"

"Hayır, sadece..."

"Sadece ne?"

"Sadece şimdilik hazır değilim."

Üstünden kalkarken başımı anlayışla sallasam da ne zaman ona yakın olmak istesem beni kendinden uzaklaştırması canımı sıkıyordu. Üstelik aramızdaki bir bağ bu davranışını önlemeye yetmemişti.

Arkamı dönüp mutfağa doğru gittiğimde peşimden bakıyordu ve derin nefeslerini duyabiliyordum.

"Krissy,"

"Bir şey söylemene gerek yok."

Tezgahta yarım bıraktığı işine bakarken ocaktaki pişen yemekle birlikte ne yaptığını anlamıştım. Yarım kalan işini ben üstlendiğimde ise arkamdan gelmemişti.

Dispersed Pieces ☾ Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin