Beklettim biliyorum affedin. Zaman bulsam yazacağım. Yazı bekliyorum. O zaman bol bol bölüm gelecek ve telafi edeceğimi düşünüyorum. :) Şu sıralar Young and Artist kitabımla çok ilgiliyim. Onu okumanız beni çok mutlu eder, inanın. İyi okumalar!
Harry'nin ağzından
Sinirden bembeyaz hale gelmiş parmak boğumlarımla kristal bardağı tutarken, içmemem gerektiği halde içtiğim ikinci içki bardağına tiksintiyle baktım. Onun yapmamı istemediği şeyleri bilerek yapmaya devam ediyordum ve bu bile kendimden iğrenmeme neden olmuştu. Dün gece cidden saçmalamıştım. Evden gideceğini aklımdan bile geçirmemiştim ama yapmıştı, cidden kapıyı çekerek beni o varken huzur bulduğum evimizde yalnız bırakmıştı.
İşe gitmedim. Sakin bir kafayla düşünmeli ve kendimi affettirecek şeyleri gözden geçirmem gerekiyordu ama onu bile yapamıyordum. Burada öylece oturmuş, koltuğa yayılarak içki içiyordum. Belki de boğazımdan geçen yakıcı tat canımı acıttığı için bir şekilde kendimi cezalandırıyordum. Hiçbir şeyi bilmiyordum.
Bir yudum daha almak için bardağı dudaklarıma yaklaştırırken, kapı hızla çalmış ve yerimden sıçramama neden olmuştu. Heyecanla yerimden kalkarken içimden gelenin o olması için dua ediyordum. Tanrım, lütfen vazgeçmiş olsun...
Ancak elbette öyle olmamıştı. Kapıyı açtığım an Cassie'nin suratıyla karşılaşmış ve endişeyle içeri girmesini izlemiştim.
"Senin ne işin var burada?" diye sordum sinirlerime hakim olamadan.
"Beni sen çağırdın." Kollarını birleştirip karşıma geçmişti.
"Ne?"
"Dün gece mesaj atıp durdun ve bugün dersim bitince gelebildim, iyi misin sen?" dediğinde gözlerinin içindeki endişe kendimi savunmasız hale getirmemi sağlamıştı.
"Hayır," dedim gözlerimden akacak yaşı görmesini engellemeye çalışarak ama benden önce davranıp elini yanağıma koydu.
"Anlat bana, neler oldu?" Sesi öyle yumuşak çıkıyordu ki, kollarını ne zaman bana sardığını fark etmemiştim.
"Gitti," Bunu aniden söyledim.
"Ne?" Geri çekilip, ikimizi de koltuğa oturttu.
"Kavga ettik ve gitti. Onu ittim. İnanamıyorum, onu ittim ve yere düştü. Kalbini çok kırdım. Siktir, onu cidden üzdüm." dedim. Çok hızlı konuşmuştum ve onun beni takip etmekte zorlandığı aşikardı.
"Bir dakika, bir dakika.." dedi saçını kulağının arkasına sıkıştırıp. "Onu neden ittin?"
"Başta ufak bir tartışmaydı. İçtiğimi anladığında kızdı. Ben de aklımdaki şüpheleri yüzüne vurunca asla bunu beklemediğini söyledi ve şaşkınlıkla üzerime geldi. Ondan John ile yatmadığını söylemesini istedim. Cevap vermedi birkaç defa üstüne gittim ve en sonunda onunla geçirdiği gecenin benimle yaşadığı geceden daha güzel olduğunu söyledi. Bilerek dediğini biliyordum ama kendime hakim olamadım çünkü asla itiraz etmiyor, duymak istediklerimi söylemiyordu. Ben de onu kendimden uzaklaştırırsam dediklerini duymayacağımı düşündüm. Ancak ellerime hakim olamadım. Yere düştü. Sonra gitti."
Dün gece olanlar bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken, damarlarımdaki kanın sinirden hızlandığını hissediyordum. Kendimden öylesine nefret ediyordum ki, şu anda bir şey kırmamak için zor duruyordum.
"Hey," Cassie dikkatimi ona vermem için seslendi ve elimi tuttu. "Her evlilikte tartışmalar elbette olur ancak burada hanginizin haklı olup olmadığı bana düşmez. O seni sözleriyle kızdırmış ve sen de buna tepki vermişsin. İkiniz de hatalısınız. Yine de olayı sen başlattığın için ve ona fiziksel bir şekilde zarar verdiğin için özür dilemelisin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dispersed Pieces ☾ Harry Styles
FanfictionHarry Styles, iddialı ve içinde olduğu her davayı kazanan başarılı bir avukattı. Krissy ise kararlı ve tıpkı Harry gibi işinde başarılı bir hakimdi. Gerçek şuydu ki, ikisi de evli bir çiftti. Tüm Hakları Saklıdır! - All Rights Reserved! denizstylesx...