Episode 5.

10.7K 391 239
                                    

Yorumlarınız ve destekleriniz çok güzel. Çok teşekkür ederim hepinize. Hayran Kurguda çoktan sıralandırılmaya girmişiz. İlk 10'a umarım gireriz. İyi okumalar.

Kalbim teklerken, nefesimin kesildiğini hissedebiliyordum. Göz yaşlarım çoktan yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. Ben bunca gündür onu aldattım diye üzülüp, kendimi harap ederken onunda beni aldatması... Tanrım, ya sürekli beni aldattıysa? Ya onunki benimki gibi bir hatadan ibaret değilse? Canım yanıyordu. Canım çok yanıyordu. Nasıl hissettiğimi bilmiyordum bile! Tek bildiğim şey, ikimizde birbirimizi aldatmıştık.

"Bebeğim?" Boğuk sesini duyduğumda, başımı kaldırıp gözlerimizi buluşturdum.

"Hey, neden ağlıyorsun?" diye sordu hızla yanıma gelip oturduğunda. Bakışları titreyen ellerimdeki telefon ekranına kaymıştı. Benim okuduğum mesajı okurken, kaşları çatıldı ve pişmanlıkla yüzünü benimle buluşturdu.

"Bak be-"

"Onu gerçekten öptün mü?" Sözünü keserek sordum.

"Evet," diye yanıtladı. Kalbime binlerce acı saplanırken, gözlerimden bir yaşın daha akmasına engel olamadım. "Bir hataydı, Krissy. Yemin ederim. Onunla o günden sonra konuşmadım bile. Ben seni seviyorum, gerçekten seviyorum. Özür dilerim bebeğim, özür dilerim." Eğilip elimi dudaklarına götürdüğünde, göz yaşlarım daha da hızlanmıştı.

"Tamam." diye yanıtladım.

"Ne?"

"Tamam, seni affediyorum ve sana inanıyorum. Böyle bir şey bir daha olursa, beni kaybedeceğini bilmelisin." Hıçkırdığımda, gözlerinin dolduğuna şahit olmuştum. Onu affetmem gerekiyordu. Çünkü onu bende aldatmıştım. Aynı şeyi, aynı hatayı ona bende yapmıştım. Nasıl hissettiğini anlayabiliyordum. Kocamı her şeyden iyi tanıyordum çünkü. Şimdi ona onu aldattığımı söyleyemezdim. Karşımdaki ağlayan bedeni daha da yıkılırdı. Biliyordum. Ona onu aldattığımı söylemem için zamana ihtiyacım vardı.

"Ağlama, lütfen." dedi düşüncelerimden sıyrılmamı sağlarken.

"Sende ağlama." diye fısıldadım parmağımla akan göz yaşını sildiğimde. Yavaşça dudaklarını bana yaklaştırdı ve çatlamış, kuru dudaklarını ağlamaktan tuz tadı barındıran dudaklarıma bastırdı. Gözlerimi sımsıkı yumdum ve dudaklarına karşılık verdim. Beni sevdiğini biliyordum. O hiçbir kadının karşısında ağlamaz, üzülmezdi ama benim için ağlıyordu.

"Seni hak etmiyorum." diye mırıldandı dudaklarını dudaklarımdan ayırırken.

"Şşş," İşaret parmağımı dudağına bastırdım ve susmasını sağladım. "Seni seviyorum."

"Hayır Krissy. Seni aldattım bunu bu kadar basit bir şeymiş gibi göremezsin. Seni üzmeye hakkım yoktu!" Sonlara doğru sesini yükselttiğinde, hala suçlu hissettiğini anlayabiliyordum.

"Harry, seni tanıyorum. On beş yaşımızdan beri birlikteyiz ve beni üzmek istemediğini biliyorum. O kızı öpmenin bir hata olduğunu da biliyorum. Seni biliyorum, Harry. Senin hakkında her şeyi biliyorum." diye fısıldadım göz yaşlarımı silerken. İçimde hala ona karşı kırgınlık vardı ama yaşadığım suçluluk daha fazlaydı. Eğer şimdi John'u öptüğümü söylersem, kavga edecektik. Haklı çıkmak için elimizden geleni yapacak ve birbirimize zarar verecektik. Şu an da bu bir aldatma acısı bile beni mahvederken, ikincisi bizi beter ederdi.

"Bir daha öyle bir şey asla olmayacak. Söz veriyorum." Saçlarımı okşarken konuştu. Onu başımla onaylarken, çoktan ikimizi de koltuğa yatırmıştı.

"Artık senin asistanın olmasını istemiyorum." Vücudumu ona döndürürken, cevapladım.

"Olmayacak, hayatım. İlişkimiz için tehlike çıkaracak her şeyi hayatımdan çıkaracağım."

Dispersed Pieces ☾ Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin