Ya o güzelim oylarınız ve destekleriniz için çok teşekkür ederim. Umarım bu kitap iyi bir yere gelir. 11K için çok teşekkürler! YORUM İSTİYORUM!! İyi okumalar.
Nefesim kesilirken, dudaklarımı yaladım ve gözlerine öylece bakmaya devam ettim. John'un söyleyeceğini beklemiyordum, hazırlıksız yakalanmıştım. Harry'nin bunu benden duyması daha mantıklıydı ancak o gidip başka adamdan duymuştu. Tanrım, şimdi batmıştım.
"Bak, bunu söylemediği-"
"John bana anne olmak istediğini söyledi." dedi gözleri umutla parlarken. Ne?
"Bir saniye, ne?" Kaşlarım çatılırken, onu yanıtladım. İçim John'un ona öpücükle ilgili bir şey demediğini öğrenince rahatlamıştı ancak anne olmayı istediğimi ne halta söylemişti ki!
"Duydun hayatım. Seni görmeye geliyordum, öğle arasında beraber yemeğe çıkmayı düşünmüştüm ancak John beni durdurup, bir şey diyeceğini söyledi. Onu onaylayıp, dinledim. Daha önce konuşmuşluğumuz vardı ve ona baba olmak istememden bahsetmiştim, seninde anneliğe pek yaklaşmadığını da. Ona anne olmak istediğini söylemişsin. Neden bana söylemedin ki?"
Derin bir nefes aldım ve ona doğru ilerledim. Elini belime atıp, beni kendisin çekti ve dudaklarıma kısa süreli bir öpücük kondurdu. Çaresizce ona sarıldım ve kokusunu içime çektim.
"John'a öyle bir şey demedim." diye mırıldandım.
"Anlamadım?"
"Ona öyle bir şey demedim. Sana neden öyle söyledi bilmiyorum ama onunla evliliğimiz hakkında konuşmuyorum."
"Yani anne olmak istemiyorsun?" Gözlerindeki hayal kırıklığı beni parçalarken, elimle yanağını okşadım.
"Bebeğim, bunu konuştuk seninle lütfen üzülme. İkimizinde yoğun bir iş hayatı var ve bir bebeğe şimdi ihtiyacımız yok. Belki bir yıla, iki yıla yapabiliriz ancak şimdi istemiyorum. Hazır değilim." dedim dudaklarını öpmeye başlarken. İlk saniyeler bana karşılık vermese de, diğer elini de belime atarak, öpücüğüme karşılık verdi. Saçlarını ellerimin arasına geçirerek, onu kendime çektim.
"Seni üzmekten nefret ediyorum." diye fısıldadım dudaklarımızı ayırıp, yanağını okşarken.
"Hayır üzmüyorsun, haklısın. Sen hakim olalı iki yıl oluyor ve bu iki yılda oldukça başarılı oldun, televizyonlara çıktın. Aynı şey benim içinde geçerli. Biz işimizde en iyisiyiz ve bir çocuğumuz olduğunda, aksayabilir bu tür şeyler. Şimdilik, sen ne zaman istersen o zamana alalım. Benim kararım hep olumlu olacak." Gülümsedi ve yanağımı okşadı.
Bu kadar anlayışlı olması gerçekten onu daha çok sevmeme neden oluyordu.
"Çıkalım mı?" diye sordum ona bir öpücük daha verdiğimde.
Başını salladı ve ellerimizi birleştirerek, bizi ofisimden çıkardı. Uzun zamandır iş içindeyken birlikte öğle yemeği yememiştik.
"Her zamanki yer uygun mu?" dedi bana bakışlarını çevirmeden, yürümeye devam edip.
"Hayır, bu sefer ben seni bir yere götüreceğim." Gülerek yanıtladım ve hızla arabama doğru onu sürükledim. Peşimden gelirken, kıkırdaması kulaklarımdaydı.
Sürücü koltuğuna yerleştiğimde o da hızla yanımdaki koltukta bitmişti. Kemerimi taktım ve kontağı çevirerek arabayı çalıştırdım. Biraz aceleciydim ancak çok acıkmıştım ve üstümde birazda olsa gerginlik vardı.
Gaza basıp, arabayı hareket ettirdim ve her zaman olduğu gibi radyoya uzanıp açmasını izledim. Favori kanalını ayarladı ve sevdiği müzik çıkmış olmalı ki gülümsemeye başlamıştı. Dudaklarını oynatıp, şarkıya eşlik ettiğinde bu müziği bildiğimden oldukça emindim. The Neighbourhood-Sweather Weather.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dispersed Pieces ☾ Harry Styles
FanfictionHarry Styles, iddialı ve içinde olduğu her davayı kazanan başarılı bir avukattı. Krissy ise kararlı ve tıpkı Harry gibi işinde başarılı bir hakimdi. Gerçek şuydu ki, ikisi de evli bir çiftti. Tüm Hakları Saklıdır! - All Rights Reserved! denizstylesx...